16 Mayıs 2012 Çarşamba

İşkence Sorguda Çeksem Kahrını

Kızdığım zaman eğer konuşabilecek durumda isem ki bu konuşma kesinlikle karşı tarafta her kim varsa yaşça küçük büyük fark etmez, onu kırmadan yapabileceksem kesinlikle konuşurum.
Kızdığım şey oldu ki çok sinirlendirdi beni ve konuşamayacak haldeyim ya da çok kırıcı olacağımın farkındayım işte o zaman konuşmayı ertelerim ama bu sadece sinirim yatışıp kızdığım şeye kızgınlığım hafifleyene kadar olacak bir erteleme olur. Kesinlikle söylemeden o kızgınlığımı unutamam ve kızdığım kişiye de bu durum gerçekleşmeden önceki sıcak tavrımdan eser kalmaz. Her zaman uygun bir dilin bulunularak konuşulması taraftarım, aksi halde içimize attığımız kızgınlıklar bizi insanlardan soğutması bir yana içimizde unutamadığımız şeyler yüzünden kin tabakaları oluşur ve sertleşmeye başlar. Onları söküp atmak artık basit bir konuşma ile gerçekleşemeyecek kadar zor olur.

Bu yüzden ben arkadaşlarıma da hep bana kızdıkları zaman mutlaka bunu benimle konuşun, her şey sıcakken ya da üstünden çok geçmeden sizin içinize işlemeden buzlar konuşarak halledelim derim. Çok yakın zaman diliminde başıma da geldi. Arkadaşım bana kızmış. Nerdeyse bir sene olacak kızdığı şey, büyütülecek bir şey değil ve aslında benim elimde olan bir şey de değil. Kızılan kişi benim haliyle benimle konuşulmasını isterim ama üstünden ne kadar zaman geçmiş olmasına rağmen benim hiçbir şeyden haberim yok. Benim en yakın arkadaşıma işte ihtimal de böyle böyle yapmıştı o yüzden çok kızmıştım ben ona diye söylediğine şahit olduğumda öğrenmiş oldum ve şu anda o kızan arkadaş ile tamamen kopmuş durumdayız. Eğer kızgınlığını önceden söylemiş olsaydı ki kızdığı kişiyle konuşmuş olsaydı bu durumu o zaman şu anda aramızdaki bu aşılmaz duvarlar örülmemiş olabilirdi. Bilseydim, konuşmuş olsaydık benim elimde olmayan bir durumdan kızdığı şeylerin gerçekleştiğini bilirdi ya da en azından kabahatli isem ve farkında değilsem hatamı düzeltmek için elimden geleni yapardım. Ama artık çok geç içine attığı kızgınlık şu anda bana karşı bir nefrete dönüşmüş belki de kim bilir böyle olmasa güzel arkadaşlığımız devam edecekti.

Bir de şu zamana bırakmak ve karşı tarafın anlayacağını sanmak yada onun anlamasını bekleyip hatasını düzeltmesini istemek de bir zamanlar çok yaptığım bir şeydi ama artık kesinlikle o anlasın ben bir şey söylemem moduna girip de kendi kendimi yiyerek tek başıma üzülerek kendimi yıpratmıyorum. Kızdığım zaman o kişi de bunu biliyor, hatasını ve sonuçlarını konuşuyoruz böylece ne benim içimde bir şey kalıyor ne de karşı taraf dünyadan ve olanlardan bihaber yaşamaya devam ediyor, ne de aynı hatayı yapmaya devam ediyor.

Her zaman sorunların konuşularak çözülebileceğine inanıyorum ve bu sırra erdikten sonra sonra her şeyi konuşarak çözüyorum. Karşı tarafın kendi kendine anlamasını bekleyerek yaşayacağım güzel şeyleri kaçırmamış oluyorum ve kimse yıpranmadan kötü olan her şeyi geride bırakmış oluyoruz.

20.24
17 Ağustos 2011
İhtimal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.