6 Haziran 2011 Pazartesi

Ateş ile Suyun Aşkı


Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına.

Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa demiş ki suya:

Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol...

Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş;

Yüreğim sana armağan...

Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına...

Zamanla su, buhar olmaya, ateş, kül olmaya başlamış. Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı... Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...

Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...

Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu Bir gün gelmiş, suya varmış yolu bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın. Ve o an anlamış; aşkın bazen gitmek olduğunu.

Ama gitmenin yitirmek olmadığını...

Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla. İşte o zamandan beridir ki: Ateş sudan, su ateşten kaçar olmuş. Ateşin yüreğini sadece su, suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...


06 Haziran 2011

Ayşen Sude

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.