26 Aralık 2010 Pazar

Aşka Dair Şizofrenik Söylemler – 4


İnsan oturup düşündüğünde her şeyin anlamsızlaştığını fark ediyor. Hayat, insanlar, isimler, kavgalar, barışlar ve aşklar, her şeyin anlamı yitip gidiyor. Zaman geçtikçe, bu hiçliğin içinde de nefes alamaz oluyoruz.
 Hiçbir mecburiyetimiz yokken, bağlı olarak yaşadığımız her şeyin bir anda kaybolup gitmesini diliyoruz.

“ Bir yıldız kaysa gökyüzünden bana doğru ve ben dileğimi tutsam. Kaybolsam…”

Gerçek dünyalarımızdan sıyrılıp kaçalım şimdi, masal kaçkınlarından boş kalan yerlere. Her taşının altından binlerce sır çıkan ülkelerin birinde bulalım kendimizi. Güneşi kırmızı, denizi sarı, dağları mor ve tüm çiçeklerin de gece rengi olduğu, gökyüzünün herkese başka bir renkte göründüğü bir ülke burası. Ağaçlarında meyvelerin yerine şarkıların asılı olduğu, acıktıkça müzikle doyulan bahçeleri olsun bu ülkenin.

Aşkları bir başka yaşanır bu ülkenin. Yaşadığımız dünyanın yalan barındıran, adına aşk dedikleri müsvedde sevgi gösterilerinden değildir. Hastalıklı ruhlarımıza, deva olacak iksirleri sunar bize bu diyarların sunakları. Hani, kaçarsınız ya hayatın çıkmaz sokaklarında aşktan, bu ülkede dalıverirsiniz içine. Bize göre düş… Onlara göre gerçek…

Alışırsınız. Sonsuza kadar orada kalmayı dilersiniz, kayan her yıldızdan. Bu tarafta gün doğmak üzeredir üzerimize. Uyanmak zamanı şimdi diyene kadar çalar saatlerimiz, her saniyesini içinize sindirirsiniz aşkın. Kolay değil…

Ancak düşlerimizi süsler aşk. Ancak hayal edebiliriz sevgiliyi.

Varsın, ellerinde çiçeklerle beklemesin bizi kapıların ardında. Varsın, sımsıkı sarılmasın korktuğumuz zaman karanlıktan. Varsın, düşlerimize de gelmesin gece çöküp uykuyla buluşunca. Varsın, bakmasın gözlerimize.

Sadece, gerçek olsun…

Bütün düşlerimize inat, bütün yalancıların mumunu söndürürcesine, onu suçlamamıza rağmen bizi utandıracak kadar doğru olsun. Şizofrenik de olsa, aşk olsun!

Dünyaya dağılmış hastalıklı ruhlarımızı ıslah edecek, başka bir illet olsun aşk.


Mavi Sihir

1 yorum:

  1. AY KARANLIK

    Maviye/Maviye çalar gözlerin,
    Yangın mavisine/Rüzgarda asi,
    Körsem/Senden gayrısına yoksam
    Bozuksam/Can benim, düş benim,
    Ellere nesi?
    Hadi gel,
    Ay karanlık...

    İtten aç/Yılandan çıplak,
    Vurgun ve bela
    Gelip durmuşsam kapına
    Var mı ki doymazlığım?
    İlle de ille/Sevmelerim,
    Sevmelerim gibisi?
    Oturmuş yazıcılar
    Fermanım yazar
    N'olur gel,
    Ay karanlık...

    Dört yanım puşt zulası,
    Dost yüzlü,
    Dost gülücüklü
    Cıgaramdan yanar.
    Alnım öperler,
    Suskun, hayın, çıyansı.
    Dört yanım puşt zulası,
    Dönerim dönerim çıkmaz.
    En leylim gecede ölesim tutmuş
    Etme gel,
    Ay karanlık...

    AHMED ARİF

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.