Yurdum insanının her hali ayrı bir güzeldir işte bu güzellikler kaleme alan bir değerli zatın tespitleri şöyledir;
Bu yazıyı okuyacaklar, bu yaşananlardan en az birisi sizin de başınızdan geçmiş olabilir.
Binerken, en arka sıraya oturunuz ki para uzatma organizasyonunda uzatan değil başlatan olunuz. Bu, dolmuşun icadıyla icat olunmuş bir altın kuraldır. Piramitlerdeki duvar resimlerinde bile, Nil üzerindeki kanolarda arka koltuğu kapmaya çalışan Mısırlılar resmedilmektedir.
*İneceğiniz yere yaklaştığınızda, Çorumlu şoför hala kendini kaptırmış sol şeritten gitmekteyse, ineceğiniz yeri "ışıklar", "okul kapısının önü", "ilk köşe" gibi spesifik ifadeleri kullanarak haykırın. "Müsait bir yerde" derseniz, inmek istediğiniz yerden en aşağı 200 metre ileride iner ve geriye yürürsünüz. Tam olarak söylerseniz, en azından uzakta indirildiğinizde küfür etme şansınız olur, yürüyeceğiniz yol size daha kolay gelir.
*Çorumlu Şoförün yanındaki koltuğa oturup rahat edeceğinizi düşünüyorsanız, düşünmeyin. çünkü yanınıza birisi daha gelecektir. Yeni gelen koltuk kardeşinize (o gibi bir mekanda kardeşlik kaçınılmazdır) az ileride ineceğinizi söyleyip, onu şoförün yanına oturtun. Böylece para uzatma organizasyonunda (bk. ilk madde) son nokta olmaktan kurtulursunuz. Unutmayınız uzatılan paraların, para üstleri de mevcuttur ki şoför arkaya dönemediğinden (bk. dönerken direksiyonu da döndüren şoförün, sağ şeritten gelmekte olan taksiye çarpma hali... Bakınız bakınız bulursunuz elbet), siz sürekli kendi etrafınızda dönerek para üstü zincirini başlatmak zorunda kalırsınız.
*Önde iki kişi otururken başıma gelen bir hadisede, para saymakta olan şoför, benden vitesi ikiden üçe takmamı rica etmiştir. Böyle bir ricayla karşılaşırsanız düşünmeyin takın. Yazık, adamın elleri dolu. Ama direksiyonu da tutmanızı isterse bir düşünün. Hele bir de şoför size "Müsait bir yerde inecek var" derse, artık düşünmenize gerek yoktur, kabul etmeyin.
* "Müsait bir yerde inecek var" ı, "Uygun bir yerde inecek var" şeklinde söylemeyin. Bu cümle, şoförün kafasındaki "DURACAK" lambasını yakmaz. Yine geç iner yürürsünüz.
*Sarhoş birisiyle aynı dolmuşta iseniz ve sarhoş değilseniz, kokudan korunmak için pencere kenarına oturun. Gerçi Çorum'da kullanılmakta olan Ford marka dolmuşlar, insanlar için değil fotosentezle yaşayan canlılar için yapılmış olduğundan, oksijen ihtiyacı düşünülmemiş arkadaki 7 kişi için bir pencere yeterli görülmüştür. O pencere de sulama için kullanılıyor sanırım. Dikkat edin üzerinize gübre gelmesin.
*Siz sarhoşsanız:
a) Şoföre "Hangi duraktansın ağabey?" diye sormayın, cevap vermeyecektir. (Bunu taksicilere sormanız gerekmektedir.)
b) Şoförün kapısından inmeye çalışmayınız. O kapı şoföre aittir. Şoför, bu çabanıza, "O, benim 'özel'im birader" diyerek (bk: televole kültürü) veya hiçbir şey demeden doğrudan sizi pencere camından çıkararak karşılık verebilir. Ne de olsa Çorumlu.
c) Önde kafasını sallayan köpek süslerinden varsa ona çok bakmayınız, bu kusmanıza sebep olabilir. İşin ilginci bu gibi durumlarda, sizin de kafanızı sallayarak kusmanızdır. Var olan tek pencereye yakın oturmanız, olayın rezalet boyutunu azaltacaktır. Arkada 7 sarhoş ve 1 pencere varsa, diğerleri de oraya oturmaya çalışacaklarından omuz omuza mücadeleden kaçınmayınız. Dolmuşa binmek sert bir spordur kolay kolay faul çalınmaz.
Fırat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.