Friedrich Nietzsche’nin 316 adet aforizmasını sizler için harmanladık.
- Yaşarken yaşayın. İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman, ölüm taşıdığı dehşeti yitirir. İnsan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölemez.
- Gür ırmaklar kendileriyle birlikte birçok çakıl ve çalı çırpıyı da sürükler; güçlü ruhlar da birçok aptal ve mankafayı.
- Yalnızlığına kaç dostum: görüyorum ki her yanını ağılı sinekler sokmuş. sert sağlam bir havanın estiği yere kaç. Yalnızlığına kaç.
- İflah olmazlara hekim olunmaz.
- En bağışlanamaz yanın bu işte; gücün var ve hükmetmek istemiyorsun.
- Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar.
- Siz hepiniz, delicesine çalışmayı ve hızlı, yeni, yabancı olanı sevenler -kendinize katlanamıyorsunuz. Sizin çalışkanlığınız bir kaçıştır ve kendi kendini unutma istemidir.
- Utançla, bağlılıklarının eğri bakan gözlerini görmektense, bir utanmazı görmeyi yeğlerim.
- Yığından olan beleş yaşamak ister. Tat veremediğin yerde tat almak istememelisin.
- Karşına çıkabilecek en kötü düşman, her zaman sen kendin olacaksın; sen kendin pusuda bekleyeceksin kendini.
- Ahlak, ta başlangıçtan beri ikna etme sanatındaki bütün şeytanlıkları bilir. Bugün bile onun yardımına başvurmayan hiçbir konuşmacı yoktur.
- Bir şeyden hoşlanmaktan söz edilir, aslında doğrusu; bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmaktır.
- Birçok şeyi yarım yamalak bilmektense, hiç bilmemek daha iyidir. Başkalarının düşünceleriyle bilgelik etmektense, kendi hesabına delilik etmek daha iyidir.
- Dünyanın en yüce tahtına da çıksanız, oturacağınız yer, kendi kıçınızın üstüdür.
- Tanrılar yalnızca korku yüzünden icat edilmiş değildir: Kudret duygusu düşsel hâle geldiği zaman, varlıklar yaratarak rahatlıyordu.
- En yüce dağlar en derin denizlerden çıkmıştır; en derin acılardan doğar, en derin sevinçler.
- Unutun kederden oflayıp puflamayı ve tüm ayaktakımı üzüntülerini. Dağ Mağaralarından kopan rüzgâra benzeyin; kendi çalıp kendi oynamak ister o, ayaklarının altında denizler titrer. Gülmeyi kutsadım ben; siz daha yüce insanlar, öğrenin gülmeyi.
- İnsan dilediği kadar bilgisiyle şişinip dursun, dilediği kadar nesnel görülsün, boşuna. Sonunda her zaman ancak kendi yaşam öyküsünü elde edecektir.
- Durur ve dikkat kesilir: Nedir yanıltan onu? Nedir kulaklarından hiç gitmeyen bu uğultu? Bir vakitler o zincirlere vurulmuş insanın iç dünyası. Şimdi hep zincir şakırtılarıyla doludur.
- Biz, başkalarının bize söylediği sözde özelliklerimizi devamlı düzenleyen, örten ya da ortaya çıkaran vitrinler gibiyiz. Kendimizi kandırmak için.
- Varacağım ereğime, ben kendi yolumu yürüyorum; duraklayanların ve geride kalanların üzerinden atlayacağım. Benim ilerleyişim, onların batışı olsun böylece.
- Sadece binlerce yılın aklı değil, çılgınlığı da patlak verdi üstümüzde. Tehlikelidir mirasçı olmak.
- Kuvvetinizi aşacak kadar erdemli olmayın. Ve olasılığın dışında şeyler istemeyin.
- İnsan yığınlarının davranış biçimlerini önceden kestirmek için, onların güç bir durumdan kendilerini kurtarmak için hiçbir zaman çok önemli bir çaba göstermediklerini kabul etmek gerekir.
- Âşık, seven kişi değildir, sevdiği kişinin mutlak sahibi olmaya çalışandır.
- Yaşamı anlamaya başladığın andır durabilmek ayaküstünde. Sorun bu zaten, başkasıyla olmak, başkasının olmak değil. Kendi başına başkasıyla, başkasıyla kendin olmaktır.
- Pek çok şeyi azar azar bilmektense bir şeyi tam olarak bilmek daha iyidir.
- İnsan sıkı tutmalı yüreğini; çünkü gitmesine izin verirse, çok geçmeden aklı da gider peşinden.
- İnsanlar ışığın çevresinde toplaşırlar daha iyi görmek için değil daha iyi parıldamak için.
- En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı.
- Ortak olabilenin değeri daima azdır. Büyük şeyler, büyük için kalacak; uçurumlar, derin olanlar için; incelikler ve ürpermeler incelmişler için; kısaca, tüm, pek az bulunanlar, pek az bulunanlar için.
- Bu adam bu davanın çürük olduğunu görüyor ama inat olsun diye vazgeçmiyor ondan; fakat sadakat adını veriyor bu hale.
- Söz dinleyen, kendini duymaz.
- Aşkınla git yalnızlığına ve yaratışınla git, kardeşim; adalet, ancak çok sonra aksayarak gelecektir ardından.
- Severim gözü pekleri; ama yeterli değildir kılıç ustası olmak darbeyi kime vuracağını da bilmeli.
- Deha sahibi insan, en azından iki şeye daha sahip değilse, hiç çekilmez. Dünyayla barışık olmak, saflık...
- Kendimiz hakkında çok konuşmak, kendini gizlemenin bir yolu da olabilir.
- Yasaklanmış olana erişmektir amacımız. Felsefem bu parolayla bir gün üstün gelecek; çünkü şimdiye dek, kural olarak, yalnız doğruları yasakladılar.
- Yaşamın kıyısına yaklaşanlar onu daha iyi tanırlar.
- Yalvarırım kardeşlerim, dünyaya bağlı kalın; size "dünyadakinden daha üstün umutlardan" söz edenlere inanmayın. Bilerek ya da bilmeyerek, sizi zehirliyorlar onlar.
- Yaşamak için bir "Neden"i olan, her türlü "Nasıl"a dayanabilir.
- Benim sevdiğim insan, ruhu kendini harcayan, teşekkür beklemeyen ve geri vermeyendir: çünkü o, hep armağan eder ve kendini esirgemek istemez.
