Anladım ki faydası yok, kelimeler kifayetsiz Güllerim soldu, dillerim sessiz
Ey sevdiğim,
Al bütün dünya senin olsun
Bak bakalım, tadına varabilecek misin bensiz?
Anladım ki gönül çuvalımda ki, kelimeler sana yetmez. Oysa gönlüm güzel olmazsa bahçemde bir gül dahi bitmez. Ey Sevgili, senin "Aşkın" daim olsun, Benim yaram olsa da fark etmez.
Mecnun değilim dost; Lakin çağırırsan çöllere gelirim. Sana yalan halde gelmem, Toplarım özümü yalın halde gelirim. Kapıyı çaldığında "kim o" dersen; Ben olmam kapında sen olur gelirim. Sen gel de yeter ki yola yük olmam yol olur gelirim."
Aslında bu denli güzel kokmaz hiç bir karanfil, Onda seni kokladığımdan bunca güzel. Aslında bu denli güzel olmaz hiç bir Sarıyer, Orda seni öptüğümden bunca güzel. Aslında bunca güzel olmaz hiç bir dünya, Seni sevdiğim için dünya da böyle güzel. Aslında bu denli deli değildim sor kime istersen, Sevince seni delilik bile bak ne güzel. Aslında sen dünya güzeli değilsin, Sevdiğim için dünyada tek güzelsin.
Şems-i Tebrîzî hazretleri Şam'dan Konya'ya gelirken, yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi. Fakat uğradığı bütün hanların dolu olduğunu, hiç kalacak yerlerinin olmadığını öğrenince, câmide sabahlamak istedi. Câmiye gidip yatsı namazını cemâatle kıldı. Cemâat dağıldığında, o hâlâ duâya devâm ediyordu. Duâsını bitirdiğinde, câmide kimse kalmamıştı. Cübbesini çıkarıp başının altına koyarak uzandı. Günlerce süren yolculuğun verdiği yorgunlukla hemen kendinden geçti. Bir müddet sonra câminin kapılarını kilitlemek üzere gelen görevli, camide birinin yattığını görünce, yanına yaklaşarak:
- Burada yatılmaz kalk! dedi.
Şems-i Tebrîzî hazretleri doğrularak:
- Benim kimseye bir zararım dokunmaz. Garibim, uzak yoldan geliyorum. Hanlarda da yatacak yer yokmuş, başka kalacak bir yerim de yok. Bırak da burada sabahlıyayım, dedi.
Câmiyi kilitlemek için gelen kişi;
-Beni uğraştırma, sana kalk dışarı çık dedim, yoksa yaka paça seni dışarı atmasını bilirim, diye karşılık verdi.
Şems-i Tebrîzî hazretleri, bu son sözler üzerine bir tuhaf oldu. Hemen ayağa kalktı. Cübbesini toplayarak sessizce kapıdan dışarı çıktı. Câmiden çıkmasını isteyen görevli, onun arkasından bakarken, âniden boğuluyormuş gibi oldu. Bunun üzerine;
- İmdât boğuluyorum! diye bağırmaya başladı.
Bu sesi işiten imâm efendi koşarak geldi ve ona;
- Ne oldu, niye bağırıyorsun? diye sordu.
Kayyum durumu anlatınca, imâm efendi hemen câmiden çıkıp koşarak, Şems-i Tebrîzî hazretlerine yetişti.
Kendisine;
- Efendim, o câhildir, bir terbiyesizlik etmiş. Ne olur onu affedin!" dedi.
Şems-i Tebrîzî hazretleri imâm efendiye baktı. Üzüntülü bir şekilde:
- Onun işi benden çıktı. Benim yapabileceğim birşey yoktur. Ancak îmânla ölmesi için duâ edebilirim, buyurdu.
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Anladım ki gönül çuvalımda ki, kelimeler sana yetmez.
YanıtlaSilOysa gönlüm güzel olmazsa bahçemde bir gül dahi bitmez.
Ey Sevgili, senin "Aşkın" daim olsun,
Benim yaram olsa da fark etmez.
Mevlana
Mecnun değilim dost;
YanıtlaSilLakin çağırırsan çöllere gelirim.
Sana yalan halde gelmem,
Toplarım özümü yalın halde gelirim.
