18 Ağustos 2012 Cumartesi

Alevin Nârında Mirhaniyim

Katran karanlığında doğan güneşim,
Sabah ayazında alemlere rahmetim.
Leyla’yı sevenedir zorum zahmetim
Çölde kavurduğum
Mecnun misali.

Namım söylenir her iki cihanda,
Görünmez cismim hiçbir mekânda.
Serçeşmeyim akarım Hacı Bektaş’la
Yolundan ettiğim Yunus misali.

Kurak toprağa bereketimi saçarım,
Kurumuş dallarda çiçek açarım.
Güzelliğe bakmam zindana atarım
Pazarda satılan Yusuf misali.

Sufilerin simâsındaki nurlu ışığım,
Gözyaşı deryasına inciler dizerim.
Hasretle tutuşturur şiirler yazarım
Şems’e pervane Mevlana misali.

Canına can katarım haberin olmaz,
Koparırım dalını ruhun uyanmaz.
Sabredersin yarana ifrat sarılmaz
Yataklara düşürdüğüm Eyyûb misali.

Kah kanadımla uçururum karada,
Kah yelimle yürütürüm havada.
Lâ mekânsın sığamazsın toprağa
Derisini yüzdüğüm Nesimi misali.

Yırtar tek hecemle dağları aşarım,
Tüm ezberleri bozmaktır başarım.
Enel Hak diyebilen dilleri ararım
Darda astığım Mansur misali.

Nefesi yetmeyenler düşmesin ardıma,
Her fani dayanamaz verdiğim acıya.
Anmazsan adımı yüreğinin en narında
Ateşte yaktığım İbrahim misali.

17 Ağustos 2012

Muzaffer Aytekin
Mirhani

1 yorum:

  1. Öfkeliye cana yakınlıkla cevap ver, kötüye iyilikle...
    Cimriye hediyeler ver, gerçeklerle yalancıyı sustur.
    Galibiyet nefret uyandırır. Çünkü yenilen mutsuzdur.
    Yeryüzünde nefretle nefretin önüne geçilemez. Sadece sevgiyle...

    Buddha

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.