Gündelik sorumluluklarınıza, işinize, sosyalleşmeye, dijital dünyaya hâkim olmaya yetişemiyor musunuz? Biyolojik saatinizle sosyal saatiniz uyumsuz mu? Geçmiş olsun, siz de 'sosyal jet lag' olmuşsunuz...
Modern binaların ve yönetim sistemlerinin yarattığı son hastalık 'sosyal jetlag'... Suni havalandırma, yapay gün ışığı ve düzensiz iş saatleri çalışanların sosyal jetlag yaşamasına sebep oluyor.
Uzmanlar, sosyal jetlag'e sebep olan çalışma ortamlarında çalışanların psikolojik ve fiziksel sağlığını bozulmasının kaçınılmaz olduğu konusunda hemfikir.
Till Roenneberg isimli psikologun, İnternal Time isimli kitabında bahsettiği modern zamanların sorunudur.
Aslında maaşlı bir işte çalışan hemen hemen herkesin sorunudur.
Jetlag' kavramı, uzun uçak yolculukları sonrasında kişilerin, aynı gün dönümünü yaşamasının yarattığı sağlık problemi olarak hayatımıza girdi. Vücudun zamana karşı savaşması esnasında oluşan bu rahatsızlık, uyku düzensizliği ve aşırı stresin yanı sıra kalp krizi riski ve uzun süreli sağlık problemleri yaratabiliyor.
Enteresan ama çalıştığınız ofis içinde bile 'sosyal jetlag' rahatsızlığına yakalanmanız an meselesi.
Hemen hemen tüm canlılar zamansal (sirkadian) ritimlere uygun şekilde yaşarlar.
Hatta tek hücreli canlılar bile, güneşe göre ayarlanmış bir “biyolojik saate” sahiptir. Bitkiler, birkaç gün boyunca karanlıkta kalsalar bile belirli ritimlere göre yapraklarını hareket ettirirler. Ayrıca hayvanlar da biyolojik saatlerine göre hareket ederler.
Sadece insanlar biyolojik saatlerine meydan okuyabileceğini düşünmektedir; insan geceyi gündüz, gündüzü gece yapar. Uzun çalışma saatleri, vardiyalı çalışma, eğlenceyle geçirilen geceler, uzun saatler televizyon seyretmek ya da internette zaman geçirmenin, vücudun önceden planlanmış işleyişini rayından çıkartmasına şaşırmamak gerekir.
Almanların yaklaşık %60’ının rahatsız edici belirtilerle kendini belli eden “sosyal jetlag”dan etkilendiği tahmin edilmektedir
Araştırma Sonucuna Göre İnsana Büyük Zarar Veriyor
Münih’te bulunan Euroscience Forum tarafından yaklaşık olarak 40 bin kişi üzerinde yapılan araştırma, modern ofislerin kişilerin üzerinde olumsuz yan etkilerinin sanılandan daha fazla olduğunu ortaya çıkardı. Özellikle büyük holdingler ve stres oranı yüksek olan iş alanlarını kapsayan araştırma, bu çalışma koşullarının insan sağlığı üzerinde sigara, alkol ve uyuşturucu kadar tahribat yaratabileceğini ispatlıyor.
Büyük gökdelenlerin yer hizasının altında bulunan katlarında çalışanların ve suni oksijen ile havalandırılan ofislerde uzun süre vakit geçiren insanların beyinlerinin, gece ile gündüzü ayırt edip vücuda komut vermekte zorlandığını belirten Roenneberg,
“Gün ışığından uzun süre faydalanamamak biyolojik saati 24 saatlik dilimden daha uzun bir periyoda dönüştürüyor. Suni ışık, gün ışığından yaklaşık 100 kat daha düşük seviyede. Aradaki bu farklılık vücudun ana sinyalleri kaybedip zamana adapte olamamasına yol açıyor” diyor.
