Kazdağı, Antik dönemlerde "İda" olarak adlandırılmış ve pek çok önemli olaya ev sahipliği yapmıştır. İsminin Giritli denizciler tarafından, Girit'te Zeus'un doğduğu İda Dağı'na atıfta bulunmak için İda konduğu mitolojide yer alır. Bundan ötürü dağ Yunan mitolojisinde önemli bir yere sahiptir. Homeros'un İliada destanında "bin pınar İda" olarak geçmektedir.
Küçükkuyu'nun kuzeyinde, Adatepe köyünün güneyindeki geniş bir alana hakim bir tepede Zeus Altarı isimli bir tapınak bulunmaktadır. Rivayet olunur ki, yüce Zeus bu tepede Afroditle sevişir ve bir yandan da savaş yönetirmiş.
Kaz Dağı Sarıkız Efsanesi
Kaz Dağı'nın İran'a kadar uzanan bir İslami Sarıkız efsanesi vardır. Kazdağları'nın en ünlü efsanesi Sarıkız inanışıdır.
Kazdağı, söylenceler açısından da oldukça zengin. Adı mitolojide İda olarak geçiyor. Homeros İlyada'da ‘‘Bol pınarlı, vahşi hayvanların anası’’ olarak İda Dağı'ndan sık sık bahsediyor. Efsaneye göre Hera, Afrodit ve Athena'nın katıldıkları, Truva Savaşı'na yol açan o meşhur güzellik yarışması burada yapılmış, Zeus burada doğmuş, tanrılar Truva Savaşı'nı buradan izlemiş ve Afrodit ilk kez burada aşık olmuş. Kazdağı'nın ismiyle ilgili en önemli efsane ise Sarıkız Efsanesi. Kazdağları deyince akla Türkmen köylülerinin söylencelerinde yer alan Sarıkız efsanesi gelir. Çeşitli versiyonları mevcuttur.
Çok uzun yıllar önce bu dağda güzelliği dillere destan bir kız yaşarmış, Sarıkız derlermiş onun adına, uzun sarı saçlarından ötürü, tüm köy delikanlıları aşıkmış bu Sarıkız'a fakat onu çekemeyenler onun hakkında bir dedikodu uydurmuşlar, sözde Sarıkız kötü yola düşmüş, başka başka insanlarla yatıp kalkıyormuş diyerek, Sarıkız bu söylentilerin yalan olduğunu biliyor ama babasının bu söylentilerden etkilenmesini de gururuna yediremiyormuş, çareyi dağın zirvesine kaçmakta bulmuş. Bir zaman sonra Sarıkız'ın babası söylentilere dayanamayıp kızını öldürmek için dağa çıkmış, bir de bakmış Sarıkız orada kazları besliyor ve davranışlarından hiç de kötü yola düştüğü anlaşılmıyormuş, bir baba için evladını öldürmek kolay değil tabii ki, önce bir namaz kılayım demiş ve Sarıkız'dan abdest alması için su istemiş, Sarıkız ibriği tuttuğu gibi aşağıdan suyu almış ve babasına uzatmış, babası nereden buldun demeden ağzına aldığı suyun tuzlu olduğunu anlamış ve oracıkta bayılmış. Sarıkız dağın zirvesinden uzandığı gibi denizden ibriğini doldurmuş.
