Gökyüzünü saçından tutuşturduk.
Adımızı kazıdık yıldızlara
Kibriti dudağımızla çaktık.
Bütün gemileri kahkahalarımızla yaktık
Geceyi söndürdük nefesimizde
Kırmızıya çalan düşlerle uyandık.
Dünyayı adeta ayaklarımızın altında
Üzüm gibi ezdik her defasında.
Şarap yapıp göğsümüzde ısıttık
Soluksuz diktik kafamıza.
Açmadık göz kapaklarımızı
Ayılmayı bile denemedik
Sevda sarhoşluğunu biz çok sevdik.
Bitmesin sıcak gecemiz, olmasın sabah
Yanımdayken mevsim hep ilkbahar
Çözülmesin hiç, mest olan ellerimiz
Sana söz,
Sana yemin
Seveceğim ömrümün yettiği kadar.
Kadehimi her kaldırdığımda,
Tüm heyecanınla
Neye içiyoruz, diye sordun usulca.
Hep sana içtim,
İçiyorum
Yudum yudum
Anla işte ey sevgilim.
Gülüşünle aklımı başımdan aldın.
Yağmur yüklü bir buluttun
Damla damla içime yağdın.
Şirin’din, Ferhat’ı utandırdın
Kahverengi gözlerinden
Mutluluğunu akıttın.
Birlikte geçirdiğimiz
Her gün,
Her dakika çılgına döndüm.
Varlığınla manaya büründüm
Yaryüzünde öldüm öldüm dirildim.
Ruhumdan perdeleri çekip kaldırdın
Sen aşkın ta kendisisin, kadınım
Adını yüreğime silinmez harflerle yazdın.
Gözlerimden ihtiras akarken
Işıl ışıl bakıyor,
Gecenin rengine anlamını katıyorsun.
Bir bilsen
İçimi nasıl da ılık ılık eritiyorsun.
Ben de
Anları ölümsüzleştirmek istercesine
Kuşanıyorum en acımasız silahımı.
Kağıda kaleme saldırıyorum
Yazıyorum sevdamızı delicesine.
Saatler ise tek düşmanımız
Bize nazire yaparcasına,
Akrep ile yelkovanı hoyratça kovalatıyor.
Ne olur, yeter artık
Birisi şu saatleri durdursun.
Henüz sevdiğime doymadım,
Doyamıyorum.
Gece yarısı
30 Mart 2012
Muzaffer Aytekin
Mirhani
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.