1. KAPALI ORTAMDA KALMAYIN 2. GÜNEŞ IŞIĞI ALIN 3. TEMİZ HAVA ALIN
AraştırmaLlar kapalı ofislerde çalışanlar kadar gün ışığını fazla alan insanlarda da benzer sorunların çıkabileceğini ortaya koyuyor. Cam çatılı ofislerde çalışanlar ya da toplu taşıma sektöründe çalışıp tüm gün aşırı güneş ışığına maruz kalanlar için de risk büyük. Gün ışığını haddinden fazla alan bireylerde de biyolojik saatin şaştığını belirten Roenneberg, Maksimum ışığa maruz kalmış kişilerde uyku problemleri ve aşırı stres gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bu durumdan kurtulmanın en kolay yolu sosyal hayatı dengede tutarak uyku düzenini sisteme sokmak olmalı.
Sosyal jetlag’e Yakalanmamak için Neler Yapılabilir ?
1. Özellikle Kapalı mekanlardan olabildiğince uzak durun 2. Yemek aralarında mutlaka dışarı çıkıp oksijen alın 3. İş ve sosyal yaşam arasındaki dengeye dikkat edin 4. Uyku saatlerinizi asla geçirmeyin. 5. Kapalı ofislerde çalışıyorsanız hafta sonlarında mutlaka uzun süreli gün ışığı alın 6. Eğer gün boyu dışarıda çalışıyorsanız kendinizi olabildiğince gün ışığından koruyun 7. İş dışındaki bilgisayar kullanımını azaltarak, dinlenmeye vakit ayırın 8. Radyasyon ve enerji yayan elektrikli cihazları olabildiğince az kullanın
Maalesef Öğrenciler de Risk Altında
• 3 G , 4 G derken , bedava telefon görüşmeleri derken insanlar radyasyona batmış durumda , biraz daha özveri , ve yaşam alanımıza saygı gerekli. • Yapılan araştırmalar öğrencilerin de sosyal jetlag olma ihtimali olduğunu ortaya koyuyor. • Elverişsiz sınıflar ve düzensiz çalışma saatleri daha okul çağlarında biyolojik saati bozuyor. • Aşırı bilgisayar ve televizyon kullanımından doğan düzensiz uyku saatleri ise öğrencileri tehdit eden unsurlardandır. Mühendis Beyinler'den alıntı
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Dijital Çağda "SOSYAL JET LAG Sendromu"
YanıtlaSilNeden sürekli yorgun olduğunuzu açıklayan sendrom
Gündelik sorumluluklarınıza, işinize, sosyalleşmeye, dijital dünyaya hâkim olmaya yetişemiyor musunuz? Biyolojik saatinizle sosyal saatiniz uyumsuz mu? Geçmiş olsun, siz de 'sosyal jet lag' olmuşsunuz...
Modern binaların ve yönetim sistemlerinin yarattığı son hastalık 'sosyal jetlag'... Suni havalandırma, yapay gün ışığı ve düzensiz iş saatleri çalışanların sosyal jetlag yaşamasına sebep oluyor.
Uzmanlar, sosyal jetlag'e sebep olan çalışma ortamlarında çalışanların psikolojik ve fiziksel sağlığını bozulmasının kaçınılmaz olduğu konusunda hemfikir.
Till Roenneberg isimli psikologun, İnternal Time isimli kitabında bahsettiği modern zamanların sorunudur.
Aslında maaşlı bir işte çalışan hemen hemen herkesin sorunudur.
Jetlag' kavramı, uzun uçak yolculukları sonrasında kişilerin, aynı gün dönümünü yaşamasının yarattığı sağlık problemi olarak hayatımıza girdi. Vücudun zamana karşı savaşması esnasında oluşan bu rahatsızlık, uyku düzensizliği ve aşırı stresin yanı sıra kalp krizi riski ve uzun süreli sağlık problemleri yaratabiliyor.
Enteresan ama çalıştığınız ofis içinde bile 'sosyal jetlag' rahatsızlığına yakalanmanız an meselesi.
Hemen hemen tüm canlılar zamansal (sirkadian) ritimlere uygun şekilde yaşarlar.
Hatta tek hücreli canlılar bile, güneşe göre ayarlanmış bir “biyolojik saate” sahiptir. Bitkiler, birkaç gün boyunca karanlıkta kalsalar bile belirli ritimlere göre yapraklarını hareket ettirirler. Ayrıca hayvanlar da biyolojik saatlerine göre hareket ederler.
