Sevgili etraf okuyucuları, bugün sizlere hortumun neden ve nasıl oluştuğu (yalnız bu hortumla bahçe sulama hortumunu lütfen bir birine karıştırmayın) bilgisini sunuyoruz.
Hortumlar neden ve nasıl oluşuyor?
Hortumlar genel olarak şiddetli fırtınalara yol açan hava koşullarından kaynaklanır. Büyük felaketlere de yol açabilen hortumlar müthiş doğalarıyla meşhurdurlar. Dünya üzerindeki hortumların dörtte üçü Kuzey Amerika'da yaşanıyor. Bunların büyük bir kısmı da 'Hortum Geçidi' olarak anılan iç kesimlerde gerçekleşiyor.
ABD'nin iç kesimlerinin coğrafyası ve iklimi de bu hortumlara çok müsaittir.
ABD'nin Oklahoma kentinin banliyölerinden Moore'u vuran hortum, kayıtlardaki en büyük yıkıma yol açan hortumlardan biri olarak tarihe geçti. Hortum, saatte 500 kilometreyle rekor kıran rüzgâr hızının kaydedildiği 1999 yılındaki hortumla tam olarak aynı yeri vurdu.
Hortum Geçidi
'Hortum Geçidi' sınırları çok da belirli olmayan bir bölge. Genelde en çok hortum Teksas'ta görülüyor. Ama daha kuzeydeki Kansas'ta daha çok sayıda şiddetli fırtınalar yaşanıyor.
En basit anlatımıyla, Meksika Körfezi'nden gelen sıcak, nemli hava Rocky Dağları'ndan gelen kuru ve soğuk havayla karşılaşıyor. Bu karşılaşma da sık sık fırtınalara yol açan koşulları yaratıyor. Bu fırtınaların en büyükleri ise 'süper hücreleri' oluşturuyor ve bunların altında hortumlar meydana geliyor.
Melbourne Üniversitesi'nden Todd Lane, "Süper hücreler, dönen ve yukarı doğru ilerleyen hava sütunlarını oluşturuyor. Rüzgâr yüzeye yaklaştıkça dönerek gelen bu sütunlar da hortum girdabını oluşturuyor" diye açıklıyor.
Kaynak: İnternet
Hortumlar neden ve nasıl oluşuyor?
Hortumlar genel olarak şiddetli fırtınalara yol açan hava koşullarından kaynaklanır. Büyük felaketlere de yol açabilen hortumlar müthiş doğalarıyla meşhurdurlar. Dünya üzerindeki hortumların dörtte üçü Kuzey Amerika'da yaşanıyor. Bunların büyük bir kısmı da 'Hortum Geçidi' olarak anılan iç kesimlerde gerçekleşiyor.
ABD'nin iç kesimlerinin coğrafyası ve iklimi de bu hortumlara çok müsaittir.
ABD'nin Oklahoma kentinin banliyölerinden Moore'u vuran hortum, kayıtlardaki en büyük yıkıma yol açan hortumlardan biri olarak tarihe geçti. Hortum, saatte 500 kilometreyle rekor kıran rüzgâr hızının kaydedildiği 1999 yılındaki hortumla tam olarak aynı yeri vurdu.
Hortum Geçidi
'Hortum Geçidi' sınırları çok da belirli olmayan bir bölge. Genelde en çok hortum Teksas'ta görülüyor. Ama daha kuzeydeki Kansas'ta daha çok sayıda şiddetli fırtınalar yaşanıyor.
En basit anlatımıyla, Meksika Körfezi'nden gelen sıcak, nemli hava Rocky Dağları'ndan gelen kuru ve soğuk havayla karşılaşıyor. Bu karşılaşma da sık sık fırtınalara yol açan koşulları yaratıyor. Bu fırtınaların en büyükleri ise 'süper hücreleri' oluşturuyor ve bunların altında hortumlar meydana geliyor.
