Evdeki aile fertleri tatil yapalım dediler. İyi o zaman hadi sizi dünyanın ortasına göndereyim de ben de burada başımı dinlendireyim dedim. Sen gönderir misin onları sonra peş peşe aksilikler yaşadım.
Bunlardan birini paylaşıyorum ey Ehil Kalemliler.
Bir gün saat 14.00 sularıydı iyice acıkmıştım hazır yemeği ısıttım masaya koydum. Üstüne de dolaptaki yarım kalmış karpuzu yersem iyi olurdu. Aldım karpuzu dışı kaygan mı ne, elimden bir anda çıktı, Panikle karpuzu havaya attım ve sonrası malum yere bam diye düştü. Her taraf karpuz parçaları ile boyandı. Donakaldım,sağa sola aptalca baktım baktım baka kaldım. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de karpuzun bir parçası ayağımın üstünde duruyor, hışımla bir vole de ona vurdum. Taa mutfak kapısının camına kadar yetiştirdim, Karpuzun camdan bir kayışı var süzüle süzüle sanki sörf ustası, bana nispet yaparcasına. Senin miden de dağılacağıma mutfakta dağılırım der gibi. Ellerimi kaldırdım havaya, dua için değil stresten on parmağımla havayı karışlar gibi. Dedim oğlum Mustafa sakin sakin ol, panik yapma. Öylece bıraktım attım kendimi dışarı. Bir taraftan bulaşıklar olmuş dağ gibi yıkanmayı bekliyorken, dinime imanıma yıkarsam isterse koksunlar. Bir de başıma mutfak temizliği yapmak zorunluluğu çıktı. Pimpirik Mustafa duramaz ki bir gün sonra bir güzel temizlik yaptım. Karpuzun çekirdekleri ile ritmik sayma bile oynadım.
Yaa Ehil Kalem dostlarım işte hayat böyle, karpuz gibi bazen çok istediğimiz şeyi ellerimizin arasından kayıp gidişini izlemek zorunda kalıyoruz. Arkasını da bize toplatıyor olması ise hayatın cilvesi değil de nedir?
23 Temmuz 2015
Mustafa Ekici
Bunlardan birini paylaşıyorum ey Ehil Kalemliler.
Bir gün saat 14.00 sularıydı iyice acıkmıştım hazır yemeği ısıttım masaya koydum. Üstüne de dolaptaki yarım kalmış karpuzu yersem iyi olurdu. Aldım karpuzu dışı kaygan mı ne, elimden bir anda çıktı, Panikle karpuzu havaya attım ve sonrası malum yere bam diye düştü. Her taraf karpuz parçaları ile boyandı. Donakaldım,sağa sola aptalca baktım baktım baka kaldım. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de karpuzun bir parçası ayağımın üstünde duruyor, hışımla bir vole de ona vurdum. Taa mutfak kapısının camına kadar yetiştirdim, Karpuzun camdan bir kayışı var süzüle süzüle sanki sörf ustası, bana nispet yaparcasına. Senin miden de dağılacağıma mutfakta dağılırım der gibi. Ellerimi kaldırdım havaya, dua için değil stresten on parmağımla havayı karışlar gibi. Dedim oğlum Mustafa sakin sakin ol, panik yapma. Öylece bıraktım attım kendimi dışarı. Bir taraftan bulaşıklar olmuş dağ gibi yıkanmayı bekliyorken, dinime imanıma yıkarsam isterse koksunlar. Bir de başıma mutfak temizliği yapmak zorunluluğu çıktı. Pimpirik Mustafa duramaz ki bir gün sonra bir güzel temizlik yaptım. Karpuzun çekirdekleri ile ritmik sayma bile oynadım.
Yaa Ehil Kalem dostlarım işte hayat böyle, karpuz gibi bazen çok istediğimiz şeyi ellerimizin arasından kayıp gidişini izlemek zorunda kalıyoruz. Arkasını da bize toplatıyor olması ise hayatın cilvesi değil de nedir?
23 Temmuz 2015
Mustafa Ekici
Gülmekten yazamıyorum. :-)
YanıtlaSilKarpuz karpuz olalı böyle ızdırap yaşamadı. ;-)
YanıtlaSilNeden karpuzun psikolojisi ile oynadın, ne istedin ondan? ;-)
YanıtlaSilÇok mu çekirdekliydi? ;-)
YanıtlaSilEklediğim resimdeki karpuzun tüm çekirdeklerini ayıkladım. :-)
YanıtlaSilPimpirik olduğunu kabul etmen müthiş, gerçekten takdir ettim.
YanıtlaSilKarpuzun keyfi yerindeydi olan bana oldu.Sana teşekkür ederim.
YanıtlaSilKarpuzu paramparça etmişsin o da yetmemiş cama yapıştırmışsın. Karpuzun keyfi yerindeydi diyerek beni gülme krizine sokuyorsun. ;-)
YanıtlaSilGülen yüzün eksik olmasın.
YanıtlaSilAmin, hep birlikte İnşallah. Yoksa kendi kendime gülersem bana deli derler, varsın desinler yeter ki ben duymayayım. ;-)
YanıtlaSilMarkete git, iki poça al,çayı demle masayı hazırla hayat nede zormuş.Açlıktan ölüyorum.İnşallah bir aksilik olmazda, kahvaltı yaparım.
YanıtlaSilAh bu erkekler, bir karpuzu masaya getiremezler desem ayıp olur en iyisi demeyeyim. ;-) Kahvaltıyı nasıl tamamlayacaksın merak ediyorum dikkatli git bari ;-)
YanıtlaSilBende çok zaman kendi kendime gülerim.mesela dondurmacıya gidiyorum dondurma yerken aklıma muziplik geliyor.Dondurmanın yarısında iken kalkıp kasaya ben bu kadar yedim kalanı tartda ona göre ödeyeyim desem diye düşünürken başlıyom sırıtmaya herhalde görenler deli herhalde derler.Desinler beni bir daha nasıl olsa görmezler.Bu gibi bazen manyak manyak muzipçe düşünürüm.
YanıtlaSilBu düşünce tarzın çok tanıdık geldi. ;-)
YanıtlaSil