16 Temmuz 2012 Pazartesi

Güneş'in Sıcaklığı Kaç Derece?

Güneş, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gök cismidir. Çok sıcak ve yanmakta olan bazı gazlardan oluşur. Bu nedenle, yüzeyinde her saniyede milyonlarca atom bombası patlamasına eşit güçte patlamalar olur.
 Bu patlamalarda boyu Dünyamız'ın büyüklüğünün 40-50 katı olan alevler fışkırır.
Ateşten bir topa benzeyen Güneş, yüzeyinden çok büyük bir ısı ve ışık yayar. Eğer, Güneş olmasaydı, her zaman gece olurdu ve her yer buzla kaplı olurdu. En önemlisi daha önce söylemiştik ya! Dünya'da yaşam yani biz olamazdık.
Güneş'in sıcaklığı derece 6000 dış yüzeyinde, içindeki sıcaklık ise 12 milyon derecedir.
Çünkü, uzay (uzay filmlerinden de hatırlarsınız) karanlık bir yerdir. Dünyamız da bu karanlık yerdeki bir gök cismidir. Bu karanlık yerin içinde Dünyamız'ı Güneş'ten başka aydınlatabilecek ve ısıtabilecek bir gök cismi yoktur.
Ancak, Güneş'ten yayılan ışık çok parlaktır. Havanın açık olduğu bir günde Güneş'e bakmayı denemişsinizdir. Hatırlayın bakalım. Birkaç saniye bakınca gözleriniz kamaşmıştı, değil mi? Aslında, Güneş'e bu parlak ışık nedeniyle doğrudan bakmak çok tehlikelidir. Gözlerimize bu parlak ışık zarar verebilir. Ayrıca, yazın uzun süre Güneş'te kalmak da tehlikelidir. Hatta, cildimizde uzun bir tedaviyi gerektirecek çok ciddi yanıklar oluşabilir. Çünkü, Güneş'ten yayılan ısı özellikle yazın çok yüksek olur. Oysa Güneş, Dünya'ya milyonlarca kilometre uzaktadır ve uzaya yaydığı ısının sadece binde ikisi Dünyamıza ulaşır.
Peki Güneş'ten çok uzakta olmasına rağmen, Dünyamız'da sıcaklık bu kadar yükselebiliyorsa, acaba Güneş'in üzerindeki sıcaklık ne kadardır?
Bilim adamları, bu konuda yaklaşık sayılar verebilirler. Ama bu sıcaklığı, bildiğimiz herhangi bir şeyin sıcaklığıyla karşılaştırarak anlamak mümkün değildir. Bir düşünün! Güneş'in sıcaklığı derece 6 bin yüzeyinde olduğunu, içinde ise sıcaklığın 12 milyon dereceye kadar yükseldiğini... Bunu bildiğimiz neyle karşılaştırabiliriz ki? Elimizle sıcak suya temas ettiğimizde 50 dereceden fazlasına dayanamayız. En sıcak yaz günlerinde bile hava en fazla 40-50 derece civarındadır. Bu örnekten de anlıyoruz ki, Allah Dünya ile Güneş'in uzaklığını en uygun olacak şekilde yaratmıştır. Güneş bize biraz daha yakın olsaydı, Dünya üzerindeki herşey sıcaktan kavrulur kül olurdu. Ancak, biraz daha uzakta olsaydı, bu sefer de herşey buz tutardı. Tabi ki her iki şekilde de yaşam mümkün olmazdı.
Güneşimiz eğer bizim Dünyamız'a gereğinden fazla yakın olsaydı, Dünyamız bayağı ter dökerdi hatta erirdi. Tüm bu hassas dengeler Allah'ın kontrolündedir.
Aslında, benzer şekilde Güneş'in ısısını daha az alan kutup bölgeleri devamlı bir buz tabakası ile kaplı; daha çok alan Ekvator bölgeleri ise devamlı sıcaktır. Allah, bu bölgeleri bizlere örnek olsun diye yaratmıştır. Diğer yerler ise canlıların yaşamına en uygun şartlarda yaratılmıştır. Bu Allah'ın bize olan şefkatini gösterir. Çünkü, Allah Güneş ile Dünya arasındaki uzaklığı şu anki gibi en uygun şekilde yaratmasaydı, Dünya'daki yaşam çok daha zor olurdu. Hatta olmayabilirdi.

