Resim kaynağı
Demek Ki Gidiyorsun
Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir, öyle yarım kalacak.
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak,
Saksılarımız artık sulanmayacak.
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
Aynanın sahtekar yüzüne,
- Oy benim yaralım -
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp
Merdivenlerin dibine.
Her şey tamam, diyorsun, git...
Beni viran bir şehir gibi terk et..
Haydi git!
Dışarısı ispiyon... Dışarısı ihanet..
Seni bir gören olmasın,
Dikkat et...
Dostlukmuş... Ölüme yürümekmiş...
Üstüne titremekmiş... Vefaymış...
Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı,
Duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış...
Bana komaz deyip,
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
- Oy benim yaralım -
Asıl sancı, uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış.
Gitmek istiyorsun, git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz.
Durma git!
Dışarısı dinamit... Dışarısı enkaz.
Şunu cebine koy,
Ne olur ne olmaz...
Eylül mağdurlarıydık,
Kimsemiz yoktu...
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza...
Kimseye kıymamıştık oysa
Masumduk...
Rahatsız etmiyordu bizi bu yalancı tarih.
Yırtılan bir pankart gibi,
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
- Oy benim yaralım -
En az bir karıncanın yüreği kadar,
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz.
Artık bitti, diyorsun, git...
Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam.
Sorma git!
Dışarısı panik, dışarısı izdiham.
Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam...
Ne çok fire verdik üst-üste;
Ne çok arkadaş yitirdik
Bu tozlu yolculukta...
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu,
Zeytin güzeli akşamlarımıza.
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse...
- Oy benim yaralım -
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş,
Bu talihsiz gergefimize...
Kendini arıyorsun, git.
Aptal bir hayat kur,
İçinde beni barındırmayan...
Kalma, git!
Dışarısı barut, dışarısı gardiyan.
Yine bir tek ben olurum, sana parçalanan...
Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor
Bu kancık zelzele.
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi
Ömrüme devrile-devrile...
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında;
- Oy benim yaralım... Maralım. -
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek seçenek kalıyor:
Güle-güle... Güle-güle...
Beni öldürüyorsun, git...
Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim.
Bakma, git!
Kafamı yumruklayıp
Ardın sıra ağlarsam, namerdim...
Yusuf Hayaloğlu
Onlarca sanatçının okuduğu 'Dağlarda kar olsaydım' ya da İbrahim Tatlıses'in meşhur 'Nankör kedi' gibi türkülerinin söz yazarı olarak tanıdık.
Yusuf Hayaloğlu, yazdığı her şiiri ile çok sevildi. Şiirlerinin birçoğu şarkı olarak dile geldi, kulaktan yüreklere indi. “Ah Ulan Rıza” şiiri ve Türkü olarak “Şu dağlarda kar olsaydım” hepimizin belleğinde silinmez yer aldı.
Şu Dağlarda Kar Olsaydım
Şu dağlarda kar olsaydım olsaydım
Bir asi rüzgâr olsaydım olsaydım
Arar bulur muydun beni beni
Sahipsiz mezar olsaydım olsaydım
Şu yangında har olsaydım olsaydım
Ağlayıp bizâr olsaydım olsaydım
Belki yaslanırdın bana bana
Mahpusta duvar olsaydım olsaydım
Şu bozkırda han olsaydım olsaydım
Yıkık perişan olsaydım olsaydım
Yine sever miydin beni beni
Simsiyah duman olsaydım olsaydım
Şu yarada kan olsaydım olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım olsaydım
Yusuf Hayaloğlu
Akciğerinde oluşan ödem nedeniyle 56 yaşında yaşamını yitiren Yusuf Hayaloğlu, ruhun şad olsun.
17 Ekim 2010
Ben seni sevmek için değil...
YanıtlaSilBen seni sevmenin ne demek olduğunu bil diye sevdim.
Şems-i Tebrizi