Melbourne Üniversitesi'nden Todd Lane, "Süper hücreler, dönen ve yukarı doğru ilerleyen hava sütunlarını oluşturuyor. Rüzgâr yüzeye yaklaştıkça dönerek gelen bu sütunlar da hortum girdabını oluşturuyor" diye açıklıyor.
Kaynak: İnternet
Okyanuslara sahip üç gezegen
YanıtlaSilNASA’nın ‘gezegen avcısı’ Kepler teleskopu, Güneş Sistemi dışında üç Dünya benzeri gezegen keşfetti. Bilim insanları tarafından dün yapılan açıklamada, gezegenlerin yaşama olanak veren şartlara sahip olabileceği, hatta bugüne kadar keşfedilen ‘en Dünya benzeri’ gezegenin de bulunmuş olabileceği ifade edildi. Büyük miktarda su bulundurduğu düşünülen gezegenlerde yaşamın ne seviyede olabileceği merak konusu.
Astromi dünyası, Kepler teleskopu tarafından keşfedilen yeni bir yıldız sisteminin heyecanını yaşıyor. Kepler-62 adı verilen yıldız sistemindeki üç gezegen, yıldızlarına olan konumları ve Dünya’ya olan benzerlikleriyle Dünya dışı yaşam olasılığı için de potansiyel içeriyor.
Space.com’un haberine göre, keşfedilen üç gezegenden en dikkat çekici olan, Dünya’dan 1.4 kat daha büyük olan Kepler-62f. Bu gezegenin komşusu ise Dünya’dan 1.6 kat büyük olan Kepler-62e. Bu iki gezegen, Güneş’ten biraz daha küçük ve sönük olan yıldızlarının ‘yaşanabilir alanı’ içinde yer alıyor. Bu alan, gezegenlerin su bulundurmalarını sağlayacak sıcaklıkta olmalarını sağlayan, yıldızlarından olan mesafeyi kapsyıyor.
Kepler görevinde yer alan Bill borucki, NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nde yaptığı açıklamada, ‘Kepler-62 yıldız sisteminde beş gezegen bulunduğunu, Kepler-62e ve 62f’nin yaşam için en büyük potansiyeli taşıdığını’ belirtti.
ÜÇÜNCÜ BİR DÜNYA DA OLABİLİR
Kepler-62 yıldız sisteminde bulunan 62e ve 62f’nin dışında, bir başka yıldız sisteminde yaşam potansiyeli bulunan diğer bir gezegen daha tespit edildi.
Dünya’dan 1.7 kat daha büyük olan Kepler-69c, ‘bugüne kadar bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde bulunan en küçük gezegen’ olarak tanımlandı. Gökbilimciler, 69c’nin, ‘en Dünya benzeri’ gezegen olabileceğini belirtti.
Kepler, Ocak ayında Dünya’dan 0.75 astronomik birim (AU) uzaklıkta, Dünya’dan 1.5 kat büyük bir süper-Dünya olan KOI 172.02 gezegenini keşfetmiş ve ‘en dünya benzeri gezegenin keşfedilmiş olabileceği’ ifade edilmişti.
Ancak Kepler-69 yıldızının Güneş’e benzerliği ve yıldızına konumu sebebiyle, Kepler-69c bu unvanı alabilir.
Space.com’a konuşan Borucki, “Güneş benzeri bir yıldızın yörüngesinde yer alan Dünya benzeri bir gezegen bulmaya çok yakınız” dedi.
Genel olarak, Kepler teleskopu, Kepler-62 yıldız sisteminde 5, Kepler-69 yıldız sisteminde 2 yeni gezegen keşfetti.
SU DÜNYASI MI?
YanıtlaSilNASA, Kepler-62 yıldız sisteminde yer alan üç gezegenin süper-Dünya (Dünya’dan biraz daha büyük olan yaşam potansiyeli bulunduran gezegenler) olmalarının yanı sıra, ‘okyanuslarla kaplı olabileceklerini’ de belirtti.
