Bir çocuk yüreği var ellerimde
Masum kalmak için çabalayan
Ahir ömründe biraz yorgun, biraz yılgın ama hala umutlu.
Aşktın sevdaydın içimdeki sana bakmaya kıyamazdım
Bir annenin çocuğuna ninni söylermişcesine dinlerdim senin sesini
İsra olan gönlümde Anka kuşu olurdun gözündeki yaş ile gecemi renklendiren…
Yüreğim Kerbela'da Hüseyin gibi bir yudum suya hasret
İçimde bir volkan besleniyor ve ben susuyorum.
Bu kadar etkileyen neydi beni benden alan
Aşkın mıydı yoksa sevda ateşin miydi?
Aşk olsaydı Mecnun gibi çöllere vururdum yüzünde sürgün ederdim kendimi
Sevda olsaydı
Kayıp kentin insanı olup mülteci olurdum yatağında…
Gölgemle yaşamayı öğredindiğimden beri gözlerinden vazgeçtim
Madem yüreğime dokunamıyorsun, madem seninleyken bile üşüyorum
Kendi yüreğimi kendim ısıtırım.
Çöl olmuş senin yüreğin kendini bile ısıtamazken
Benim yüreğimin senden beklediği kalmadı.
Ağır ağır süzülüp gidiyorum senden
Senin ruhun bile duymuyor.
Savaşsam Uhut'ta Hz.Peygamber misali dişim kırılsa Ali’m olur musun?
Kanımı yere dökmemek için
Yunus balığı misali beni taşır mısın, kusar mısın beni aşk olarak?
Ben senin gözlerinde Kabe’yi tavaf ederken
Gidişin süzülüyordu gözümden ayet ayet.
30 Ağustos 2011
Efsane Etrafoğulları & Paraf
Zorlukları karşılamanın iki yolu vardır; ya zorlukları değistirirsiniz ya da zorlukları çözmek için kendinizi.
YanıtlaSilPhyllis Bottome