Gadasını aldığım,
Oku, bak bakalım nasılmış halım?
Kime gittiysem çıkmıyor falım.
Kuru derede yüzmez, batar salım
Rezilmiş hayat; ne ölüyüm, ne sağım.
Gadasını aldığım,
Ak dolu saçlarım kalıyor tarakta
Yolmaktan kıl da tükendi kapkalın kaşta.
Numaralı gözlüğü de kırdım son maçta
Nakitim de kalmadı ne cepte ne de kartta.
Gadasını aldığım,
İskambil oynuyorum gelmiyor kancık vale
Tavlayı hiç sorma, zarım hep gele.
Pokerde tüm parayı kaptırdım godoş Kemal’e
Öyle sinirliyim ki artık kim kala, kim öle.
Gadasını aldığım,
Vallahi, kara bassam çizmemin izi kalıyor
Tüm üçkâğıtçılar kahvede yolumu gözlüyor.
Ölü Şükrü dahi beni görünce canlanıyor
Zavallı Arap kızı da camdan öylece bakıyor.
Gadasını aldığım,
Ne yaptıysam kördüğümümüm çözülmedi
Namussuz şans yüzüme hiç gülmedi.
Şu zarif elime amorti bile değmedi
Kızgınlığımdan, zemheride içimi ateş közledi.
Gadasını aldığım,
Kırk senedir nenemin muskasına kandım
Maalesef sırtımı yerden hiç kaldıramadım.
Bu işte bir terslik var amma anlayamadım
Acep bir müddet boynuma at nalı mı takayım?
Gadasını aldığım,
İnanmıyorum ama bir kere denesem ne çıkar?
Medyum Keleş, benim gibilerin yüzünden para basar.
Belki de nazar boncuğu benim için en doğru karar
Faydası olur mu, bilen çatlatmadan söylesin ne olur.
Gadasını aldığım,
Kanım da kurudu, renk de kalmadı benzimde
Kimileri diyor, oğlum nazar var sende.
Psikolog, psikiyatrist dolaşıyorum bir hevesle
Sayelerinde ne avuçta bir şey kaldı ne de elde.
Gadasını aldığım,
Diyorum ki, nefesi kuvvetli birini bulup üfleteyim
Veyahut deli Nazım’a kendimi güzelce dövdüreyim.
Gayretlerim netice vermezse numaradan delireyim
Bunlar da yetmezse kahveci Sılo’yu öldüreyim.
Gadasını aldığım,
Sen orada, yapacaklarımla ilgili ne düşünüyorsun?
Ben, burada aklından geçeni bilmek istiyorum.
Kestane kebap, acele cevap bekliyorum
Yanıt vermezsen, sana da bir iyilik düşünüyorum.
14 Eylül 2012
Muzaffer Aytekin
Mirhani
Oku, bak bakalım nasılmış halım?
Kime gittiysem çıkmıyor falım.
Kuru derede yüzmez, batar salım
Rezilmiş hayat; ne ölüyüm, ne sağım.
Gadasını aldığım,
Ak dolu saçlarım kalıyor tarakta
Yolmaktan kıl da tükendi kapkalın kaşta.
Numaralı gözlüğü de kırdım son maçta
Nakitim de kalmadı ne cepte ne de kartta.
Gadasını aldığım,
İskambil oynuyorum gelmiyor kancık vale
Tavlayı hiç sorma, zarım hep gele.
Pokerde tüm parayı kaptırdım godoş Kemal’e
Öyle sinirliyim ki artık kim kala, kim öle.
Gadasını aldığım,
Vallahi, kara bassam çizmemin izi kalıyor
Tüm üçkâğıtçılar kahvede yolumu gözlüyor.
Ölü Şükrü dahi beni görünce canlanıyor
Zavallı Arap kızı da camdan öylece bakıyor.
Gadasını aldığım,
Ne yaptıysam kördüğümümüm çözülmedi
Namussuz şans yüzüme hiç gülmedi.
Şu zarif elime amorti bile değmedi
Kızgınlığımdan, zemheride içimi ateş közledi.
Gadasını aldığım,
Kırk senedir nenemin muskasına kandım
Maalesef sırtımı yerden hiç kaldıramadım.
Bu işte bir terslik var amma anlayamadım
Acep bir müddet boynuma at nalı mı takayım?
Gadasını aldığım,
İnanmıyorum ama bir kere denesem ne çıkar?
Medyum Keleş, benim gibilerin yüzünden para basar.
Belki de nazar boncuğu benim için en doğru karar
Faydası olur mu, bilen çatlatmadan söylesin ne olur.
Gadasını aldığım,
Kanım da kurudu, renk de kalmadı benzimde
Kimileri diyor, oğlum nazar var sende.
Psikolog, psikiyatrist dolaşıyorum bir hevesle
Sayelerinde ne avuçta bir şey kaldı ne de elde.
Gadasını aldığım,
Diyorum ki, nefesi kuvvetli birini bulup üfleteyim
Veyahut deli Nazım’a kendimi güzelce dövdüreyim.
Gayretlerim netice vermezse numaradan delireyim
Bunlar da yetmezse kahveci Sılo’yu öldüreyim.
Gadasını aldığım,
Sen orada, yapacaklarımla ilgili ne düşünüyorsun?
Ben, burada aklından geçeni bilmek istiyorum.
Kestane kebap, acele cevap bekliyorum
Yanıt vermezsen, sana da bir iyilik düşünüyorum.
14 Eylül 2012
Muzaffer Aytekin
Mirhani
YANILSAMA
YanıtlaSilŞimdi gözkapaklarındaki buruşukluğu görüyorum..
Dişlerinden birinin çürük,
Gözlerinin hiçde güzel olmadığını...
Şimdi sana atfettiğim yüzün sen olmadığını görüyorum..
Özgür Dojeh
kendi cenazelerine aglayanlar
YanıtlaSildipsiz bir cukurda
duvardan duvara carpan hayatlar
dizginlerinden bosalmis birer küheylan
hiriltiyla solurlar takvimlerde
siyah bir örtüye benzer yollar
ayriliklara örtüdürler
otobüs duraklari
vapur iskeleleri
otobanlar
cikmaz sokaklar
umutsuz insanlari
bir yerlere götürürler
bir yerlerde öldürürler
dipsiz bir cukurda
vesikali hayatlar
darma duman olmus bir hayaller
gercegin kirli döseklerinde
birer sevislik yalandirlar
telefonlar
mesajlar
bilgisayarlar
elektronik posta adresleri
sevgisiz insanlari
bir yerlere götürürler
bir yerlerde ölüdürürler
dipsiz bir cukurda
yasamayan hayatlar
sanal dünyanin sokaklarinda
somurtkan tabutlarda tasinirlar
agladiklari kendi cenazeleridir
onlar agladikca
"tık"lanma rekorlari kirarlar.
Tamer Dursun