Çağın insanı sanki yapay bir yaşam sürdürüyor. Doğadan uzak, demir ve duvar yığınlarının arasında yaşam mücadelesi veriyor. Emek vermeden başarı sağlanmıyor, ekmek kazanılmıyor.
Başarılı olabilmenin bir bedeli olarak, fiziksel ve ruhsal açıdan omuzlanmak istenen yükler, bedenlerimiz için kaldırılamaz bir hale geldi. Bunun sonucu olarak, öncelikle bağışıklık sistemimiz çöküyor ve bedenimiz her türlü kronik ve alerjik hastalığa açık hale geliyor. Dönüp doğaya bakmak ve onun olağanüstü dengesinden yararlanmak pek az kişinin aklına geliyor.
Hayat öyle hızlı akıyor ki başarılı olmak için kendi beden ve ruh sağlığımızı bile hiçe sayar oluyoruz. Hedefimize çabuk ulaşmak pahasına sağlığımızla oynuyoruz. Doğal ortamlardan uzak yaşamak da bu olumsuz etkiyi daha da etkin hale getiriyor. Hastalanmak bile ayrı yük haline geldiğinden çoğumuz hastalığımızı ayakta geçirir olduk. İlaçlara yükleniyoruz, vitamin hapı almadan ayakta duramıyoruz yada hiç ilaç almadan hastalığın bedenimizi kendisinin terk etmesini bekliyoruz.
Doğadan ve doğal gıdalardan uzaklaşmanın sonucu olarak da fastfood beslenme alışkanlığımızla en büyük zararı bedenimize ödetiyoruz. Pek çok kişi, kendilerini kurtarabilecek şifalı bitkiler bulunduğu halde, çeşitli hastalıklardan acı çekmeye devam ediyor. Eğer şifalı bitkilerimize karşı daha ilgili olabilseydik, ne kadar sağlıklı ve yaşama sevinciyle dolu olabilirdik. Bitkilerle ilgilenmeye başlayın, yavaş yavaş çoğu şikayetinizin sona erdiğini göreceksiniz. Ölüm hariç her derdin devası doğada vardır.
Korsan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.