- İnsan, aşağı gördüğü sürece değil, yalnızca eşit ya da yüksek gördüğünde nefret eder.
- Aslında biz tüm kalbimizle sadece bir tek şeyle ilgileniyoruz “eve bir şeyler götürmekle.” Bunun dışında hayatla, yaşananlarla” ilgili olanlar hangimiz bunlar için yeterince ciddiyete sahibiz? Ya da zamana? Bu tür şeylerle korkarım ki hiçbir zaman tam olarak “ilgilenmedik”: Yüreğimiz orada değil işte, hatta kulağımız bile.
- Eylem ve vicdan genellikle uyuşmazlar. Eylem, ağaçtan ham meyveleri toplamak isterken, vicdan onları gereğinden çok olgunlaşmaya bırakır, taa ki yere dökülüp ezilinceye kadar.
- İyi olduğun için herkesin sana adil davranacağını beklemek; Vejetaryen olduğun için, Boğanın saldırmayacağını düşünmeye benzer.
- Telaş evrensel, çünkü herkes kendinden kaçma halinde.
- Korkarak yaşarsan, Yalnızca hayatı seyredersin.
- Eğer hizmetkâr olacaksan, senin hizmetinden en iyi faydalanacak olanı bul.
- İyi nedir, diye soruyorsunuz. Cesur olmak iyidir. Bırakın küçük kızlar, ‘Aynı zamanda hem güzel, hem de dokunaklı olmak iyidir,’ desinler.
- Acı çeken birisi için, gözlerini kendi acısından başka bir yere çevirebilmek baş döndürücü bir mutluluk olmalı.
- İnsanlığı düzeltmek, herhalde benim vaat edeceğim en sonuncu iş olurdu. Yeni putlar dikmiyorum ben; Putları devirmek zanaatım asıl bu benim.
- Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundandı. Anladım. İnsan, bir an önce kargaşasını, kendine anlam veren bir düzene çevirmezse, yıldız doğurtamazsa karanlığına, yok olacaktır.
- Seni övdükleri sürece, kendi yolunda gittiğini sanma sakın; başkasının yolunda gidiyorsun.
- Kıyamete kadar olmak, düşünmek, yaşamak tut beni sımsıkı kollarında verecek başka mutluluğun yoksa acılarını ver bana...
- İnsan en cesur hayvandır; cesaretiyle yenmiştir her hayvanı zafer çığlıklarıyla yenmiştir her acıyı; ama insanın acısı en derin acıdır.
- İnsanların çoğunda entelektüel vicdan eksiktir.
- Ceza insanı eğitmez, sadece evcilleştirir.
- Bir de bedel ödensin istiyorsunuz, siz erdemliler. Erdem için ödül, yeryüzü için cennet ve bugününüz için sonsuzluk mu istiyorsunuz? Ve ne bedel, ne de veznedar var diye öğrettiğim için mi öfkeleniyorsunuz bana şimdi de?
- Derin olduğunu bilen kimse kolay anlaşılır olmaya çalışır, kalabalıkta derin görünmekten hoşlanan kimse ise anlaşılmaz olmaya çalışır. Kalabalık dibini göremediği her şeyi derin sanır çünkü…
- Güçlü bir rüzgârdır Zerdüşt; ve şunu öğütler düşmanlarına: Sakın ha tükürmeyin, rüzgâra karşı.
- Yaratıcının yolu üstüne yalnızlığa çekilmek mi istersin kardeşim? Kendine varan yolu aramak mı istersin? Biraz dur da beni dinle. “Arayan, kolay yiter. Her türlü yalnızlık suçtur.” Böyle der sürü. Ve sen sürüdendin uzun bir süre. Sürünün sesi daha sende çınlayacak. Ve sen desen: “ Artık sizinle ortaktır.
- Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar; onları orada ziyaret etmek gerekir.
- Kendi ateşinle yakmaya hazır olmalısın kendini; önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki. Sevginle git yalnızlığına, kardeşim, yaratmanla git, doğruluk ancak daha sonra topallar ardın sıra senin. Benim gözyaşlarımla git yalnızlığına, kardeşim. Kendinden öte yaratmak isteyeni severim ben ve böylece yok olanı.
- Herkesin kötü deneyim geçirmiş olduğu kimselerle deneyimlerim bile, bu kimselerden yanadır; ben her ayıyı evcilleştiririm, doğru yola getiririm soytarıları.
- Yapraklar sararıyorsa bunda şikâyet edecek ne var. Bırak düşsünler ve gitsinler. Hatta onların altına sert bir rüzgâr üfle. Üfle de bütün sararmış ve solmuşlar senden daha çabuk uzaklaşsınlar.
- Bir kişi kendi ruhsal kurtuluşunu ciddi bir amaç haline getirdiğinde bile, onun tutkuları ve arzuları da gizlice bundan kendileri için bir avantaj elde etmeyi umar.
- Doğru olmak az kimsenin elinden gelir bu. Elinden gelen, olmak istemez ama bu, iyilerin, başkalarına göre, daha az elinden gelir. Ah bu iyiler. İnsanlar doğruyu söylemezler hiçbir zaman; bu türlü iyi olmak, ruhun bir hastalığıdır.
- Mutluluk hedef değildir. Tersine kudret duygusu hedeftir. İnsanın ve insanlığın içinde müthiş bir güç kendini deşarj etmek, yaratmak istemektedir. O, hiçbir zaman mutluluk hedefi olmayan patlamaların kesintisiz zinciridir.
- Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız, önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz.
- Ah, şu sözümü anlayabilseniz: '' Her zaman istediğinizi yapın ama önce isteyebilen birileri olun. Her zaman, komşunuzu da kendiniz gibi sevin ama önce, kendini seven birileri olun.''
- Vicdanlı ve dürüst olmak, hesaplı olmaktan iyidir. Hesap insanı makam sahibi yapar da, vicdan daha önemli bir işe yarar, insanı insan yapar.
- Dostun biri sana kötülük ederse, şöyle de: Bana ettiğini sana bağışlıyorum; ama kendine ettiğini, onu nasıl bağışlarım?
- İki temel sorunu var insanlığın. Adaletsizlik ve anlamsızlıktır. Birine karşı hukuk'u bulduk, diğerine karşı sanatı. Ama insanlar hukuk'a ulaşamadı. Ve sanat insanlara…
- Sonraki işim düşünmek oldu. Kendimi onsuz düşünmek. Anlatabiliyor muyum?
