Ressamlar yalan olan hayallerini,
Hayatının bir parçasıymış gibi görür, çizer ve yaşar.
Çünkü yalancıdır çünkü hayalperesttir
Bir ağaçta görür sevgilisinin saçlarını rüzgârla dans ederken
Yağmur damlasında görür aşkla baktığı sevgilisinin gözlerini
Çıplaktır kadın aşk gibi...
Olmayan sevda giysileri giydirip emanet eder dostuna
En yakın dostu tuvalidir
Oraya âşık olduğu kadını fırçası ile boyalarından damlatır
İzler görür kendinden, içindeki yalnızlığını yaşar
Şairler gibi...
Her zaman böyle düşünmüşümdür sana şiirler yazarken
Ben de yalancıyım
Ve her zaman yanımda olmayan seni yazıyorum.
Kağıda kalemimin mürekkebinden seni akıtıyorum.
Belki bu düşsel bir yolculuktur boyutlar arasında
Belki de bir delinin zırvalıklarıdır
Ama görürüm, yazarım, yaşarım seni
Seni yazarken kılıktan kılığa girerim.
Kimi zaman İbrahim Çallı olurum
Görürüm ''Hatay'ın Anavatana Hasreti'' tablosundan
Bakarsın bana doğru
Kimi zaman ise Osman Hamdi Efendi olurum
Sen ''Mihrap'' tablosunda oturursun kutsallığını anlatırsın.
Sana söylediğim gibi
Ressam en büyük yalancıdır
Ben ise ressamları kendimize benzetirim
Çizdikleri resimlerde
Hiçbir zaman kendinden bir parça koymazlar,
Benim gibi
Yalan olan sana bakar
Seni çizer, seni yaşar.
22 Mayıs 2011
Efsane Etrafoğulları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.