Bir Başka Versiyon
Kaz dağlarında çok güzel bir kız yaşarmış ve adına da Sarıkız derlermiş, gel zaman git zaman Sarıkız'ın güzelliğini çekemeyenler onun hakkında kötü yola düştü diyerek dedikodu yaymaya başlamışlar ve onu lanetli ilan etmişler, babası da Sarıkız'ı alarak Kaz dağının zirvesine bırakmış. Sarıkız dağda dolaşırken yanına bir kaz gelmiş ve ona birkaç yumurta vermiş Sarıkız bunları saklamış ve bir süre sonra kaz yavruları yumurtalarından çıkıp büyümüşler. Günler günleri aylar ayları kovalamış bir gün kar ve tipiden yolunu şaşıran iki yabancı Sarıkız'ın yaşadığı zirveye sığınmak zorunda kalmış. Sarıkız bu yabancıları kurtarmış, beslemiş ve sağlıklarına kavuşturmuş. Bu yabancılar dağdan indikten sonra köy halkına "Kaz dağlarında çok güzel, ermiş bir kız yaşıyor" demişler. Bu sözler Sarıkız'ın köyüne, anne ve babasına ulaşmış. anne ve baba çocuklarına duydukları özleme daha fazla dayanamayarak Sarıkız'ın yanına gitmişler. Sarıkız zirvede onları bekliyormuş sevgi ve hasretle kucaklaşmışlar, bir ara baba kızından su istemiş, Sarıkız hemen şimdi diyerek avuçları ile babasına su içirmiş, babası suyu nereden aldın deyince de "elimi uzattım, denizden aldım" demiş, anne ve baba böylece kızlarının gerçekten ermiş olduklarını anlamışlar ve geri dönmüşler...
Bir Başka Sarıkız Versiyonu Daha...
Sarıkız'ın babası yaşlanınca Hacc'a gitmek ister ve kızını Güre köyünde bir imam ailesine emanet eder. Uzun süren Hac zamanında köy delikanlıları kıza evlenme teklifinde bulunurlar. Kız bu teklifleri kabul etmeyince bunu gurur meselesi sayarak yorumlar üretmeye başlarlar. Yorumlar kısa zamanda dedikoduya ve iftiraya dönüşür. Baba Hac'dan dönünce dışlanır ve kızını öldürmeye karar verir. evden çıkınca kıza bozuk yumurta atanlar olur. Bu nedenle çocuklar ona "Sarıkız" adını verirler. Köyün kenarına çıkıldığında Sarıkız kendisine hakaret edenlere bunun yanlış olduğunu kabul ettiremeyince beddua eder. Baba ile Sarıkız şimdiki Sarıkız tepesine çıktıklarında Baba abdest almak için kızından acele su ister. Ancak verilen suyun tuzlu olduğunu gören Baba tatlı su ister. anında verilen tatlı sudan şüphelenen Baba, niçin tuzlu su verdiğini sorar. Kız da "acele ettiğin için, denizden alıverdim" cevabını verir. bu durum karşısında kızının ermiş olduğunu anlayan Baba pişman olur. Kızına "kızım ben sana inanmamakla büyük hata ettim, senden özür dilesem beni affedersin ama senin yüzüne bakacak halim kalmadı, en iyisi sen burada beni bekleyedur ben şöyle bir gezip geleyim" diyerek kızı yalnızlığa terk eder. Baba görünmez olunca dağın üzerine korkunç derecede siyah bir bulut çöker. Günler sonra Baba'nın ölmüş bedenini dağın zirvesinde bulurlar...
Güre'nin üstünde yer alan Kavurmacılar Köyü'nde yaşadığına inanılan Sarıkız için her yıl Ağustos ayında bir hayır düzenleniyor. Köyde keşkek, pilav, nohut pişirilip yeniyor, şerbetler içiliyor. Terkedilmiş görünümlü köyde kalan beş-altı ailenin yanı sıra yeni yapılanmalarada rastlanıyor. Bir başka doğal özelliğini koruyan köy ise Yassıcalı, evleriyle dikkati çekiyor. Sarıkız Şenliklerine olan ilginin her yıl arttığı gözlenmekte, katılımın yüksek olması etkinliklerin zenginliğini arttırmaktadır. Son yıllarda yurdumuzun çeşitli bölgelerinden ve yöremizden gelen folklorik ekiplere yurtdışından gelen misafirler de katılmaktadır.
Gereğinden önce dertlenmek, gereğinden fazla dertlenmektir.
YanıtlaSilMontaigne, Denemeler