- Nerededir güzellik? Tüm istemimle istemek zorunda olduğum yerdedir; sevmek ve yok olmak istediğim yerdedir, sadece bir imge olarak kalmasın diye.
- Bir şey bizim için saydamlaşmışsa, bize artık direnemeyeceğini sanırız ve sonra içine doğru bakıp gördüğümüz şeyin içinden geçemediğimiz için şaşırırız. Bu bir sineğin her cam pencerenin önünde düştüğü ahmaklık ve şaşkınlığın tıpkısıdır.
- Oysa günün birinde yalnızlık yoracak seni, Günün birinde gururun iki büklüm olacak ve cesaretin kırılacak. Yalnızım, diye haykıracaksın günün birinde. Kendi ululuğun bile bir hayalet gibi korkutacak seni. Her şey sahte, diye bağıracaksın günün birinde... Yalnız kişiyi öldürmeye çalışan duygular vardır; Öldürmeyi başaramazlarsa eğer, Onların ölmesi gerekir. Peki, gücün yetiyor mu buna? Katil olmaya?
- Artık bana verecek mutluluğun kalmadı mı, ne çıkar. Acıların var daha.
- Güzeldir karşılıklı susmak, daha güzeli de gülüşmek.
- Dünya dediğiniz şeyi, önce siz yaratmalısınız; bizzat sizin aklınız, sizin imgeniz, sizin sevginizde şekil bulmalı o.
- Anarşi çağına giriyoruz: fakat bu çağ aynı zamanda en akıllı ve en özgür bireyliklerin çağıdır. Düşüncenin görülmedik gürbüzlüğü gittikçe artmaktadır. O zamana dek töre ve ilk ahlâkın önlediği, dehanın çağıdır bu.
- Her zaman ilk olmak, diğerlerinin önüne geçmek istiyorsun; kimse sevmeyecek senin kıskanç gönlünü, dostundan başka.
- Kimin az mülkü varsa, o daha az başkalarının malı olur; şan olsun küçük yoksulluğa.
- Bir insan, kirli düşüncelere sahip olduğu için utanmaz. Bir başkasının, o kirli düşüncesini bilme ihtimali utandırır.
- Çoğu insan art niyetli olamayacak kadar kendisiyle meşguldür.
- Yiğitlik; en büyük korkunun ve en büyük ümidinin üstüne üstüne gitmektir.
- Ey insan. Kulak ver. Derin gece yarısı ne söyler? ‘ Uyudum, uyudum, uyandım derin rüyalardan: Derindir dünya, daha derindir gündüzün düşündüğünden.
- Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak isteriz. Ama topluluk duygusu bizi durdurur. Lütfen not edin: işte bu, neredeyse ahlak'ın tanımıdır.
- Güçlü bir umut, yaşam için, ortaya çıkmış herhangi bir tek gerçek mutluluktan çok daha büyük bir uyarıcıdır.
- Tek bir şey olabilmek, tek bir şeye varabilmek için çok yerde, çok şey olmak, bu bendeki sağduyudur.
- Kişioğlu da ağaca benzer, ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli kök salar yere, aşağılara, karanlığa, deliliğe, kötülüğe.
- Durur ve dikkat kesilir: Nedir yanıltan onu? Nedir kulaklarından hiç gitmeyen bu uğultu? Bir vakitler o zincirlere vurulmuş insanın iç dünyası... Şimdi hep zincir şakırtılarıyla doludur.
- Kadın henüz yatkın değildir dostluğa. Ama söyleyin bana, siz erkekler, hanginiz yatkınsınız ki dostluğa? Ah erkekler, sizin yoksulluğunuz ve gönlünüzün cimriliği. Sizin dostlarınıza verdiğiniz kadarını, ben düşmanıma veririm ve yoksulluğa da düşmem bu yüzden. Arkadaşlık var; dostluk da olsun.
- Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz, siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz.
- Yokluk büyük varlıktır azizim, yeter ki fark edebilesin.
- Acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan.
- Kişi, ışığını karartmayı bilmelidir, böceklerden ve hayvanlardan kurtulmak için.
- Kimine göre yalnızlık, hasta kişinin kaçışıdır; kimine göre de, hasta kişilerden kaçıştır.
- Fatihler şansa inanmaz.
- En iyisi, sevinmeyi öğrenelim; böylece başkalarına acı vermeyi ve acıları düşünmeyi unuturuz.
- Fırtınayı getiren en derin ve yumuşak sözlerdir.
- Bir dost kimdir? Öteki bendir.
- Hayat; kendisini alt edenindir.
- Başarının sonu yalnızlıktır.
- Az bilen ve az düşünen çok konuşur.
- Sevgi, insanın şeyleri en olmadıkları gibi gördüğü durumdur.
- Sezmek de ve susmak da, Usta olmaktır.
- Körleri de görür kılacak harflerim vardır benim.
- Bir şeyde ilk olmak isteyene iyi denir. Ama bir başkasından önde olmak istemeyene de iyi denir.
- Erkeklik azdır burada; bu yüzden erkekleşiyor, kadınları. Çünkü yalnızca erkek olan kurtaracaktır kadındaki kadını.
- Sizin kökeniniz, nereden geldiğiniz değildir. Bundan sonra onurunuzu oluşturan, tersine nereye gittiğinizdir.
- Elimizde bir çiçek varken gözümüze yalnızca dikenleri görünür, uzaklarda ise bir diken vardır; gözümüz hep çiçeğini görür.
- İnsan unutmayı bir türlü öğrenemeyip de hep geçmişe bağlı kaldığı için şaşar durur kendi kendine de: İstediği kadar ileri ve çabuk yürüsün, zinciri ile birlikte yürür, hızla akıp geçen olaylara bağlıdır gene de.
- Bana yalan söylemiş olman değil, artık sana inanmamam sarsıyor beni...
- Bu muydu, yaşam, diye sormak istiyorum ölüme. Pekâlâ, bir kez daha…
- Deliliğini topluma kabul ettirebilene dahi derler; ben ettiremedim, tımarhanedeyim, güldüler. "Aklın fazlası cehennem" dedim, güldüler. "Her çocuk Tanrı’nın gönderdiği bir peygamberdir ve unuturuz büyüyünce peygamber olduğumuzu, gider bir öğretmen oluruz, işçi, mühendis, memur" dedim, güldüler. Şehir cereyanına bağladılar beni, güldüler.
