2 Ocak 2010 Cumartesi

Sendeki Şeffaflıktan Geçiyorum


Sendeki şeffaflıktan geçiyorum
ruhumun kırgınlıklarını iğneliyor zaman
rüzgâr inadına esip geçiyor içimden

sonra
mavi bir yelkene yansıyor kadınlığın
deniz
içimde dalgalı küçük bir çocuk
üstünde taş sektirdiğin birkaç sudan bilye belki

firari kaçakçı renklerin toplandığı sokakta
benim adım; kasım diyor ruhum!

hangi yalanın yıl dönümü bu bilmem
içimde keskin bıçak yara
kılıç yarası kapanmazmış ya!
aklımda bir replik:
keskin bıçak olmak için
çok çivi yemen gerekir diyor bir adam bir kadına...
sen; belki de hep sığındığım ama
hep kaçtığım yangın merdivenimsin!

katilin oluyorum işte!
sana dair bütün şiirlerden geriye buruk bir acı kalıyor
seri bir cinayettir aslında kelimelerle işlediğim...

ruhum mavi
ellerim kırmızı!




Pas Bob

1 yorum:

  1. Eti geçti
    Duydun mu
    Bıçak kemikte
    Duymadınsa duy artık
    Behey allahın kulu
    Bıçak kemikte
    Duy da silkin n'olursun
    Bu ne biçim uyku bu
    Bıçak kemikte

    Verilmemiş alınmış hep
    Yük vurulmuş dağlar gibi - insanlık bu mu
    Çalıyor sömürünün imdat çanları
    Kımılda da kurtar şu onurunu
    Bıçak kemikte

    Topraksa paylaşılmış kıyılarsa yağmalanmış
    Umut hacizde
    Ya bu neyin puştluğu bu
    Sana yokluk sana yasak sana dam
    İnsan değil - hâşâ - bir yağmacı soyu bu
    Bıçak kemikte

    Üretensin yaratansın yürütensin dağları
    Bakma öyle kilit kilit duvar duvar
    Yetsin artık bu susku
    Bıçak kemikte
    Anasın boynun bükük babasın kolun kırık
    Oğullar kan içinde
    Kaldır artık başını
    «Kalsın benim dâvam dîvana kalsın» demiş ozan
    O dîvan sensin artık
    Bıçak kemikte!

    HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.