15 Mayıs 2012 Salı

Kalbe İnmiş Kıyamet

Sevgili dostum Retkit ile Dalton biraderleri arıyoruz desem
Her zaman yazılmış karakterlere benzetiyorsun diye sitemde bulunursun.

Dersin ki; kendin ol sevdayı aşkı benzetme yaşa yazarak
Yaz ki yüreğindekileri bileyim.

Seni anlatmak kolay mı sanıyorsun?
Ne zaman kağıdı kalemi elime alsam sur üfleniyor ruhuma
Yer gök birbirine karışıyor, toz duman altında kalıyor düşlerim.
Sıratı geçmeye çalışan bir günahkar gibiyim
Her an düştü düşecek.
Şiirlerimdeki benzetmelere sığınışım bu yüzden
Yüreğimi seriyorum dizelere ikra ey sevgili.

Sen hiçbir şey yazamıyor olmanın nasıl olduğunu bilemezsin
Çünkü kalem olamadın ki, beni yazmadın ki, bir başka karakterler içinde
Şimdi eleştiriyorsun beyaz kağıttaki seni
Üstelik görmeden, duymadan, hissetmeden
Yargısız infaz ediyorsun.

Seni anlatmaya çalışırken buruşturup attığım kağıtlara acımıyorum
Saatlerce masa başında dirsek çürütüyorum diye hiç hayıflanmıyorum.
Sen anlamasan da seni anlatmaya çalışırken yaşadıklarım bana yetiyor
Kaç kere seni içimde öldürdüm haberin yok.

Kelimeler ceset kokuyor artık senin tenin yerine
Benzin sararmış solmuş yüreğimdeki aşk gibi
Şiirler resme benzemiyor ama
Suretini çizmek için aşk lazım sevda kırıntıları olması lazım
Yalnızca güzelliğin yetmiyor…

Gözlerine başka gözler sürülmüş
Ben sen diye yanarken meğer cehennem narına düşmüşüm.
Aşka şirk koşmuşsun, aforoz edildin gönül kabemden
Kahrolsan da, pişmanlığın boyunu aşsa da
Sakın geri dönmeyi düşünme
Araf'ta bekle beni.

24 Eylül 2011

Paraf & Efsane Etrafoğulları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.