22 Şubat 2011 Salı
George Ivanovitch Gurdjieff
Başlıkta ismi zikredilen şahıs 1866 Kafkasya da fakir mi fakir bir ailenin evladı rölünü üstlenerek yeryüzüne iniş yapmış. Çocukluğu Kars ilinde geçmiş. Bu zat 1949'da Paris'te dünyanın en ünlü öğretmenlerinden biri ünvanıyla dünyayı terk etmiş. Bu zatı önemli kılan nedir?
20 yıl boyunca dünyanın çeşitli yerlerini gezerek Hayatın yaşamın anlamını aramış durmuş. Bu büyük arayış elbette fiyaskoyla sonuçlanamazdı. İnsanı farkındalığın merkezine oturtmak, bilincin doruklarında seyahat ettirmek amacıyla kendi çizgisini belirlemiş ve batılı bir çok aydına sufizmin temellerini anlaşılır bir şekilde ifade edebilmiş. Biliyorsunuz bizim memlekette tasavvuf kapalı bir kavram. Biz Yunus'u biliriz ama ruh halinden haberimiz yoktur.
Mevlana'yı da duymuşluğumuz vardır ama iç aleminde ne fırtınalar kopmuştur onu bilmeyiz. Bu zat tasavvufta "7 nefs " olarak bilinen aşamaların ilk 5'ine kadar sizi yükseltecek bir kapasiteye sahip. Zaten 6. ve 7. basamaklara ulaşabilenler çoktan evrendeki gizlerin perdelerini aralamışlardır. Ama anlatmazlar. Anlatmaları mümkün olmaz.
Sözü fazla uzatmadan bu zatı incelemenizi tavsiye ediyorum. Belki aydınlığa çıkan yolda bir araç olabilir.Bu zatın hipnotizma alanındaki derin bilgisi bizlere rüya aleminin yani ikinci nefs tabirinin ya da Doğu Mistik diliyle Eterik bedenin ne olduğu hakkında yardımcı olacaktır.
Pozitif Adam
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Özrü kabul etmeyen,özür dileyenin günahını yüklenmiş olur.
YanıtlaSilİbni mace
Kafanızın içine Bir Köpek Balığı Atın
YanıtlaSilBaşarılı bir işveren, iyi bir çalışan olmanın birkaç yolu olabilir; ancak başarılı olmanın ortak yolu zihninizi canlı tutacak metotlar geliştirmektir. Zihninizi canlı tutarak işinizin gerekliliklerini kusursuzca yerine getirebilir, böylece sizden beklenenleri tam ve güvenilir şekilde tamamlayabilirsiniz.
Bu gün ne yapacaktım?
Özür dilerim, unuttum!
Bunu atlamış olmalıyım… Gibi bahane sözcüklerini hayatınızdan çıkartabilirsiniz.
Nasıl mı? Japonların geliştirdikleri “taze balık” yöntemi size ilham kaynağı olabilir. Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japon sahillerinde ihtiyacın tamamını karşılayacak kadar balık bulmak mümkün değildir. Talebi karşılayamayan balıkçılar, daha büyük tekneler yaptırıp, daha uzaklara açıldılar. Balık için açık denizlere gidildikçe, tutulan balıkların tazeliği de kaybolmaktaydı.
Japonlar birkaç gün beklemiş balığı lezzetsiz buldular. Ürünleri satılmayan balıkçılar sorunu çözebilmek için teknelerine soğuk hava depoları kurdurdular. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttukları balıkları da dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak, Japon halkı taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor ve donmuş balıklara fazla para ödemek istemiyorlardı.
Balıkçılar bu durumu çözebilmek için teknelerine balık havuzları yaptırdılar. Balıklar havuz içerisinde sıkışacaklar, birbirlerine çarpa çarpa biraz da sersemleyecekler ama yine de canlı kalabileceklerdi.
Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balıklar; canlı, diri, hareketli, taze balık lezzetinde değildi.
Balıkçılar Japonya'ya nasıl taze ve lezzetli balığı getirebileceklerdi? Çözüm aslında basittir. 1950'lerde L.Ron Hubbart'in gözlemlediği üzere "İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa
anormal çabalar sarf eder." Problemin çözümü ne kadar karmaşıksa çözüme ulaşmak o kadar heyecanlı olacaktır. Enerjinizi yüksek tutmak için bir tetikleyiciye ihtiyaç duyarsınız.
Japonlar, balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpekbalığı attılar. Balıkların bazıları köpekbalığı tarafından yutuldu ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kaldılar.
Problemlerden uzaklaşmak yerine dâhil olmak, çabalamak ve sorunların üstüne gitmek gerekir. Probleminiz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın. Kafanızın içine bir köpekbalığı atın ve yapabileceklerinizi görün.
Alıntı