- Uzaktakine ve gelecektekine duyulan sevgi daha yücedir yakındakine duyulan sevgiden; davalara ve hayaletlere duyulan sevgi, daha yücedir insanlara duyulan sevgiden.
- Bilgi ermişleri olmak elinizden gelmiyorsa, hiç değilse bilgi savaşçıları olun.
- Kendini aşağılayan kişi, yine de aşağılayan biri olarak kendine saygı duyuyordur.
- Geçmişi değil de, geleceği kutlamak, geleceğin mitoloji masalını bulmak: İşte her şeyden önce önemli olan budur.
- Ben nerede canlı bir varlık buyduysam, orada kudrete yönelik iradeyi gördüm. Hizmet edenin iradesinde bile efendi olabilme iradesini gözlemledim.
- Her yerimi ağılı sinekler sokmuş, hınzırlığın nice damlalarıyla bir taş gibi oyulmuş, öylece otururdum onların arasında. Hele kendilerine iyiler diyenlerin, en ağılı sinekler olduklarını gördüm: onlar tam bir suçsuzluk içinde sokarlar, tam bir suçsuzluk içinde yalan söylerler.
- Kimse bir öğretiyi öyle kolayca, yalnız insanları mutlu ya da erdemli kıldığı için doğru saymaz. Mutluluk ve erdem birer gerekçe olamazlar.
- Ortak olabilenin değeri daima azdır. Büyük şeyler, büyük için kalacak; uçurumlar, derin olanlar için; incelikler ve ürpermeler incelmişler için; kısaca, tüm, pek az bulunanlar, pek az bulunanlar için.
- Ahlaki yargılama ve mahkûm etme, dar kafalıların, onlar kadar dar kafalı olmayanlardan intikam almak için, en çok sevdikleri yoldur ve aynı zamanda da: doğa onlara bu kadar az akıl bağışladığı için, bir çeşit tazminat ve asil olmak fırsatıdır. Kötü niyet, ruhanileştirir.
- Günahtan kurtulduğuna inanmak mutluluk veriyorsa, bunun için gerekli olan, insanın günahkâr olması değil, kendini günahkâr hissetmesidir.
- Kendi savaşınızı açmalısınız, kendi düşüncelerinizin uğruna. Düşünceleriniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalıdır bunun için.
- Ben bir seyyahım ve bir dağa tırmanıcıyım diyordu kendi kendine, Ovaları sevmem ve öyle görünüyor ki bir yerde uzun zaman sakin oturamam. Başıma kader ve yaşayış olarak ne gelirse gelsin; Onda daima bir gezinme ve bir tırmanış vardır. Çünkü sonuçta insan, ancak kendi hayatını ve kendi içini yaşar.
- Doğaya her türden aykırılık, günahtır. En günahkâr insan, rahiptir; o, doğaya aykırılığı öğretir. Rahibe gösterilecek olan, nedenler değildir, tımarhanedir.
- Kimilerinin başına gelen, define arayıcılarının başına gelene benzer: Başka ruhlarda gizli kalmış bir şeyi tesadüfen keşfedip, bundan genellikle taşıması çok zor olan bir bilgi edinirler. İnsan duruma göre yaşayanları ve ölüleri bir ölçüde iyi tanıyabilir, onlardan başkalarına bahsetmeyi içinden nahoş bulabilir: Her kelimede düşüncesizlik edeceğinden korkar. Bilge bir tarihçinin birdenbire suskunluğunu düşünebiliyorum.
- Ancak hepiniz beni inkâr ettiğiniz zaman size dönmek isterim. Gerçekten, kardeşlerim, o zaman kaybettiklerimi başka gözlerle arayacağım. O zaman sizleri başka başka bir sevgi ile seveceğim.
- Bakın. Size "Üstinsan"ı öğretiyorum. Üstinsan yeryüzünün anlamıdır. İsteminiz desin ki; Üstinsan yeryüzünün anlamı olacaktır
- Kadınla buluşmaya gittiğinde yanına kırbacını almayı unutma Gücünü göster. Kadın yaradılış olarak güçlüden hoşlanır.
- Kılavuz öğrencisine bütün izleri göstermeli ama gideceği yolu seçmemelidir.
- Küçücük bağışlarla büyük mutluluklar kazanmak büyüklüğün bir ayrıcalığıdır.
- Yükselmek için yalnız kendi gücünüzü kullanın, başkasının sizi yükseltmesine fırsat vermeyin.
- İnsanoğlu hayatta o kadar acı çeker ki, canlılar arasında yalnız o, gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.
- Günde bir defa olsun gülmeliyiz. Neşeli olmalıyız. Sevinci öğrenirsek; Başkalarına acı vermeyi unuturuz.
- Kuş olmayanın uçurumlar üzerine yuva kurmaması gerekir.
- En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben. Ruh, şehvettir. Böyle derlerdi. Bu sırada kırıldı ruhların kanatları; şimdi yerlerde sürünüyor ruhları ve kirletiyor kemirdiği her şeyi. Bir zamanlar kahraman olmayı düşünüyorlardı. Şehvet düşkünüler şimdi. Kahraman, artık onlar için bir kasvet ve dehşet. Fakat sevgim ve umudumla sana yemin ederim: terk edip gitme ruhundaki kahramanı. Kutlu tut en yüksek umutları.
- Neden'i olan nasıl'a katlanır.
- Umut sadece eziyetin süresini artırır.
- Uçmayı öğretemediğinize düşmesini öğretin.
- Ümit kötüdür işkenceyi uzatır.
- Gerçek seçim, yalnızca gerçeğin ışığı altında filizlenebilir.
- Ölüm güç bir şeydir. Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır.
- Bütün yargılayanların gözünde bir cellât bakar.
- Neysen o ol.
- Bu muydu yaşam hadi öyleyse bir kez daha.
- En kof ceviz dahi kırılmak istiyor.
- Yaratıcılık ve keşif acıda ve yalnızlıkta saklıdır.
- Şüphe değil, kesinliktir insanı deli eden.
- Yüksek dağda buz içinde gönüllü yaşamaktır felsefe.
- Yine de en çok çiy damlası, en sessiz gecede düşer, bilirim.
- Yükseldikçe uçma bilmeyenlere daha küçük görünürüz.
- Bazı sırlar vardır yalnız dostlara anlatılacak. Bazı sırlar vardır dostlara bile anlatılmayacak. Bazı sırlar vardır kendimize bile açıklanmayacak.