Gezegenlerin keşfi, dün NASA’nın düzenlediği basın konferansında açıklanandı. Borucki tarafından hazırlanan Kepler-62 hakkındaki Science dergisinde yer alırken, Kepler-69 yıldız sistemi hakkında çalışma yapan Bay Area Çevresel Araştırma Enstitüsü’nden Thomas Barclay’in makalesi de The Astrophysical Journal dergisinde yayımlandı.
YAŞAM NE DÜZEYDE?
Kepler-62’de yer alan 5 gezegen, Dünya’dan yaklaşık 1.200 ışık yılı uzaklıktaki Çalgı (Lyra) takımyıldızında yer alıyor. Gezegenlerin büyüklükleri Dünya’ya oranla 0.54 ile 1.95 kat arasında değişiyor. Kepler-62e ve f yaşam potansiyeli taşırken, diğer üç gezegen yıldızlarına çok yakında bulundukları için yaşam bulundurabilmek adına çok sıcak bir yüzeye sahipler.
Kepler 62e ve f’de bir yıl sırasıyla 122 ve 267 günde tamamlanıyor. Kepler-62 yıldızı, Güneş’in sadece yüzde 20’si kadar parlak olsa da, yakınlıkları sayesinde 62e ve f’ye yeterli güneş ışığını ulaştırıyor.
Max Planck Astronomi Enstitüsü ve Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Lisa Kaltenegger, yer aldığı çalışma hakkında, “Bu gezegenlerde yaşam olabilir, ancak bizimki gibi teknolojiye sahip olabilirler mi? Kepler 62e ve f’de yaşam suyun altında ve metallere, elektriğe ve metalurjiye erşimin çok zor olduğu bir halde olurdu” ifadesini kullandı.
Kaltenegger, “Yine de, bu gezegenler turuncu bir yıldızın etrafında dönen güzel gök cisimleri ve burdaki hayatın teknolojiye erişme isteğini görmek sürpriz verici olurdu” dedi.
Kepler-62e’nin, f’den daha sıcak olduğu düşünülürken, 62f’nin okyanuslarında donma yaşanmaması için bir sera etkisine ihtiyaç duyabileceği ifade edildi.
Araştırma ekibinde yer alan Harvard Üniversitesi’nden Dimitar Sasselov, “Kepler-62e çok bulutlu bir gökyüzüne sahip olabilir. Kutup bölgelerine kadar uzanan bu bulutlar sıcak ve nemli olmalı... Kepler-62f ise daha soğuk olmalı, yine de yaşama olanak verebilir” dedi.
Kepler-69c ise Dünya’dan yaklaşık 2.700 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor.
GEZEGEN AVLAMAYA DEVAM
YanıtlaSil‘Gezegen avcısı’ olarak adlandırılan 600 milyon dolar değerindeki Kepler teleskopu, Mart 2009’dan bu yana birçok önemli keşfe imza attı. Yıldızlarının önünden geçerlerken oluşturdukları küçük lekeden gezegenleri tespit eden Kepler, faaliyete geçtiği günden bu yana yaşam olasılığı sunabilecek 2.700’den fazla gezegen tespit etti.
Gök bilimciler, Kepler’in tespitlerinden bugüne kadar sadece 120 gezegenin varlığını teyit edebilmiş olsa da, toplam rakamın yüzde 90’ının yaşam potansiyeli bulunan gezegenlere işaret ettiğini düşünüyor.
Borucki, ‘Dünya’nın gerçek bir ikizini henüz bulamış olsalar da buna yaklaştıklatını, Kepler-69c’nin buna çok iyi bir örnek olduğunu’ söyledi.
Borucki, “Dünya’nın ikizini bulmak yolunca çok iyi bir ilerleme kaydediyoruz... Elimizde birçok güçlü aday var” dedi.
ntv bilim haberlerinden alınmıştır.