Yine sana dair yazıyorum
Bilirsin ya, ben serseriyim biraz da isyankârım.
İsyanım her zaman söylediğim gibi Yaradana değil
Bakar körlere,
Duyan sağırlara,
Maskeyle dolaşan insanlara...
Nefret ederdim hatta tiksinirdim
Sevgiyi ilizyon malzemesi yapan insanlardan
Seni görmeden öncesine kadar
Seninle öğrendim maskeli insanların maskelerini düşürmeyi
Hatta bu işin keyifli yanını bile seninle keşfettim.
Sen kimsin ya da içimdeki nesin?
Her sabah sana uyanan bir çocuk görüyorum aynalarda
Bakıyorum sana Azra'ya bakar misali
Bilirsin Azra nadir bulunan, el sürülmemiş demek
Sen de benim için nadir bulunan ve el sürülmemiş olansın.
İçimdeki ezan sesi gibisin duyarım, senin sesini
Kaç vakit gelirsin aklıma hiç saymadım.
Şiirler yazarım sana, içimdeki seni çizerim gönül tuvalime
Sonra
Issızlığıma çekilirim.
Köhne virane şehirlerde ararım seni
Bir ses duyarım
Bak dersin Sezen Aksu çalıyor
“Ömür imtihanla geçiyor.
Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem.
Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir.
Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem...
Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir.”
İçinde acı olmayan şiirler de eksik kalıyor
Şiirlerime acıyı katmak için
Sana doğru koşarım yalınayak.
23 Nisan 2011
Efsane Etrafoğulları
Bazen insanları acılarındaki benzerlik kadar birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur.
YanıtlaSilF.M Dostoevsky