- Çok derin değil. Bir meseleyi tüm derinliği ile kavrayan insanlar, ona çok ender olarak daima sadık kalırlar. Onlar derinliği aydınlığa çıkardılar: Aydınlıkta görülebilecek daha kötü şeyler vardır.
- Bir insan yoğun ve kılı kırk yararak düşündüğü zaman, sadece yüzü değil gövdesi de çekinceli bir havaya bürünür. İşte benim filozof denince anladığım şey: varlığıyla her şeyi tehlike içine sokan korkunç bir patlayıcı.
- Bir derin kuyuya benzer yalnız. Taş atmak kolaydır içine: ama bu taş dibe inecek olursa, deyin bana, kim çıkarabilir.
- Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır.
- Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.
- Yaşama karşı sorumluluğumuz daha yücesini yaratmaktır. Daha alçağını değil.
- Kendi omzuna tırman. Başka nasıl yükselebilirsin ki.
- Taş ve sopa kemiklerimi kırabilir ama ölüm beni incitemez, hiçbir zaman.
- Evet, yaralanmaz, gömülmez bir şey var içimde, kayaları parçalayacak bir şey: Bu benim istemimdir sessiz ilerler o ve değişmeden, yıllar boyu.
- Gerçek güçlü bir yeldir. Zerdüşt bütün düzlülükler için ve bütün düşmanlarına, bütün tükürenlere ve kusanlara: 'Yele karşı tükürmekten kaçınınız.
- Ebedi gerçeklik olmadığı gibi, mutlak doğru da yoktur.
- Beni öldürmeyen her şey beni güçlendirir.
- Deneme ve sorgulama olmuştur tüm yolculuklarım.
- Egoizm asil bir ruhun temelidir.
- İçine koyacak bir şeyiniz varsa, bir günün bin cebi vardır.
- Bizi ıslah edebilecek tek şey nedir? Kusursuzu görmek...
- Doğrular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır.
- Acı çeken dostuna dinlenmesi için yer göster ama dikkat et yatak sert olsun.
- Dünyada hiçbir şey insanı kin besleme duygusu kadar yıpratmaz.
- Size gül bahçesi vaat etmiyorum. Yaşadığınız toprakların çorak olduğunu söylüyorum.
- Bu dâhil bütün genellemeler yanlıştır.
- Tanrı öldü: insana acımasından öldü tanrı.
- Tanrı yok, o olsaydı onun ben olmadığıma inanamazdım.
- Uçurumları sevenin kanatları olmalı.
- İnsan, hayvanla Üstinsan arasına gerilmiş bir iptir, uçurum üstünde bir ip.
- Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar.
- Kendi sözünü dinlemeyen, buyruk altına girer.
- Biz arzulanana değil arzulamanın kendisine âşığızdır.
- İnançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.
- Kimse öfkeli insan kadar çok yalan söyleyemez.
- Kendi kendine inanmayan her zaman yalan söyler.
- Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.
- Erdem uyumuşsa deha zinde kalkar.
- Merhameti öldürün.
- Zevk hem ağrılık, hem kefe, hem tartandır. Yazık o canlılara ki kavgasız, ağırlıksız, kefesiz ve tartısız yaşamak isterler.
- Bir kere yanlış trene bindiyseniz; koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur.
- Gerçekte hayatın anlamı olmasaydı ve bende anlamsızı seçmek zorunda olsaydım, bence de en seçilesi anlamsızlık bu olurdu.
- Tanrının ölümünü, büyük bir reddedişe ve kendi üzerimizde sürekli bir zafere dönüştürmezsek, bu kaybın bedelini ödemek zorunda kalırız.
- Öldürmeyen acı beni güçlendirir.
- Ruh peşinde koşan birinin ruhu yoktur.
- Sadece cevaplarını bulabileceğimiz soruları duyarız.
- Varlık, sonsuz bir yaradır.
- Zorla alabileceğin bir hakkın, sana verilmesine izin verme.
- Bir kurbanın yoldaşı o kurbandan daha çok acı çeker.
- Kanmışlıklar, yalanlardan daha tehlikeli düşmanlarıdır.
- Alev, başka şeyleri aydınlattığı kadar aydınlatmaz kendini. Bilge de böyledir.
- Beklemek ahlaksız kılar.
- Sanat hakikatten daha değerlidir.
- Bugüne dek varlığa karşı en büyük itiraz neydi? Tanrı.
- İnsanlar eşit değildirler.
- Seni seviyorsam sana ne bundan.
- Freud’un yağı olsaydı kendi kıçına sürerdi.
- Siz yükselmek isteyince yukarı bakarsınız. Bense aşağı bakarım.
- Büyük borçlar insanları değer bilmeye değil, kin beslemeğe yöneltir.
- Ben, iki insanın daha yüce hakikati bulmak için, bir ihtirası paylaştığı bir aşk düşünüyorum.
- Davranıştaki coşku büyüklükten sayılmaz; davranışlara ihtiyacı olan, sahtedir. Bütün göstermelik insanlara dikkat edin.
- Müziksiz hayat hatadır.
- Bütün çağların insanlarının neyin iyi, neyin kötü, neyin övgüye değer ve neyin yergiye layık olduğunu bildiklerine inandıkları konusunda bilgeler doğru bir yargıda bulunmuşlardır. Ama biz şimdi geçmişte herhangi bir zamandakinden daha iyi biliyoruz, görüşü, bilgelerin bir önyargısıdır.
- Kendini bilgiye adayan için yalnızca düşmanını sevmek yetmez; dostuna da kin duyabilmelidir.
- İnsan ölümü nasıl karşılayacağına karar vermek zorundadır.
- Ümit mi? Ümit en son kötülüktür. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.
- İnsan hatasını bir başkasına itiraf ettiğinde unutur onu; ama çoğu kez öteki kişi bunu unutmaz.
- İnsan kahkahalarla güldüğü zaman, kabalığı ile tüm hayvanları geride bırakır.
- Evini ateşe veren öğle yemeğini de unutur ve bu yüzden bazen yemeğini küllerde arar insan.
- Dilencileri yok etmek gerek, çünkü insan onlara verince de pişman oluyor, vermeyince de.
- Doğa bize aldırmadığından, doğanın ortasında kendimizi öyle rahat hissederiz ki.
- Yüreğinin sesine kulak verene iyi denilir. Ama sadece yükümüne kulak verene de iyi denilir.
- Yalnızca mezarların olduğu yerde gerçekleşir dirilişler.
