19 Temmuz 2013 Cuma

Kaderin Varlığı

Sevgili etraf okurları, bugün bilimsel bir araştırmayı birlikte inceleyeceğiz. Bilimin kanıtladığı gerçek: yaşanmış kaderinizi seyrediyorsunuz.


Bir atom parçacığının nerede ve ne hızda hareket edeceğini 43 saniye önceden tespit eden bir model geliştiren Hollandalı fizikçi Hooft, kaderin varlığını bilimsel olarak ispatladı.

Bu araştırmanın son derece çarpıcı bilimsel sonuçları dünyaca ünlü bilim dergisi New Scientist'a kapak olmuştu. Nobel ödüllü Gerard Hooft'un yeni sonuçlandırdığı 10 yıllık araştırma, kader kavramını somut ve bilimsel delillerle ortaya koydu ve bilim dünyasında çok büyük yankı uyandırdı.

Araştırmanın bir diğer dikkat çekici yönü ise, kader kavramına karşı çıkan bilim adamlarının bugüne kadar dayanak gösterdiği teoriyi çürütmüş olmasıydı. Araştırma kapsamında Hooft, "Bir parçacığın nerede ve ne hızla hareket ettiğini" aynı anda tespit etme olanağı sağlayan bir model geliştirdi. Hooft, bir atomun 43 saniye sonra nasıl hareket edeceğini önceden bilme kapasitesine ulaştı.

New Scientist tarafından dünyanın en iyi matematikçileri arasında gösterilen John Conway ile Simon Kochen, araştırmayı "özgür irade" kavramının ölümü olarak yorumluyorlar. Princeton Üniversitesi'nde görev yapan Conway şöyle diyor: "Eğer Hooft gibi bir insan atomun konumu ve hareketini aynı anda tespit edebiliyorsa, üstün bir zekaya sahip olan bir varlık evrendeki tüm parçacıkların etkileşimini takip edebilir. Bir başka deyişle özgür irademizle yaptığımız seçimlerin belirsizliğinin ardında belirleyici bir düzen vardır."

Kochen ise konuyu şöyle bir örnekle anlatıyor: "Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuzu düşünüyoruz. Eğer Hooft'un modeli hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir illüzyondan ibaret olabilir."

Bildiğimiz gibi kader konusu Kuran’ın birçok ayetinde bildirilmektedir. Kader gerçeğinden uzak yaşayan insanlar, tüm yaşamları boyunca hep endişe ve korku içinde iken, kadere iman eden ve hayatını bu gerçek doğrultusunda sürdüren insanlar esasında büyük lükse sahiptir.

Örneğin kaderi düşünmeden yaşayan insanlar, çocuklarının geleceği için tevekkülsüzce endişelenirler. Hangi okulda okuyacağı, nasıl bir meslek sahibi olacağı, sağlığının nasıl olacağı, nasıl bir hayat süreceği gibi konularda sürekli bir sıkıntı ve endişe taşırlar.

Elbette ki bu konularda kaderi unutmadan çeşitli önlemler almak, planlar yapmak normaldir. Ancak unutulmamalıdır ki, her insanın, daha tek bir hücre olduğu halinden ilk okuma yazma öğrendiği ana, üniversite sınavında verdiği cevaplardan hayatı boyunca hangi şirkette ne iş yapacağına, hangi kağıtlara kaç kez imza atacağına, hangi gün hangi yemeği yiyeceğine, hangi gün nerede ve ne şekilde öleceğine kadar her dakikası Allah Katında bellidir.

Bu olayların tümü, Allah'ın sonsuz hıfzında saklı olarak durmaktadır. Örneğin şu anda, bu insanın cenin hali, ilkokuldaki hali, üniversitedeki hali, 35. yaş gününü kutladığı anı, işine başladığı ilk günü, öldüğünde melekleri gördüğü an, yakınları tarafından defnedildiği ve ahirette Allah'a hesap verdiği anlar, tek bir an olarak Allah'ın Katında bulunmaktadır.

O halde, her anı Allah'ın Katında yaşanmış, görülmüş ve halen Allah'ın hafızasında hazır bulunan bir hayat için endişelenmek, korku duymak, üzülmek ve onu kendi çabası ile değiştireceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır.

Bir insan tüm hayatını bir film şeridi olarak düşünürse, biz bu şeridi video kasetten seyreder gibi seyrederiz ve kasedi ileri almak gibi bir imkanımız yoktur. Zaten bu filmi tüm detaylarıyla tespit etmiş ve yaratmış olan O'dur. Biz nasıl bir cetvelin başını, ortasını ve sonunu bir kerede görebiliyorsak, Allah bizim bağlı olduğumuz zamanı başından sonuna kadar tek bir an olarak sarıp kuşatmıştır. İnsanlar ise sadece zamanı gelince bu olayları yaşayıp, Allah'ın onlar için yarattığı kadere tanık olurlar. Bu, dünya üzerindeki bütün insanların kaderleri için bu şekildedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.