Sadece insanlar biyolojik saatlerine meydan okuyabileceğini düşünmektedir; insan geceyi gündüz, gündüzü gece yapar. Uzun çalışma saatleri, vardiyalı çalışma, eğlenceyle geçirilen geceler, uzun saatler televizyon seyretmek ya da internette zaman geçirmenin, vücudun önceden planlanmış işleyişini rayından çıkartmasına şaşırmamak gerekir.
Almanların yaklaşık %60’ının rahatsız edici belirtilerle kendini belli eden “sosyal jetlag”dan etkilendiği tahmin edilmektedir
Araştırma Sonucuna Göre İnsana Büyük Zarar Veriyor
Münih’te bulunan Euroscience Forum tarafından yaklaşık olarak 40 bin kişi üzerinde yapılan araştırma, modern ofislerin kişilerin üzerinde olumsuz yan etkilerinin sanılandan daha fazla olduğunu ortaya çıkardı. Özellikle büyük holdingler ve stres oranı yüksek olan iş alanlarını kapsayan araştırma, bu çalışma koşullarının insan sağlığı üzerinde sigara, alkol ve uyuşturucu kadar tahribat yaratabileceğini ispatlıyor.
Dikkat Kapalı Ortam Büyük Risk !
YanıtlaSilBüyük gökdelenlerin yer hizasının altında bulunan katlarında çalışanların ve suni oksijen ile havalandırılan ofislerde uzun süre vakit geçiren insanların beyinlerinin, gece ile gündüzü ayırt edip vücuda komut vermekte zorlandığını belirten Roenneberg,
“Gün ışığından uzun süre faydalanamamak biyolojik saati 24 saatlik dilimden daha uzun bir periyoda dönüştürüyor. Suni ışık, gün ışığından yaklaşık 100 kat daha düşük seviyede. Aradaki bu farklılık vücudun ana sinyalleri kaybedip zamana adapte olamamasına yol açıyor” diyor.
1. KAPALI ORTAMDA KALMAYIN
2. GÜNEŞ IŞIĞI ALIN
3. TEMİZ HAVA ALIN
AraştırmaLlar kapalı ofislerde çalışanlar kadar gün ışığını fazla alan insanlarda da benzer sorunların çıkabileceğini ortaya koyuyor.
Cam çatılı ofislerde çalışanlar ya da toplu taşıma sektöründe çalışıp tüm gün aşırı güneş ışığına maruz kalanlar için de risk büyük.
Gün ışığını haddinden fazla alan bireylerde de biyolojik saatin şaştığını belirten Roenneberg, Maksimum ışığa maruz kalmış kişilerde uyku problemleri ve aşırı stres gibi sorunlar ortaya çıkıyor.
Bu durumdan kurtulmanın en kolay yolu sosyal hayatı dengede tutarak uyku düzenini sisteme sokmak olmalı.
Sosyal jetlag’e Yakalanmamak için Neler Yapılabilir ?
1. Özellikle Kapalı mekanlardan olabildiğince uzak durun
2. Yemek aralarında mutlaka dışarı çıkıp oksijen alın
3. İş ve sosyal yaşam arasındaki dengeye dikkat edin
4. Uyku saatlerinizi asla geçirmeyin.
5. Kapalı ofislerde çalışıyorsanız hafta sonlarında mutlaka uzun süreli gün ışığı alın
6. Eğer gün boyu dışarıda çalışıyorsanız kendinizi olabildiğince gün ışığından koruyun
7. İş dışındaki bilgisayar kullanımını azaltarak, dinlenmeye vakit ayırın
8. Radyasyon ve enerji yayan elektrikli cihazları olabildiğince az kullanın
Maalesef Öğrenciler de Risk Altında
• 3 G , 4 G derken , bedava telefon görüşmeleri derken insanlar radyasyona batmış durumda , biraz daha özveri , ve yaşam alanımıza saygı gerekli.
• Yapılan araştırmalar öğrencilerin de sosyal jetlag olma ihtimali olduğunu ortaya koyuyor.
• Elverişsiz sınıflar ve düzensiz çalışma saatleri daha okul çağlarında biyolojik saati bozuyor.
• Aşırı bilgisayar ve televizyon kullanımından doğan düzensiz uyku saatleri ise öğrencileri tehdit eden unsurlardandır.
Mühendis Beyinler'den alıntı