- Yumuşak ve barışçıl olana iyi denilir. Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir.
- Yiğitlik; en büyük korkunun ve en büyük ümidinin üstüne üstüne gitmektir.
- Uçuruma gözlerinizi dikip baktığınızda, uçurum da sizin içinize bakmaya başlar.
- Sosyalistlerin üslubu, umutları ve hayalleri, zararsız koyun mutluluğunun bir ifadesidir.
- Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh.
- Hakikati gözünden vurmak için ‘var olma istemi’ lafını ortaya atan, isabet ettiremedi şüphesiz; böyle bir istem yok çünkü. Var olmayan isteyemez de; ama var olan. Nasıl bir de var olmayı ister ki?
- Geleceğin önsezileri. Geçmişi değil geleceği yüceltmek. Geleceğin mitini bulmak, umut içinde yaşamaktır. Şanslı anlar. Ardından perdenin yeniden inmesine izin vermek ve düşüncelerimizi kesin ve yakın amaçlara indirgemek.
- Seyirciler bulanık suda balık tutan ile derinden su çekeni kolayca karıştırıyor.
- Pek çok insan bir zamanlar girdikleri yol hakkında inatçıdır, amaçları hakkında inatçı olanlar ise çok azdır.
- Öyle kolay bir sanat değildir uyumak. Onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerekir.
- Bizi farklı kılan şey, tarihte, doğada veya doğanın arkasında hiçbir Tanrı'yı tanımamamız değildir. Bizi farklı kılan, Tanrı diye hürmet edileni Tanrı'ya benzer bulmamamızdır.
- Biz, tekrar ahlaktan arıtılmış olan dünyada yaşamaya cesaret eden az ve çok sayıdakiler; Biz putperestler. İnanca göre; Olasıdır ki biz, pagan inancın ne olduğunu ilk kavrayanlarız. İnsanın kendisi için daha yüksek varlıklar tasarlaması, lakin O'nu iyinin ve kötünün öte yanında görmesi söz konusudur. Her yüksek olmanın, ahlaksız olarak takdir etmek mecburiyetinde kalınması söz konusudur. Biz, "Olimpus"a inanırız. Çarmıha gerilene değil.
- Bu dünya başlangıcı ve sonu olmayan güçten bir canavardır. Büyüklüğün, güç büyüklüğünün çelikten sabit bir toplamıdır. O, ne daha büyür ne de daha küçülür. Kendini tüketmez. Tersine sadece değişir ama bütün olarak değişmez derecede büyüktür
- Büyük kozmik söylem: "Ben vahşetim, ben kurnazlığım." Bir hatanın ve tüm acının sorumluluğunu üstlenme korkusuyla alay etmek (yaratıcının alayı). Hiçbir zaman olunmadığı kadar acımasız olmak, vs.
- Kendi yapıtından tatmin olmanın en üst biçimi; bu biçimi, bıkmadan usanmadan yeniden inşa etmek için parçalar. Ölüm, acı ve yok olma üzerinde yeni bir zafer.
- Ah, buldum onu kardeşlerim. İşte, en yüce dorukta kanıyor sevinç pınarı benim için. Burada, hiçbir ayak takımının benimle birlikte içemeyeceği bir yaşam var. Akışın nerdeyse pek yoğun geliyor bana, ey haz pınarı. Doldurayım derken, sık sık yeniden boşaltıyorsun kadehi.
- Ahlak, evrensel değildir.
- Ahlak, sürü hayvanının içgüdüsüdür.
- Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.
- Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun eğme aslında ahlaksal değil.
- Ahlak yargıları ve cezalandırmaları, daha az sınırlandırılmış olanlara karşı (özgür olan bireylere karşı) ruhsal olarak sınırlandırılmış olanın gözde intikam biçimidir.
- Ahlaksal” diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, insanlara karşı olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu yönetmelikler “insanlığın mutluluğu ve refahı” ile bağıntılı olmaktan uzaktır.
- Ahlak, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: nasıl “coşturulacağını” bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
- Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur. (Tan Kızıllığı, Madde 9) Sadece gelenek olduğu için bir inanca bağlanmak... Bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir. Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu?
- Sahip olmak ve daha çoğuna sahip olmayı istemek, tek kelimeyle büyümektir. Bu hayatın kendisidir.
- Kendine karşı cebir kullanmayana iyi denilir. Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir.
- İnsana göre maymun nedir? Gülünecek bir şey ya da acı bir utanç... İşte üstinsana göre de insan aynen böyle olacak; Gülünecek bir şey ya da acı bir utanç.
- İnsanlığın içinde müthiş bir güç, kendini deşarj etmek, yaratmak istemektedir.
- İyi huylu insana, mücadeleden kaçana iyi denir. Ama savaşçı olana da ve zaferi tutkuyla isteyene de iyi denir.
- İnsanların bir şeyleri var ki, gurur duyuyorlar onunla. Ne diyorlardı, onları gururlandıran şeyin adına? Eğitim diyorlar; kendilerini keçi çobanlarından ayırt eden şeymiş bu.
- Herkes hakkında biraz fazla şey biliriz. Ve kimileri saydamlaşsalar da karşımızda, yine de geçemeyiz ya içlerinden.
- Kopyalar Hiç de seyrek olmayan ölçüde, önemli insanların kopyalarıyla karşılaşırız ve yağlıboya tablolarda olduğu gibi, burada da çoğu insan orijinallerden değil kopyalardan daha çok haz almaktadır.
- İnsan öyle bir iptir ki hayvanla insanüstü arasına gerilmiştir. Uçurum üstünde bir ip…
- İnsanın ve insanlığın tarihi bilinmez olarak seyreder. Ama ideal hayaller ve onların tarihi, bize gelişmenin kendi gibi görünmektedir.
- Bazıları seyrederken hayati en önden, kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki, okudum okudum anlamadım.
- Alt edin bugünün efendilerini, ey kardeşlerim, şu küçük insanları. Ey yüksek insanlar, alt edin küçük erdemleri, küçük kurnazlıkları, kılı kırk yaran özenmeyi, karınca gösterişini, acınası rahat düşkünlüğünü, en büyük çoğunluğun mutluluğunu. Boyun eğmektense umutsuzluğa düşün daha iyi. Bugün yaşamayı bilmediğiniz için ey yüksek insanlar sizi seviyorum doğrusu. Siz en iyi böyle yaşardınız da ondan.
- İnsanın kendisi, onun en büyük hatasıydı: kendisine bir rakip yaratmıştı; bilim, insanı Tanrısallaştırır.
