Aralık ayı değerler eğitimi ‘Hoşgörü ve İyilik’ konulu etkinlik raporu
Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir, görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen yaşam biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Anlayıştır. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, kısaca insanın özüdür.
“iyilik, insanın en has sanatıdır”. Alıntıdaki sanat kelimesi de burada, iyiliğin tecrübe ve beceri isteyen bir şey olduğunu, yapıla yapıla öğrenilip, artık insanın bir parçası haline gelebileceğini belirtir. Ayrıca, iyilik yapmanın yaratıcı ve güzellik duygusu veren bir tarafı olduğu da anlatılmaktadır. Diğer sanatlarla, resim, heykel, fotoğraf gibi uğraşanların bunlardan para, ün, güç gibi çıkarlar sağlarken, iyilikten sadece iyilik gelir. İyilik başka bir çıkar sağlamadığı için de, en has sanat olmaktadır.
Tüm bilge kişilerin öğretisi, kendi kendine karşı doğruluktan ayrılmamak ve başkalarına karşı iyiliktir; işte her şey bunun içinde toplanmıştır. Birisine iyilik yapmak istediğiniz zaman o kişinin iyiliğe layık olup olmadığına bakmayın. Eğer zor durumdaysa ona yardım edin. Bütün çalışma ve araştırmalarınız, insanlığın refahı için olmalıdır. İşte ancak o zaman dengenin kirişi doğru olur.
Kendinizi bilmek için, saf sevgiyi geliştirmelisiniz. Herkesi birbirine bağlayan bu sevgi bağıdır. Her varlığın kalbinde sevgi vardır. Eğer sevgimiz yok ise biz insan değiliz. Sevgi doğuştan bizimle birliktedir. Beden sadece sevgi ile doymuşsa kutsal olur. Böylece sevgi prensibini güçlendirmelisiniz. Bunu takiben yaşamınız da kutsal olur. Neye benzeseler veya ne yapsalar da fark gözetmeksizin tüm varlıklara karşı sevginizi güçlendirmelisiniz. Ebeveynlerine karşı sevgi göstermeleri çocuklar için doğaldır. Fakat önemli olan, onların, tüm insanlığa olan sevgilerini geliştirecek şekilde kalıplanmalarıdır.
Herkese kardeşlerinizmiş gibi davranmalısınız. Başkaları sizlerle konuşsa da konuşmasa da, onları kendi kardeşinizmiş gibi düşünün. Yaşamın her adımında bunları uygulayabildiğinizde, sevgi kalbinizde büyüyecektir. Düşmanlarınız olabilir. Onların sizden nefret ettiğini düşünürsünüz. Onları düşmanlarınız olarak düşünmeyin. Onlardan nefret etmeyin. Bunun yerine her nerede karşılaşırsanız onlarla sevgi ile konuşun ve şöyle sorun: “Nasılsın kardeşim?” Onların düşmanlık duyguları bir anda yenilgiye uğrayacaktır. Sizden hoşlanmama duyguları yok olacak ve kalplerinden sevgi fışkıracaktır. Doğal olarak arkadaş olacaksınız. Kalbinizi sevgi işgal ettiğinde kıskançlık, öfke v.s. içeri giremez. Mutlak huzuru elde edersiniz. İnsanlar şöyle diyorlar: “Huzur istiyoruz, huzur istiyoruz.” Huzur gökten düşmez. Sevgiden gelir. Sevgi Allah’a iman etmektir. İnsan Allah'a, ancak öteki insanlara iyilik yapmakla yaklaşabilir.
Güneş, ışık ve sıcağından başkalarını faydalandırmak için kendine yalvarılmasını beklemez. Sen de güneş gibi ol, beklenilen iyiliği istenilmeden yap. İyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir. İnsan, hayatında yaptığı iyilikler kadar mutlu olur. İyi bir adam gördüğümüz vakit, onu taklit etmeye çalışın. Kötü adam gördüğünüz vakit onun kusurlarını kendinizde arayın. Kendi iyiliğinizi isterseniz iyi kimselerle dost olun, çünkü kötü bir arkadaş edinmektense yalnız kalmak daha iyidir.
