Sen hiç gecenin tokadını yerken karanlığa ağrıdın mı?
Dün gece kırık aynaların yüzüne düşürdüm öksüzlüğümü. Benim içim, hiç erkek gibi kokmadı. Hep çocukluk aktı damarlarımdan. Geveze yanımı hiç satmadım eskiciye. Benim hiç seninki gibi ışıklı bir kentim olmadı. İşte bu yüzden hep sancıyan öfkeler bıraktım kendime. Bu şehirde bulamadığım her neyse o sendeydi. Ya sen benim ışıklı kentimdin ya da ben senin hiçbir zaman demir atmadığın o kalabalık liman.
Neydi bizi her gün ikiye bölüp tekrar defalarca acıtan bu sessizlik?
Adım hiçbir zaman yazılmadı adının karşısına. Ya hep sen hor gördün beni kendine ya da ben hep geç kaldım sana. Boğazıma adının harfleri dizildi. Ağladım ama hala içimin ayazı akmadı. Yüzümden hep gece döküldü. Bir gece bıçak altına yatırdım uykularımı. Hadi gece tut beni uykularımdan…
Sen hiç aynada sallanan siluetine tükürdün mü?
Sokaktayım…
Bu defa kalbim biraz daha rutubetli. Aklım biraz daha nemli. Hiç başka yürekler taşımadı acımı. İnsan hem sakar, hem de bu kadar toyken bütün çelimsizliğiyle sevebilir miydi? Ve bir adam kendi sesiyle bu kadar susabilir miydi bir çocuğun masalına? Susmuştun sen de diğerleri gibi. Diğerleri gibi görmezden geliyordun sızılarıma? Ne merhemiydin acıyan dilimin ne de kahramanıydın masalımın. Islak yüreğime değen ayak izlerinin gürültüsünü topladım. Avazım öldüğü kadar konuştum. Ve sonra sanrılı bir sokakta sana tutkalladım kendimi... Bak yine ikiye bölündük susturulduğumuz yerden…
Sen hiç doğrular içindeyken yalana yenik düştün mü?
Sağ yanım ağır geliyor sol yanıma. Ben hiç annem kadar güçlü biri olmadım. Annem ki ellerinin nasırlarında saklıyordu çocukluğunu. Hiç nasırlarım olmadı benim. Üçüncü yanlışın bir doğruyu öldürdüğünü çok sonraları öğrendim. Senin haricinde hiç doğrum olmadı. Senin dışında hep yanlışlar buldu beni. Öldün mü sen de diğer doğrular gibi?
Şehrin bütün sokaklarını sana kundakladım. Ve yine sondan başlıyorum yaşamaya. İnadına yasaklı küfürler ediyorum. Sus sus bitmiyorum. Ağzımda koca bir – hiç büyüyor. Ve ben yine paldır küldür düşüyorum kendime…
Sen hiç benim kadar susabildin mi?
Pas Bob
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.