- İnsan bilimselleşince rahiplerin ve Tanrıların işi biter.
- Bütün hedefler yok edilmiştir. Değer biçmeler birbirlerine karşı cephe almışlardır.
- Ahlak; uzun, korkusuz bir sahtekârlıktır.
- Ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı direnir: aptallaştırır.
- Doğrunun kayıtsız şartsız dostuna iyi denilir. Ama saygınlığın insanına nesnelerin nurlandırıcısına da iyi denilir.
- Ah bu melankoli… İnsanın gerçekten boğulabileceği bir deniz var mıdır?
- Barış zamanında savaşçı kendine çatar.
- Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının seni gösterdiğini unutma..
- Bir genci bozmanın en iyi yolu, ona aynı düşüneni farklı düşünenden daha çok saymayı öğretmek.
- Benim hayalimdeki aşk, iki insanın birbirini sahiplenme duygusundan çok daha öte bir şey.
- Damların üstünde yükselen kuleleri görmek için, şehri terk etmen gerekir.
- Başkaları yararına çok şey yapıldığı için dünya mükemmel değildir.
- Despotlar, havanın ahlaklı olduğu bölgeleri severler.
- Felsefe, yaratmanın anlamını kavramaya çalışan bir akımdır.
- Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak isteriz ama topluluk duygusu bizi durdurur. Lütfen not edin: işte bu, neredeyse ahlakın tanımıdır.
- Gerçek erdem, yalnızca aristokrat azınlık içindir. Herkes için geçerli bir ahlak, gülünç bir fikirdir.
- Müzik temelde bizde belli bir oranda güç kazanan yaşam duygusunun özünde gizli olan acıyı anlatır; müziğin verdiği heyecanın yapısında da bu acıdan uzaklaşıp onu uzaktan izleme düşüncesi vardır.
- İyi olan nedir? Kudret hissini, kudret iradesini, insanın içindeki kudreti yükselten her şeydir. Kötü olan nedir? Zaaftan çıkan her şeydir.
- İnsandaki güçlü ve ulu olan her şey insanüstü ve dışsal olarak düşünüldü. İnsan kendini çok küçümsedi. Kendindeki iki yanı birbirinden ayrı iki alana böldü insan; Değersiz ve güçsüz yanı ile güçlü ve şaşırtıcı yanını. İlkine insan dedi, ikincisine ise Tanrı.
- Bence hayatın kendisi gelişme içgüdüsü, idame içgüdüsü, güçlerin biriktirilmesi içgüdüsüdür: Güce yönelmenin olmadığı yerde çöküş vardır. İddiam şudur ki, insanlığın yüce değerlerinde işte bu yöntem esiktir; en kutsal isimler altında hüküm süren değerler, çöküş değerleri, nihilist değerlerdir.
- Av ve zafer için tutkuyla donanan görkemli yırtıcı hayvan, sarışın canavar görmezlikten gelinemez. Bu gizli temel, zaman zaman patlar, hayvan tekrar vahşete döner. Romalı, Arap, Alman, Japon soyluluğu, Homeros'un kahramanları, İskandinav Vikingleri... Tümü de bu gereksinimi paylaşıyorlardı. Nereye gitseler arkalarında "barbar" kavramını bırakan bu soylu ırklar, en yüksek kültürlerinde bile, bunun bilinçliliğini gösteriyor, gururunu taşıyorlardı. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler önemli olan çok yaşamak değil yaşadığı sürece fazla bir şeyler yapabilmektir.
- Ah... En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben. Şimdi kara çalmaktalar tüm yüksek umutlarına. Artık küstahça yaşıyorlar, anlık hazlar içinde ve ertesi güne dair hedefleri yok neredeyse..."Ruh, şehvettir." Böyle derlerdi. Bu sırada kırıldı ruhların kanatları; şimdi yerlerde sürünüyor ruhları ve kirletiyor kemirdiği her şeyi... Bir zamanlar kahraman olmayı düşünüyorlardı... Şehvet düşkünlüleri şimdi. Kahraman, artık onlar için bir kasvet ve dehşet. Fakat sevgim ve umudumla sana yemin ederim: terk edip gitme ruhundaki kahramanı. Kutlu tut en yüksek umutları.
- En gizliler, en güçlüler, en korkusuzlar, en yarı gecemsiler, bir ışık ister misiniz? Bu dünya kudrete yönelik iradedir. Bunun dışında hiçbir şey değildir. Bizzat sizde kudrete yönelik iradesiniz. Bunun dışında hiçbir şey değilsiniz.
- Gelenek nedir? Bize yararlı olan şeyleri emrettiğinden dolayı değil, bize emrettiğinden dolayı itaat ettiğimiz yüksek bir otoritedir.
- Geliştirmiş olduğumuz tüm değerler, dünyanın gerçek doğasını görmemizi engellemek amacıyla geliştirilmiş araçlardan başka hiçbir şey değildirler.
- Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha sert eleştiririz. Oysa bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek uygun olacaktır.
- İradenin tatmini değildir zevkin sebebi. Tersine irade ileriye gitmek ister ve kendine engel olan her şeyin üstesinden gelmeye çalışır. Zevk hissi düpedüz iradenin tatminsizliğinden ortaya çıkar. Onun rakipsiz ve dirençsiz olarak yeterli doyuma ulaşamamasıdır.
- İradenin temini değildir zevkin sebebi. Tersine irade ileriye gitmek ister ve o engel olan her şeyin üstesinden gelmeye çalışır. Zevk hissi, düpedüz iradenin tahminsizliğinden kaynaklanır. Onun rakipsiz ve dirençsiz olarak yeterli doyuma ulaşamamasıdır.
- Bir tanrıyı yalnızca iyinin tanrısı olma durumuna sokan doğaya aykırı iğdişleşmişlik, burada her türlü çekiciliğini yitirirdi. Kişinin iyi olan tanrı kadar kötü olanına da gereksinimi vardır: kişi kendi varoluşunu yalnızca hoşgörüye, insancıllığa borçlu değildir ki. Öfkeyi, öcü, kıskançlığı, alayı, kurnazlığı, şiddeti tanımayan bir tanrı, neye yarardı ki?
