Sen cevapları ezberliyorsun ama hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz.
Hiçbir şeyi ayıplama. Aksine, onu kullan. Herhangi bir şeye karşı olma. Nasıl kullanılabileceğinin ve dönüştürülebileceğinin yollarını ara.
Asla maske takma. Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir ama gülümseme, çünkü bu dürüst olmaz. Tüm mekanizman ters yüz olmuş. Çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin. Şimdi sevmek istiyorsun, aniden mekanizmanın çalışmadığını fark ediyorsun. Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler. Öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler. Çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır. Sahici ol. Şimdiki zamana sadık kal. Çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar. Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma; gereksiz yere de gelecekle uğraşma.
Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur, seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın bir sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın ise yaramayacağını görürsün.
Ego toplumun yaratmış olduğu ve senin bu sayede oyuncakla oynamaya devam edebildiğin ve asla gerçek şeyi sormadığın bir kandırmacadır.
Gerçek disipline sahip bir adam asla biriktirmez; her an öğrendiği şeyin olduğunu hisseder ve tekrar cahil olur. Bu cahillik ışık saçar.
Istırabını bırakmaktan, ıstırabını saadete dönüştürmekten seni kim alıkoyabilir? Hiç kimse. Bir hapishanede bile olsan, mahkûm edilmiş, zincirlenmiş, hiç kimse seni mahkûm edemez. Senin ruhun yine de özgür kalır. Elbette son derece sınırlı koşullardasındır ama bu sınırlandırılmış durumda bile bir şarkı söyleyebilirsin. Ya çaresizlik gözyaşlarıyla ağlarsın ya da bir şarkı söyleyebilirsin. Ayağındaki zincirlerle bile dans edebilirsin; o zaman zincirlerin sesi bile bir melodiye sahip olacaktır..
Zeki bir insan risk alır. O alttan alacağına ölmeye razıdır. Elbette gereksiz şeyler için kavga etmeyecektir, o öze ilişkin olmayan şeyler için kavga etmeyecektir ancak esas şeyler söz konusu olduğunda boyun eğmeyecektir.
Bugün, mevcut olan her şeydir; şimdi senin var olduğun, her zaman var olacağın yegâne zamandır. Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır.
Ego bir buzdağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.
Eğer cesur değilsen samimi olamazsın. Eğer cesur değilsen sevemezsin. Eğer cesur değilsen güvenemezsin. Eğer cesur değilsen, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir ve diğer her şey onu izler.
Varlığına bütünüyle sahip çıkmalısın. İyisiyle, kötüsüyle her yönünü kabullenmelisin kendinin. Herhangi bir şeyden kurtulmak söz konusu değil. Kimse asla hiçbir şeyden kurtulmuyor, kişi sadece yavaş yavaş her şeyi kabullenmeyi öğreniyor.
Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur; gökyüzü bu siyah bulutlar yüzünden değişmez ve bazen beyaz bulutlarda olur ve gökyüzü bu beyaz bulutlar yüzünden de değişmez. Bulutlar gelirler ve giderler gökyüzü baki kalır. Sen gökyüzüsün ve düşüncelerde bulutlardır. Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen, eğer onları kaçırmazsan, eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır. Bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır, artık sen uykuda değilsin, artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin, artık sonsuza dek baki kalacağını biliyorsun. Tüm kaygı yok olur.
Sakin unutma, ne zaman karşına bir seçenek çıksa, bilinmeyeni, riskli olan, tehlikeli ve güvencesiz olanı seç. Hiçbir zaman zarara uğramazsın.
Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak gerekir. Toplum ancak o zaman yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar etmiş kimselere saygı duyar.
Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur. Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. Zihnin var olmadığı anda evrenle bir olursun; evren kadar sınırsız ol.
Sev ve daha derinden sev. Acı çek ve daha derinden acı çek. Tümüyle sev ve tümüyle acı çek. Çünkü saf olmayan altın, bu yolla ateşten geçerek saf altına dönüşür.
Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapıtaşıdır.
Birisinin hatası için kendini cezalandırmak aptalcadır.
Kendi deneyimine dayalı olmayan her şeyi sadece bir varsayım olarak kabul et.
Ayrılık kaçınılmaz bir söndür, kimse istemez ama gereklidir. Çünkü hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil.
Kadın erkekten çok daha önemlidir. Çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır. O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Erkekle yarışıyorsun ve yarışmana gerek yok; sen zaten üstünsün. Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır.
Aşk özgürlük verir. Eğer özgürlük ve aşka sahip olursan başka şeye ihtiyacın kalmaz. Elde etmişsindir. Sana yaşam işte bunun için verildi.
Kendini kabul ettiğin an güzelleşirsin. Kendi bedeninden keyif aldığında başkalarına da keyif verirsin. Pek çok insan sana âşık olacaktır. Çünkü sen kendine âşıksın.
