Türkçe:
Bütün cihanı araştırdım, iyi huydan daha iyi bir liyakat görmedim.
İngilizce:
I have searched all over the world but failed to see a virtue better than being well-behaved.
Türkçe:
Dua ve ibadet Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de, ömür de hoştur.
İngilizce:
Suplication and worshıp is to be with Allah for someone who is with Allah, death is pleasant as life.
Türkçe:
Fikir ona derler ki, bir yol açsın. Yol ona derler ki, bir gerçeğe ulaşsın.
İngilizce:
The idea is that which opens a path. The path is that which leads to the truth.
Türkçe:
Sözü ve kalbi bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa o yine dilsiz sayılır.
İngilizce:
Someone whose tongue and heart are not one is but a mute even though they speak a hundred languages.
Türkçe:
Birisi güzel bir söz söylüyorsa; bu dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
İngilizce:
If someone says a beautiful word, it is because someone listens to and understands it.
Türkçe:
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.
İngilizce:
If you have sense, make friends with another mind and do yoru job through consultation.
Türkçe:
Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.
İngilizce:
What does justice mean: putting everything in its place. What does oppression mean utting something in the wrong place.
Türkçe:
Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.
İngilizce:
Whoever has beauty, must know that is borrowed.
Türkçe:
Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar.
İngilizce:
The pitcher leaks outside what it has inside.
Türkçe:
Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.
İngilizce:
The one who grows the rose from a thorn also changes the winter into the summer. The one who exalts the cypress freely is also capable of turning sorrow into joy.
Türkçe:
A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.
İngilizce:
O brother, you want to jump over the harp swords. Never move forward without wearing the shield of repentance and servitude.
Türkçe:
Körler çarşısında ayna satma, sağırlar çarşısında gazel atma.
İngilizce:
Don't sell mirrors in the marketplace of the blind. Don't recite any poems in the marketplace of the deaf.
Türkçe:
Kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan; fena söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma.
İngilizce:
If you don't want to get harmed by people; don't talk bad, don't teach bad and don't think bad.
Türkçe:
Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.
İngilizce:
That the rose endured thorns has made it smell nice.
Not: İngilizce sözler için mutlaka doğrulama çalışması yapılmalı. Yanlış yazıldığını düşündüğünüz söz varsa bize de bildiriniz.
Bütün cihanı araştırdım, iyi huydan daha iyi bir liyakat görmedim.
İngilizce:
I have searched all over the world but failed to see a virtue better than being well-behaved.
Türkçe:
Dua ve ibadet Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de, ömür de hoştur.
İngilizce:
Suplication and worshıp is to be with Allah for someone who is with Allah, death is pleasant as life.
Türkçe:
Fikir ona derler ki, bir yol açsın. Yol ona derler ki, bir gerçeğe ulaşsın.
İngilizce:
The idea is that which opens a path. The path is that which leads to the truth.
Türkçe:
Sözü ve kalbi bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa o yine dilsiz sayılır.
İngilizce:
Someone whose tongue and heart are not one is but a mute even though they speak a hundred languages.
Türkçe:
Birisi güzel bir söz söylüyorsa; bu dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
İngilizce:
If someone says a beautiful word, it is because someone listens to and understands it.
Türkçe:
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.
İngilizce:
If you have sense, make friends with another mind and do yoru job through consultation.
Türkçe:
Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.
İngilizce:
What does justice mean: putting everything in its place. What does oppression mean utting something in the wrong place.
Türkçe:
Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.
İngilizce:
Whoever has beauty, must know that is borrowed.
Türkçe:
Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar.
İngilizce:
The pitcher leaks outside what it has inside.
Türkçe:
Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.
İngilizce:
The one who grows the rose from a thorn also changes the winter into the summer. The one who exalts the cypress freely is also capable of turning sorrow into joy.
Türkçe:
A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.
İngilizce:
O brother, you want to jump over the harp swords. Never move forward without wearing the shield of repentance and servitude.
Türkçe:
Körler çarşısında ayna satma, sağırlar çarşısında gazel atma.
İngilizce:
Don't sell mirrors in the marketplace of the blind. Don't recite any poems in the marketplace of the deaf.
Türkçe:
Kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan; fena söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma.
İngilizce:
If you don't want to get harmed by people; don't talk bad, don't teach bad and don't think bad.
Türkçe:
Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.
İngilizce:
That the rose endured thorns has made it smell nice.
Not: İngilizce sözler için mutlaka doğrulama çalışması yapılmalı. Yanlış yazıldığını düşündüğünüz söz varsa bize de bildiriniz.
Sevgi; sevdiğin kişilerin mutlu olduğunu gördükçe onların mutluluğu ile mutlu olabilme sanatıdır.
YanıtlaSilBalzac
Babam derslerini 5 getirirsen sana bisiklet alacağım derdi. Sırf bu yüzden 4 getirdiğim derslerim oldu. Babamın parası yoktu.
YanıtlaSilBob Marley