Kapıyı çaldığında "kim o" dersen;
Ben olmam kapında sen olur gelirim.
Sen gel de yeter ki yola yük olmam yol olur gelirim."
Mevlana
"Allah sadece gözü açılanlardan değil,
YanıtlaSilgönlü açılanlardan eylesin bizi."
Senai Demirci
Fark, birileri farklı olmaya çalışırken, kendin olmaktır hayatta.
YanıtlaSilBil ki seçici olmamak, geçici olmaya mahkûm kalmaktır aslında.
Paul Auster
Aslında bu denli güzel kokmaz hiç bir karanfil,
YanıtlaSilOnda seni kokladığımdan bunca güzel.
Aslında bu denli güzel olmaz hiç bir Sarıyer,
Orda seni öptüğümden bunca güzel.
Aslında bunca güzel olmaz hiç bir dünya,
Seni sevdiğim için dünya da böyle güzel.
Aslında bu denli deli değildim sor kime istersen,
Sevince seni delilik bile bak ne güzel.
Aslında sen dünya güzeli değilsin,
Sevdiğim için dünyada tek güzelsin.
Aziz Nesin
Şems-i Tebrîzî hazretleri Şam'dan Konya'ya gelirken, yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi. Fakat uğradığı bütün hanların dolu olduğunu, hiç kalacak yerlerinin olmadığını öğrenince, câmide sabahlamak istedi. Câmiye gidip yatsı namazını cemâatle kıldı. Cemâat dağıldığında, o hâlâ duâya devâm ediyordu. Duâsını bitirdiğinde, câmide kimse kalmamıştı. Cübbesini çıkarıp başının altına koyarak uzandı. Günlerce süren yolculuğun verdiği yorgunlukla hemen kendinden geçti. Bir müddet sonra câminin kapılarını kilitlemek üzere gelen görevli, camide birinin yattığını görünce, yanına yaklaşarak:
YanıtlaSil- Burada yatılmaz kalk! dedi.
Şems-i Tebrîzî hazretleri doğrularak:
- Benim kimseye bir zararım dokunmaz. Garibim, uzak yoldan geliyorum. Hanlarda da yatacak yer yokmuş, başka kalacak bir yerim de yok. Bırak da burada sabahlıyayım, dedi.
Câmiyi kilitlemek için gelen kişi;
-Beni uğraştırma, sana kalk dışarı çık dedim, yoksa yaka paça seni dışarı atmasını bilirim, diye karşılık verdi.
Şems-i Tebrîzî hazretleri, bu son sözler üzerine bir tuhaf oldu. Hemen ayağa kalktı. Cübbesini toplayarak sessizce kapıdan dışarı çıktı. Câmiden çıkmasını isteyen görevli, onun arkasından bakarken, âniden boğuluyormuş gibi oldu. Bunun üzerine;
- İmdât boğuluyorum! diye bağırmaya başladı.
Bu sesi işiten imâm efendi koşarak geldi ve ona;
- Ne oldu, niye bağırıyorsun? diye sordu.
Kayyum durumu anlatınca, imâm efendi hemen câmiden çıkıp koşarak, Şems-i Tebrîzî hazretlerine yetişti.
Kendisine;
- Efendim, o câhildir, bir terbiyesizlik etmiş. Ne olur onu affedin!" dedi.
Şems-i Tebrîzî hazretleri imâm efendiye baktı. Üzüntülü bir şekilde:
- Onun işi benden çıktı. Benim yapabileceğim birşey yoktur. Ancak îmânla ölmesi için duâ edebilirim, buyurdu.
aldanma cahilin kuru lafına
YanıtlaSilkültürsüz insanın külü yalandır
hikmetse dünyanın her tarafına
arzusu hedefi yolu yalandır
kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
gül dikende biter diken gül olmaz
dız dız eden her sineğin bal'olmaz
peteksiz arının balı yalandır
insan bir deryadır ilimde mahir
ilimsiz insanın şöhreti zahir
cahilden iyilik beklenmez ahir
işleği ameli hali yalandır
cahil okur amma alim olamaz
kamillik ilmini herkes bilemez
veysel bu sözlerin halka yaramaz
sonra sana derler deli yalandır
Aşık Veysel