23 Mayıs 2011 Pazartesi

Senin İçin

Seni yazdım gece, sen yazıldım gece gibi

Karanlığın içinde mum utanır yüreğinin gizilinde

Eylül'ü erken yaşatır kışa, ayaza inat


Ağlaması yürek kanatır, kanaya yürek kanaya

Kanadıkça gözyaşları süzülür sürmeli gözlerden

Mahşer yeri gibi yüreği çığlık çığlığa

Esintisi lodostan da sert, dayanabilirsen dayan da gel

Fırat gibi hoyrattır akışı ama hep mütevazıdir

Başını eğer utanır gözlerini kaçırır

Utanmak sana ne de yakışır

Irmağın kenarına diz çöktüm, suyuna bakarken

Çehreni gördüm, daldım seyrine, uyandırmayın.

Sulu sepken düşlerden uyanmak istersin

Bense hep o düşte uyuyakalmak, doymak isterim.

Ölümü tadar sessizliğinde ruhum

Oklar saplanır yüreğime bir bir bu gece de sana hüzün

Hüzünler yazılmış alın yazına

Dokunsam ağlar yüreğin

Dokunmaya kıyamadığım, ağlatmak istemediğim

O düşteyim.

Yaz gelsin yüreğine karakıştan kalma buzlar erisin

Yaz kal, yaza kal, güneşi kıskandırsın sıcağın

Sesime ses ol, ruhuna gölge olayım

Susma sen, ben senin yerine de susar/ım.

14 Mart 2009

Mazda

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.