Optimum

1 yorum:

  1. Boşversene sen niye beklemeli
    Sıktı artık bu kent beni
    Çekip gitmeliyim hiç düşünmeden
    Bulmalıyım aradığım o yeri
    Şiirmiş, bilgelikmiş, her neyse
    Ne varsa benden kalsın geride
    Kalsın o yalanlar, o yalan ilişkiler de
    Ve ölümler ki sevdanın ikiz doğurduğu
    Yetsin, taşımak istemiyorum hiçbirini yedeğimde
    Nerdesin ey benim her gün yeniden doğan oğlum
    Sevginin çoğul oğlu
    Senin ülkende yalnız bütün özlemler
    Bilirim yalnız orada, içtenlik, erinç, coşku
    Bayrağındaki bir tek çiçekli dalla
    Orada uçsuz bucaksız
    Olanca görkemiyle bir erguvan imparatorluğu

    Öğrendim öğrenmesine, mutsuzluk da bir gelişmedir
    Tanımadığım kentler, yüzler, hiç mi hiç tanımadığım
    Oteller, genelevler, nar ağaçları
    Dar sokaklar, eğri büğrü kaldırımlar
    Satın alamadığım bir örtüye çeviren yalnızlığı
    Ve bir yağmur öncesinde, belli belirsiz.
    Üç beş çocuğun birbirini çağırdığı
    Sopasını düşürdüğü bir dilencinin
    Unutup gittiği sonra ses çıkarmadan
    Anlaşılmaz mırıltılarla yokuş aşağı
    Yokuş aşağı, yokuş aşağı!
    İner gibi ben de
    Örgüsünden başını kaldıran bir kadının
    Gözlerinde
    Nasıl binlerce rengin içinden sıyrılırsa dünya
    Bulacağım elbette aradığım o yeri
    Yıllar yılı tuttuğum aklımda
    Hani salkımlar içinde bir ev vardı
    Eski bir gemici feneri asılıydı kapısında
    Duvarlarında uçan balıkların kurutulduğu
    Yıkılmışsa ne yaparım bilmem ki
    Eksilmiş gibi ağzımda bir dişim
    Yerini dilimle oynaya oynaya
    Dalar çıkarım elbet bambaşka sokaklara

    Geçerim kurduğum hayallerin altından
    Bir gökkuşağının altından geçer gibi
    Budakları kalın ellerimi andıran
    Asmaların yanıbaşından
    Yüzümde bir garajın tutulmaz akşamıyla
    O geçimsiz akşamla
    Ve mutlaka kayalardan doğmuş olan
    Göğün mavi yapamadığı bir şahin
    Başımın üstünde tek başıma

    Kırmızı dallar, göğe uzanan çitler
    Yıldızları birbirinden ayıran
    Bilmez olur muyum hiç, mutluluk da bir gelişmedir
    Yaşarken olsun, ölümle olsun, sonu ayrılığa varan
    Ey gün batımı! benden duymuş olma bu yakınmayı
    Bir gül bana kendini kopardı verdi
    Daha dün akşam, daha dün akşam

    Yürek bir kez görür, sonra hep gözler görür
    Ben onu yüreğimle görmüşüm anlaşılan
    Çözüldü artık o büyü, yanımda
    Sıcaklığı parmaklarımı acıtan bir haziran
    Üstelik çoktan buldum aradığım o yeri
    Tam yedi kez doğan güneşlerin altından
    Bir yitip bir yükselen sıradağların ardından

    Yıkansam, yıkansam, hep o güneşlerle yıkansam
    Dişleri tenime geçse yaz rüzgârlarının
    İzine pek rastlamasam
    Ama kalbini sert ve serin tutan bir denizciye
    Bunu bir daha sorsam
    Ne çıkar bir daha sorsam
    Sonra hiç konuşmasam, sonra hiç konuşmasam
    Ve bu yorgun, bu üzünçlü yüreği
    Benim değilmiş gibi, benim değilmiş gibi
    Kimse görmeden şöyle bir yol kenarına bıraksam

    Edip Cansever

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.