Neşe bedenin senfonisi anlamına gelir, başka bir şey değil. Bedenin musiki bir ritim tutturması demektir, hepsi bu. Neşe zevk değildir; zevki başka şeylerden alırsın. Neşe sadece kendin olmaktır. Capcanlı, hayat dolu, zinde. Bedeninin içinde ve çevresinde çalan belli belirsiz bir müzik, bir senfoni, neşe budur işte.
Bu içsel simyadır: bir sorunu kabul edersen kaybolur ve eğer o sorunla bir çatışma yaratırsan, sorun giderek büyür. Hayat, küçük şeylerden ibarettir, ama eğer küçük şeylere mutluluk katabilirsen, toplamı muazzamdır. O yüzden her şeyi neşeyle yap ve her şey bir duaya dönüşsün. Coşkuyla yap. Olumsuzluklar seni rahatsız etmesin. Bir mum yakabilirsin ve karanlık kendiliğinden kaybolur.
Her şeyi kabul eden insan neşeli olur. Böyle birisi şükran dolu olur; varoluşa şükran duyar, bütünlüğe şükran duyar, bu kişi en üstündür.
Düzyazı şeklinde düşünen zihni bırak. Şiirle düşünen bir başka zihin türünü uyandır. Hece uzmanlığını bir kenara koy. Yaşam tarzın şarkılar olsun. Zihinden sezgiye geç. Kafadan, kalbe. Çünkü kalp, gizemlere daha yakındır.
İlişki kuracaksın ama muhtaç olmayacaksın; seveceksin ama sevgin bir ihtiyaç olmayacak. Seveceksin ama sahip çıkmayacaksın; seveceksin ama kıskanmayacaksın. Ve sevgi, içinde kıskançlık olmadığı, sahip çıkma olmadığı zaman sevgidir.
Gerçek aşkta bölünme olmaz. Sevenler birbirinin içine erir. Sadece egoistçe aşkta büyük bir bölünme vardır, seven ve sevilen ayrılır. Gerçek aşkta ilişki yoktur. Çünkü ilişki kurulacak iki insan yoktur. Gerçek aşkta sadece sevgi olur, bir çiçek açma, güzel bir koku, bir erime, bir birleşme yaşanır.
İlk ve öncelikli şey kendine karşı sevecen olmaktır.
Katı olma; yumuşak ol.
Kendine özen göster.
Kendini affetmeyi öğren. Yeniden ve yeniden ve yeniden ve yeniden… Yetmişyedi kere, yediyüz yetmiş yedi kere…
Kendini affetmeyi öğren. Sert olma, kendine karşı çatışmacı olma.
O zaman çiçek açacaksın.
Ve bu çiçek açma sayesinde başka bazı çiçekleri cezb edeceksin.
Bu doğaldır.
Taşlar taşları çeker; Çiçekler çiçekleri çeker.
Ve o zaman zarafeti olan, güzelliği olan, rahmeti olan bir ilişki vardır.
Ve öyle bir ilişki bulabilirsen ilişkin ibadete dönüşecek,
sevgin seni kendinden geçirecek
Bir kez varlığının en derinine indiğinde gözlerine inanamazsın:
O kadar çok coşku, o kadar çok mutluluk, o kadar çok sevgi taşıyordun…
ve sen kendi hazinelerinden kaçıyordun.
Bu hazineleri ve onların tükenmezliğini bilerek, ilişkilerin içine,
yaratıcılığın içine girebilirsin.
İnsanlarla, sevgini paylaşarak onlara yardımcı olacaksın.
Sevginle insanlara değer katacaksın; onların saygınlığını yok
etmeyeceksin.
Ve hiçbir çaba sarf etmeden onların da kendi hazinelerini bulabilmeleri için
bir kaynağa dönüşeceksin.
Ne yaparsan yap, ne üretirsen üret, mümkün olan her şeyin içine
sessizliğini, huzurunu yayacaksın.
Ancak bu temel şey hiçbir ailede, hiçbir toplumda, hiçbir üniversitede
öğretilmez.
İnsanlar azap içinde yaşamaya devam eder ve kanıksanır.
Herkes mutsuzdur, o yüzden sen de mutsuzsan hiçbir şey olmaz; sen bir
istisna olmazsın.
Fakat ben sana diyorum ki;
Sen bir istisna olabilirsin.
Sadece doğru yönde çaba sarf etmemiş durumdasın.
Osho
”Bu dünya silah tüccarlarına kalacak çünkü herkes birbirini öldürmekle meşgul. Bu hayatta kalmanın sırrıdır: Asla savaşa girme.. Özellikle de kendinle.”
YanıtlaSilSavaş Tanrısı Filminden
Sorgulanmamış bir hayat süren insanların hayatı kendi ellerinde ya da kendi kontrollerinde değildir; onların denetimi dışarıdan gelmektedir.
YanıtlaSilSokrates