- İnsanlarla iletişim içinde olmak, kalbini herkese açmak... Bu, liberal düşünceli olmaktır. Soylu bir misafirperverlik gösterebilecek yapıdaki insanlar, perdesi çekik ve kepenkleri kapalı çok sayıda pencereden belli oluyor. Bu insanlar, en güzel odalarını boş tutuyorlar. Neden? Çünkü katlanmak zorunda olmadıkları misafirlerini bekliyorlar.
- Kibar ve soylu olana iyi denir. Ama kimseyi hor görmeyene ve kimseye yukarıdan bakmayana da iyi denir.
- Mutluluk hedef değildir. Tersine kudret duygusu hedeftir. İnsanın ve insanlığın içinde müthiş bir güç kendini deşarj etmek, yaratmak istemektedir. O, hiçbir zaman mutluluk hedefi olmayan patlamaların kesintisiz zinciridir.
- Tüm yazılmışların içinde en çok kanla yazılanı severim. Kanla yaz, göreceksin ki kan, tindir.
- Aslında biz tüm kalbimizle sadece bir tek şeyle ilgileniyoruz, eve bir şeyler götürmekle.” Bunun dışında hayatla, yaşananlarla ilgili olanlar, hangimiz bunlar için yeterince ciddiyete sahibiz? Ya da zamana? Bu tür şeylerle korkarım ki hiçbir zaman tam olarak “ilgilenmedik”: Yüreğimiz orada değil işte, hatta kulağımız bile.
- Kutsal olan gerçekler değil kişinin kendi gerçeği için çıktığı arayıştır. Neysen o ol.
- Bir düşmanla savaşarak yasayan kişinin, düşmanını hayatta bırakmakta yararı vardır.
- Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de, dostlarının azatçısıdır.
- Gerçeğin düşmanı tabular ve inançlardır, düşünün.
- Ancak öbür gündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar.
- Bir şey'den hoşlanmaktan söz edilir, aslında doğrusu; bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmaktır.
- Her seçkin insan, güdüsel olarak, kalabalıktan, çokluktan, çoğunluktan kurtulduğu, onlardan ayrı biri olarak, kural adamlarını unutabildiği, sığınacağı kalesinin ve gizliliğin peşinde koşar.
- Kaybetmeyi göze alamayacak kadar az dostum var.
- Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az.
- En insani davranış, bir insanın utanılacak duruma düşmesini önlemektir.
- Ben bu kulaklara göre ağız değilim.
- Akıl hastanesini ziyaret etmek, inancın ne kadar boş bir şey olduğunu gösterir.
- Hep öğrenci kalan, öğretmenine borcunu kötü ödüyor demektir.
- Ey, büyük yıldız, aydınlattıkların olmasaydı nice olurdu mutluluğun.
- Kovalamaktan, aramaktan yorulduğumdan beri bulmayı öğrendim.
- Issız ve yorucu dorukları sevenlerin kanatları olmalıdır.
- İnsan dostunu düşmanından daha zor affediyor.
- Yüksek sesle konuşanlar ince konuları düşünemez.
- Gerçek ve büyük başarılar mutlulukla tanışamaz.
- Acı der: Yıkıl.
15 Ekim 1844'te doğmuştur. Babası Karl Ludwig Protestan Kilisesinde papazdı. Karl Ludwig; Friedrich Nietzsche'nin annesi Franziska Oehler ile 1843'de evlenmişti. Doğumu Prusya Kralı IV. Friedrich Wilhelm'in doğum gününe rastladığı için adı Friedrich Wilhelm olmuştu. (Nietzsche daha sonra ikinci adı "Wilhelm"'i çıkardı.[2]) Kız kardeşi Elisabeth, 1846'da doğdu ve ondan sonra 1848'de Ludwig adında bir erkek kardeşi oldu. Babası Karl Ludwig'in baş ağrılarına tanı konulamamıştı. Daha sonra hızlı ilerleyen bir tümör olduğu saptandı fakat babası kör oldu ve öldü (1849). Onun ölümünü Friedrich'in erkek kardeşi Ludwig izledi (1850). Bu kayıp yüzünden annesi ve kız kardeşi ile birlikte Naumburg'a taşındılar (1850). Böylece çocukluk yılları kadınların himayesinde geçti.
YanıtlaSilİlk öğrenimini Bürgerschule'de tamamladı. Orada Gustav Krug ve Wilhelm Pinder ile arkadaş oldu ve müzik de dahil pek çok konuda zekasını gösterdi. Müzik konusundaki üstün yeteneğine rağmen Müzikte sıradan biri olmaktansa hiç olmam. diyerek müzik kariyerini başlamadan bitirdi. On üç yaşında ilk eserini yazdı (1857). İlk şiirini de takiben 1861 yılında kafasını kurcalayan varoluş soruları üzerine yazdı.
Nietzsche'nin gençlik resimlerinden biri
1858 yılında ünlü protestan okul Schulpforta'yı kazandı. Orada Paul Deussen ve Carl von Gersdorff ile dost oldu. Şiir konusunda çalışmalarda bulundu. Müzikte kendini ilerletti. Üstün başarılar gösterdi ve öğrenimi esnasında da Antik Yunan ve Roma klasikleri ile tanıştı. Daha sonra teoloji ve klasik filoloji okumak için Bonn Üniversitesi'ne gitti. Burschenschaft Frankonia grubuna üye oldu ve ilk yarıyıldan sonra okulu bıraktı. İnancını kaybetmesi üzerine annesi bu duruma çok öfkelenmişti.[3] Bunda David Strauss'un Life of Jesus kitabı da etkili olmuştu.[3] Bununla birlikte hayat felsefesi yavaş yavaş oluşmaya başladı. Alkol alıyordu ve sık sık kavga ediyordu.
Bonn Üniversitesi'nden ayrıldı ve arkadaşı Friedrich Wilhelm Ritschl'in peşinden Leipzig Üniversitesi'ne gitti. Ölümüne sebep olan frengi hastalığını da yine bu dönemde bir genelevden kaptığı iddia edilir.[4]. Ayrıca bu dönemde Schopenhauer'in eserleriyle de tanıştı. Eğitimine devam ederken de, Rheinisches Museum dergisinde yazıları yayınlanıyordu.
1866 yılında Schopenhauer ve Friedrich Albert Lange Geschichte des Materialismus ile tanıştı.
Ne gariptir ki, insan her zaman fark etmez yaptığı işin önemini ya da ne olduğunu.
YanıtlaSilYapar sadece.
Ama yapmak nedir ki? Bilmek… En önemlisi bilmek değil midir?
F. M. Dostoyevski – Suç ve Ceza