İyilik yapma kabiliyetinde olup da yapmayan insan suç işlemiş sayılır. Her türlü kötülüğü yapabilecekken kötü bir şey yapmamak da iyiliktir. Her şeyden önce iyi olalım, ondan sonra mutluluk kaçınılmazdır. Ancak yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği zerafetle yapmak da lazımdır. Kimseyi küçültmeden utandırmadan, sessizce davranmak gerekir. Bir kimseye edilecek iyiliğin en mükemmeli o kimseyi minnet altında bırakmayanıdır. Bir fakiri giyindirdikten sonra hakir görürsen onu tekrar soymuş gibi olursun. İyiliğinize inanılmasını isterseniz, siz iyiliğinizden hiç söz etmeyin. Ayrıca başladığınız bir hizmeti mutlaka sonlandırın. Ancak o zaman bu iyilik olur.
İyilik hiçbir zaman boşa gitmeyen tek yatırımdır. İyilik düşünmek bizi cesaretle yaşatır. Milletlerin gelenekleri başka başkadır, fakat iyilik her yerde birdir. Menfaat karşılığı yapılan iyilik, iyilik değildir. İyilik sebep ve sonuç zincirinin dışındadır. İyiliği, hiçbir şahsi menfaat gözetmeden, sırf iyilik olsun diye yapmalıyız.
Zerre kadar iyilik eden mükafatını, zerre kadar kötülük eden de cezasını görür (Zilzal Suresi,7-8)
“Hoşgörülü ol ki sana da öyle davranılsın.” Hz.Muhammed (Sav)
“Uygarlık demek bağışlama ve hoşgörü demektir.” (ATATÜRK)
Mevlana’nın da dediği gibi "Sevgide güneş gibi olalım, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi olalım, hataları örtmede gece gibi olalım, tevazuda toprak gibi olalım, öfkede ölü gibi olalım, her ne olursak olalım, ya olduğumuz gibi görünelim , ya göründüğümüz gibi olalım.
Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir, görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen yaşam biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Anlayıştır. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, kısaca insanın özüdür.
“iyilik, insanın en has sanatıdır”. Alıntıdaki sanat kelimesi de burada, iyiliğin tecrübe ve beceri isteyen bir şey olduğunu, yapıla yapıla öğrenilip, artık insanın bir parçası haline gelebileceğini belirtir. Ayrıca, iyilik yapmanın yaratıcı ve güzellik duygusu veren bir tarafı olduğu da anlatılmaktadır. Diğer sanatlarla, resim, heykel, fotoğraf gibi uğraşanların bunlardan para, ün, güç gibi çıkarlar sağlarken, iyilikten sadece iyilik gelir. İyilik başka bir çıkar sağlamadığı için de, en has sanat olmaktadır.
Tüm bilge kişilerin öğretisi, kendi kendine karşı doğruluktan ayrılmamak ve başkalarına karşı iyiliktir; işte her şey bunun içinde toplanmıştır. Birisine iyilik yapmak istediğiniz zaman o kişinin iyiliğe layık olup olmadığına bakmayın. Eğer zor durumdaysa ona yardım edin. Bütün çalışma ve araştırmalarınız, insanlığın refahı için olmalıdır. İşte ancak o zaman dengenin kirişi doğru olur.
Kendinizi bilmek için, saf sevgiyi geliştirmelisiniz. Herkesi birbirine bağlayan bu sevgi bağıdır. Her varlığın kalbinde sevgi vardır. Eğer sevgimiz yok ise biz insan değiliz. Sevgi doğuştan bizimle birliktedir. Beden sadece sevgi ile doymuşsa kutsal olur. Böylece sevgi prensibini güçlendirmelisiniz. Bunu takiben yaşamınız da kutsal olur. Neye benzeseler veya ne yapsalar da fark gözetmeksizin tüm varlıklara karşı sevginizi güçlendirmelisiniz. Ebeveynlerine karşı sevgi göstermeleri çocuklar için doğaldır. Fakat önemli olan, onların, tüm insanlığa olan sevgilerini geliştirecek şekilde kalıplanmalarıdır.
