29 Nisan 2011 Cuma

Atatürk İlkeleri Ve İnkılâpları

Temel İlkeler

Cumhuriyetçilik: Atatürk devrimleri arasında siyasi bir devrim niteliğindedir.
Çok uluslu bir İmparatorluktan Türkiye ulus devletine geçiş gerçekleştirilmiş. Böylece modern Türkiye'nin ulusal kimliği kazandırılmıştır. Kemalizm Türkiye için yalnızca Cumhuriyet rejimini tanımaktadır. Atatürk bunun yolunu, kısaca halkın kendi kendisini idaresi, yani demokrasi demek olan Cumhuriyet’te görmüştür.

Milliyetçilik: Atatürk devrimleri ayrıca milliyetçi bir devrim idi. Bu milliyetçilik ırkçı bir yapıda değildir; yurtseverlikle sınırlıdır. Bu devrimin amacı, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının korunması ve ayrıca Cumhuriyetin siyasal yönden gelişmesidir. Bu milliyetçilik, tüm diğer ulusların bağımsızlık haklarına saygılıdır; sosyal içeriklidir; yalnızca emperyalizm karşıtı olmayıp, aynı zamanda gerek hanedan yönetimine, gerekse herhangi bir sınıfın Türk toplumunu yönetmesine de karşıdır ve nihayet bu milliyetçilik Türk devletinin vatanı ve halkı ile bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanmaktadır.

Halkçılık: Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Cumhuriyet Devrimi ayrıca bir sosyal devrim niteliği de taşır. Bu devrim seçkin bir grup tarafından genel olarak halka yönelik bir biçimde gerçekleştirilmişti. Başta İsviçre Medeni Kanunu olmak üzere, Batı kanunlarının Türkiye'de uygulamaya konulmasıyla birlikte kadınların statüsünde köklü değişiklikler olmuş, 1934 yılında kabul edilen bir kanun ile kadınlar seçme ve seçilme hakkını almışlardır. Atatürk çeşitli ortamlarda, Türkiye'nin gerçek yöneticilerinin köylüler olduğunu söylemiştir. Aslında bu durum Türkiye için bir gerçek olmaktan çok bir hedef niteliğindedir. Halkçılık ilkesi sınıf ayrıcalıklarına ve sınıf farklılıklarına karşı olmak ve hiçbir bireyin, ailenin, sınıfın veya organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul etmemek demektir. Halkçılık, Türk vatandaşlığı olarak ifade edilen bir fikre dayanır. Gurur ile birleşen vatandaşlık fikri, halkın daha fazla çalışması için gerekli psikolojik teşviki sağlar, birlik fikrinin ve ulusal bir kimliğin kazanılmasına yardımcı olur.

Devletçilik: Mustafa Kemal ATATÜRK yapmış olduğu açıklamalarda ve politikalarında Türkiye'nin bir bütün olarak modernizasyonunun ekonomik ve teknolojik gelişmeye önemli ölçüde bağlı olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, devletçilik ilkesinin de devletin ülkenin genel ekonomik faaliyetlerini düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği alanlara veya özel sektörün yetersiz kaldığı alanlara veya ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara yine devletin girmesi gerektiği anlamında yorumlanmaktadır. Ancak, devletçilik ilkesinin uygulanmasında, devlet yalnızca ekonomik faaliyetlerin temel kaynağını teşkil etmemiş, aynı zamanda ülkenin büyük sanayi kuruluşlarının da sahibi olmuştur.

Laiklik: Laiklik yalnızca devlet ve dinin birbirinden ayrılması anlamına gelmez ayrıca eğitim, kültür ve yasama alanlarının da dinden bağımsız olması anlamını taşır. Laiklik, düşünce özgürlüğü ve kuruluşların dini düşünce ve dini kuruluşların etkisinden bağımsız olmaları anlamına geliyor. Devrimlerin birçoğu laikliği gerçekleştirmek amacıyla yapılmış ve diğerleri ise laikliğe ulaşılmış olması sayesinde gerçekleştirilebilmiştir. Laiklik ilkesi akılcı ve dini siyasetin dışında tutan bir ilkedir. Osmanlı döneminde matbaanın geciktirilmesinde olduğu gibi dinin yenilikler karşısında nasıl tutucu bir silah haline geldiğini yaşamış olan Türkiye Cumhuriyeti kurucuları açısından dinin din dışı sivil yapı üzerinde yaratabileceği baskıları önlemenin bir aracıdır. Atatürk'ün laiklik ilkesi Tanrı karşıtı bir ilke değildi. Bu akılcı ve dini siyasettir dışında tutan bir ilke idi. Bu ilke aydınlanmış İslam'a değil, çağdaşlığa karşı olan Müslümanlığa karşısındaydı.

Devrimcilik: Atatürk'ün ortaya koyduğu en önemli ilkelerden birisi de reformculuk veya devrimcilikti. Bu ilkenin anlamı Türkiye'nin devrimler yaptığı ve geleneksel kuruluşlarını modern kuruluşlar ile değiştirmiş olduğu idi. Geleneksel kavramların iptal edildiği ve modern kavramların benimsendiği anlamına geliyordu. Devrimcilik ilkesi, yapılmış olan devrimlerin tanınmalarının çok ötesine geçti.

“Devrimin amacını kavramış olanlar sürekli olarak onu koruma gücüne sahip olacaklardır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK

1 Kasım 1922 Saltanatın kaldırılması.
29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilanı.
03 Mart 1924 Halifeliğin kaldırılması.
03 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edilmesi.
08 Nisan 1924 Şeriye Mahkemelerini kaldıran yeni Mahkemeler Teşkilatı Kanunu'nun kabulü.
25 Kasım 1925 Şapka Devrimi'ne ilişkin kanun TBMM'de kabul edildi.
30 Kasım 1925 Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına Dair Kanun.
26 Aralık 1925 Uluslararası Takvim ve Saat Hakkındaki Kanunların kabulü.
17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.
01 Kasım 1928 Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun.
01 Nisan 1931 Ölçüler Kanunu.
26 Kasım 1934 Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun.
03 Aralık 1934 Bazı Kıyafetlerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
21 Haziran 1934 Soyadı Kanunu kabul edilmesi.
05 Aralık 1934 Kadınlara milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkının tanınması.

Azap Yelpazesi

1 yorum:

  1. Murphy Kanunları

    1- "Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir."
    2- "Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir."
    3- "Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır."
    4- "Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır."
    5- "Er ya da geç olası en kötü koşullar zincirlemesi vuku bulacaktır."
    6- "Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir."
    7- "Olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekirdi."
    8- "Ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir."
    9- "Çözülen her problem yeni problemler yaratır."

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.