Her defasında ayrilmak için türlü oyunlar yapardın
Senin çocukca oyunların benim içimi acırdı ve merakta ederdim
Bu sefer hangi şeyi bahane edecekte beni terk edecek diye
Bulamazdın ve bunalımlara atardı hatta hayata küserdin
Kendini kapardın hayata sevgiye ve aşka...
Seni nasıl terk edeceğim diye bana sorardın
Yüreğim kanardı.
İçlim içlim iç çekişmelerle birlikte g/özümden akardı
Aşk ile sen...
Her zaman şunu düşünürdüm hayatın içinde seni izlerken
Hayat izleri gizler mi yoksa aynalar gibi miydi hayata bakışımız?
Yine kelime oyunları yine sensiz yazılan şiir defteri
Abuk sabuk kelimelerin ardına sığınan bir şair bozuntusu
Ve her zaman ki gibi Orhan babalı çilingir sofrası....
Çilingir her kapıyı açar derler
Neden senin yüreğindeki kapıyı açamadı?
İsra konuş artık güneşle
Hz. Hüseyin'in sesi misali duyur yüreğinin ızdırabını
Ayrı düştük şimdi şu an, şu dakika
Ağlıyorum bakıyorum
Seninle dizdiğimiz domino taşlarına
Gözlerimi kapıyorum
Taşlar devriliyor
Aşk gibi, sevda gibi
Şair bozuntusunun içindeki sen gibi...
01 Aralık 2012
Efsane Etrafoğulları
Tebrik ederim,çok güzel yazmışsınız.
YanıtlaSilGünümüzde insan olmanın
YanıtlaSilçok ağır bedeli var.
ya parçası olacaksın alçaklığın
ya seni parçalarlar.
Oysa insan olmak,
çoğalabilmektir başkalarıyla.
insansın, birinin canı yanarken
senin de canın yanıyorsa.
Ataol Behramoğlu