Sensiz aldığım her nefes sineme batar ok gibi
Günü, güneşi neyleyim
Bulunduğun mekâna hicret edesim var.
Kurumuş bir dal gibiyim,
Gayrı suyu neyleyim
Kabuklarımı kavlatasım var.
Bedenim ruhuma dar bu gece,
Duasız dili neyleyim
İçimden çıkasım var.
Kerbela’da susuz kalmışım,
Feryad-ı figan eylerim
Tas tas su veren olsa içmeden dökesim var.
Solmuş gül gibiyim
Şakısa da bülbüller neyleyim
Gülistanı ateşe veresim var.
Soframda sen yoksun
Balı, kaymağı neyleyim
Kasvâ gibi başımı taşlara vura vura ezesim var.
Dünya nimetlerine âmâyım
Seni görmeyen gözü neyleyim
Perdeyi indirip yırtasım var.
Duyulmaz sesin, gelmez sözün
Adını söylemeyen dili neyleyim
Sazın tellerini bir bir koparasım var.
Tokat gibi yokluğunla kalınca baş başa
Zemheriye dönerim
Sabaha ermeden ölesim var.
Üçüncü ölüm yıldönümü olan sevdiğime ithaftır.
19 Nisan 2011
Paraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.