3 Ocak 2010 Pazar

Yalancıyız


Bazı zamanlar hiç içten olmayan sözcükler kullanırız söylediğimize kendimiz bile inanmayız. Hatta söylediğimiz kişinin de inanmadığını bile bile aynı yalanı söylemeye devam ederiz.
Aynısı bize yapıldığında o kişiye saygımızı zedeleyecek duygular hissederken kendimizin de aynı konumda olduğunu unutuyor muyuz yoksa karşımızdakini önemsemediğimizden mi kendimizi bu şekilde düşürüyoruz?

Yalanlardan birkaçını deşifre edelim;

Dünya ahret bacımsın...

Der. İlk fırsatta bakmaması gereken bölgelerine bakar ya da asılmaya çalışır.

Bu aldığım en güzel hediye...

Deriz. Oysa hediyeyi hiç beğenmemişizdir ama sırf kalbi kırılmasın düşünmüş en azından diyerek bu yalana sarılırız.



Bir kez olsun yüzüm gülmedi...

Der. Oysa keyfine çok düşkün ve egoist bir yapıya sahiptir ama duygu sömürüsü yaparak karşısındakini sömürmeye çalışır. Tekin olmayan insanların sözüdür.



Kadınlar en çok kel erkeklerden hoşlanır...

Denir. Oysa ne kel ne de göbekli erkeklerden hiçbir kadın hoşlanmaz ama kalpleri kırılmasın ve komplekse girmesinler diye avutulurlar.



Ben de tam seni arayacaktım...

Denir. Aklına bile gelmemiştir çoğu zaman ama karşısındakine kendisinin düşünülmediğini hissettirmek için kıvırma sözcüğüdür.



Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için...

Denir. Herkes bilir ki önce can, candan artan olursa canandır.



Kalsaydınız bir şeyler yerdik...

Denir. Oysa hazırda bir yiyecek yoktur ve ev sahibi bir an önce kalkıp gitseler de beni yormasalar diye bakıyordur.



Melike Ayan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.