Aynalar yürek acımı neden gösteriyorsunuz ilk ayrılanlar biz miyiz?
Git diyen ben değildim ay ışığında gel diyen de ben olmayacağım
Güneş aya küsmüş ayın bundan haberi yok
Sessizlik bozulsun, dursun dünya, akmasın zaman
Ağlama duvarı önünde…
"Ayrılmayı düşünüyorsan bunu üç güne sığdır
Daha uzun süre canımı yakma" demiştin.
Oysa hiçbir ayrılık üç güne sığmazdı, biliyordun
Ve ben de yere göğe konduramadığım
Bu aşkın ayrılık perdesini sığdıramadım.
Ayakları açıkta kaldı üşüyor yalnızlık.
Yüreği yangın yeri yine g/özümde güzelliğin var
Bakarım sana, gözlerin İsra renkli olan bir kadını görürüm.
Sesler duyarım, ilk ezan sesi kadar mukaddes, ilk ayet gibi dinlerim
Sonra Kasva misali olurum sen ise Kabe
Giden parçam için kafamı vurduğum.
Şelale misali akarken gönlüm sana
Aklım firar ederdi adını her andığımda.
Ellerim ise soğuktan ve açlıktan titreyen çocuğun eli gibi
Nasıl da içimi titretirdin.
Kurumuş ekmeğim, kurak dudaklarıma suyumdun.
Rüyamda görsem ayrılacağımızı
Hayra yormazdım, gittiğine hala inanamadığım gibi...
Edirnekari ile süslediğim sandığın içinde çıkarttım anıları
Ebru desenleri ile bezedim ipeksi el yazması şiirleri
Ağlamak yüreğim aşıklar atışırken
Sazın bam teline bastı Aşık Veysel bizim için
Ben İbrahim'in ateşinde yanarken…
Bülbül bitap düşmüş, güller solmuş
Gece matem havasında zılgıt çekerken
Sinemde kor olmuş aşk ateşinin gölgesindeyim.
Ayrılık bize hiç yakışmadı
Kehribar kokan ellerini benden çektin çekeli
Yaralarım hiç kapanmadı.
18 Ocak 2012
Paraf & Efsane Etrafoğulları
Bu şiir güçlü kalem Duraner Yay'a ithaftır.
Git diyen ben değildim ay ışığında gel diyen de ben olmayacağım
Güneş aya küsmüş ayın bundan haberi yok
Sessizlik bozulsun, dursun dünya, akmasın zaman
Ağlama duvarı önünde…
"Ayrılmayı düşünüyorsan bunu üç güne sığdır
Daha uzun süre canımı yakma" demiştin.
Oysa hiçbir ayrılık üç güne sığmazdı, biliyordun
Ve ben de yere göğe konduramadığım
Bu aşkın ayrılık perdesini sığdıramadım.
Ayakları açıkta kaldı üşüyor yalnızlık.
Yüreği yangın yeri yine g/özümde güzelliğin var
Bakarım sana, gözlerin İsra renkli olan bir kadını görürüm.
Sesler duyarım, ilk ezan sesi kadar mukaddes, ilk ayet gibi dinlerim
Sonra Kasva misali olurum sen ise Kabe
Giden parçam için kafamı vurduğum.
Şelale misali akarken gönlüm sana
Aklım firar ederdi adını her andığımda.
Ellerim ise soğuktan ve açlıktan titreyen çocuğun eli gibi
Nasıl da içimi titretirdin.
Kurumuş ekmeğim, kurak dudaklarıma suyumdun.
Rüyamda görsem ayrılacağımızı
Hayra yormazdım, gittiğine hala inanamadığım gibi...
Edirnekari ile süslediğim sandığın içinde çıkarttım anıları
Ebru desenleri ile bezedim ipeksi el yazması şiirleri
Ağlamak yüreğim aşıklar atışırken
Sazın bam teline bastı Aşık Veysel bizim için
Ben İbrahim'in ateşinde yanarken…
Bülbül bitap düşmüş, güller solmuş
Gece matem havasında zılgıt çekerken
Sinemde kor olmuş aşk ateşinin gölgesindeyim.
Ayrılık bize hiç yakışmadı
Kehribar kokan ellerini benden çektin çekeli
Yaralarım hiç kapanmadı.
18 Ocak 2012
Paraf & Efsane Etrafoğulları
Bu şiir güçlü kalem Duraner Yay'a ithaftır.
İnsana kelebek hayatta bir kere konar;
YanıtlaSilkaçırırsan başka şansın yoktur.
Çünkü o kelebek ertesi gün ölmüş olur.
Anton Çehov