Bıktım artık dudaklarından dökülen yalanlarını dinlemekten
Bıktım tükenip tükenip sonunda bana gelmenden
Bıktım sevmeyi bilmeyen yüreğinde uyumaya çalışmaktan.
Cennetten kovulduğun yetmiyormuş gibi düşlerimden de kovuldun.
Oysa seni içimdeki aşk misali saklar, her şeyden sakınırdım
İbadetim misali görürdüm seni kolay elde edilemezdin
Yazarken seninle seni harmanlardım, severek, isteyerek sana bakardım
Sonra silerdim tüm günahlarını…
Yalan dünya kadar yalansın.
Seni gözümde ne kadar da büyütmüşüm
Yere göğe sığdıramamışım, şimdi ise yüreğim sana karanlık kuyu
Aklıma bile gelmiyor gülüşlerin
Güller sen gibi kokmuyor, güneş sensiz de güzel doğuyor.
Arayışta kavrulan yüreğindeki üçyüz yıllık uykudan uyandım
Hira'da dinlenmekteyim, kimlere yarenlik yapıyorsan onlar teselli etsin
Ben zamanımı durdurdum, tüm kapılarımı kilitledim.
Aşk yokmuş sevda ateşi sönmüş senin yüreğinde
Artık cennet ile cehennemin ortasındayım
İsa Peygamber acıyor halime
Hz. Nuh ise ağlıyor gözlerimden akacak her damla yaş
Senin tufanın oluyor.
Yağmur damlalarına saklandım çisil çisil üzerine yağacağım
Her ıslandığında canın yanacak
Yaptıkların yanına kalır mı sandın?
Mahşer yerine döndü seninle dakikalarım
Eksik yanım diye sarıldığım dehşet veren bir hayalmiş
Aşk sen değilmişsin, aşk benmişim.
Benden aldığın aşk emanetini geri verme zamanı geldi
İki elimi yakandan indirmem için bu gerekli.
Bedelini ödeyemediğin aşka el uzatma
Yanarsın.
01 Eylül 2011
Efsane Etrafoğulları & Paraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.