Herkese kardeşlerinizmiş gibi davranmalısınız. Başkaları sizlerle konuşsa da konuşmasa da, onları kendi kardeşinizmiş gibi düşünün. Yaşamın her adımında bunları uygulayabildiğinizde, sevgi kalbinizde büyüyecektir. Düşmanlarınız olabilir. Onların sizden nefret ettiğini düşünürsünüz. Onları düşmanlarınız olarak düşünmeyin. Onlardan nefret etmeyin. Bunun yerine her nerede karşılaşırsanız onlarla sevgi ile konuşun ve şöyle sorun: “Nasılsın kardeşim?” Onların düşmanlık duyguları bir anda yenilgiye uğrayacaktır. Sizden hoşlanmama duyguları yok olacak ve kalplerinden sevgi fışkıracaktır. Doğal olarak arkadaş olacaksınız. Kalbinizi sevgi işgal ettiğinde kıskançlık, öfke v.s. içeri giremez. Mutlak huzuru elde edersiniz. İnsanlar şöyle diyorlar: “Huzur istiyoruz, huzur istiyoruz.” Huzur gökten düşmez. Sevgiden gelir. Sevgi Allah’a iman etmektir. İnsan Allah'a, ancak öteki insanlara iyilik yapmakla yaklaşabilir.
Güneş, ışık ve sıcağından başkalarını faydalandırmak için kendine yalvarılmasını beklemez. Sen de güneş gibi ol, beklenilen iyiliği istenilmeden yap. İyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir. İnsan, hayatında yaptığı iyilikler kadar mutlu olur. İyi bir adam gördüğümüz vakit, onu taklit etmeye çalışın. Kötü adam gördüğünüz vakit onun kusurlarını kendinizde arayın. Kendi iyiliğinizi isterseniz iyi kimselerle dost olun, çünkü kötü bir arkadaş edinmektense yalnız kalmak daha iyidir.
İyilik yapma kabiliyetinde olup da yapmayan insan suç işlemiş sayılır. Her türlü kötülüğü yapabilecekken kötü bir şey yapmamak da iyiliktir. Her şeyden önce iyi olalım, ondan sonra mutluluk kaçınılmazdır. Ancak yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği zerafetle yapmak da lazımdır. Kimseyi küçültmeden utandırmadan, sessizce davranmak gerekir. Bir kimseye edilecek iyiliğin en mükemmeli o kimseyi minnet altında bırakmayanıdır. Bir fakiri giyindirdikten sonra hakir görürsen onu tekrar soymuş gibi olursun. İyiliğinize inanılmasını isterseniz, siz iyiliğinizden hiç söz etmeyin. Ayrıca başladığınız bir hizmeti mutlaka sonlandırın. Ancak o zaman bu iyilik olur.
İyilik hiçbir zaman boşa gitmeyen tek yatırımdır. İyilik düşünmek bizi cesaretle yaşatır. Milletlerin gelenekleri başka başkadır, fakat iyilik her yerde birdir. Menfaat karşılığı yapılan iyilik, iyilik değildir. İyilik sebep ve sonuç zincirinin dışındadır. İyiliği, hiçbir şahsi menfaat gözetmeden, sırf iyilik olsun diye yapmalıyız.
Zerre kadar iyilik eden mükafatını, zerre kadar kötülük eden de cezasını görür (Zilzal Suresi,7-8)
“Hoşgörülü ol ki sana da öyle davranılsın.” Hz.Muhammed (Sav)
“Uygarlık demek bağışlama ve hoşgörü demektir.” (ATATÜRK)
Mevlana’nın da dediği gibi "Sevgide güneş gibi olalım, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi olalım, hataları örtmede gece gibi olalım, tevazuda toprak gibi olalım, öfkede ölü gibi olalım, her ne olursak olalım, ya olduğumuz gibi görünelim , ya göründüğümüz gibi olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.