maystro…
Gecemde bir rüya gördüm. Rüyamda bir gece gördüm. İki zifir arasına sıkıştırılmıştım. Sessizdim...
Önce fırtınalar soktu sessizliğimi. Mor halkalar yansıdı göz bebeklerime. Tunçtan bakışlar kemirmeye başladı her yerimi. Biri aynayı önümden kaldırabilseydi. Pranga niyetine taştan yürekler bileklerimde. Kımıldayamıyordum. Yıldırımları sırtımda şaplatan bulutlar acı yarıştırdılar dörtnala. Sırtımda izleri kaldı. Ağzımda kan tadı beliriverdi. Kendi kanım olmalıydı. Çünkü dişlerimde köpeklik. Kovaladığı kemik içerisinde. İçim çıkacakmışçasına parmaklıklarımda ellerim, peşlerindeydim. Yetiştiremiyordum derinliklerime. Soluk soluğa kalkamıyordum. Ellerimde parmaklarım yerimdeydim. Eklemlerinden parçalanmış, ecelimde harflerin diş izleri. Kem sözlerin cümlesi çizgilerimde sekiyordu. Uçlarında dişlerin harf izleri. Bastırılmış. Karaltılarla ışık düellosundaydım, kim daha erken çarpılacak diye. Kamaşıyordu gölgemsiz her yön. Dehliz dehliz kuduruyordu sokaklar. Salyaları lambalarından damlıyordu. Değdiği yerler çukurlaşıyordu. Çıkıp bedenimden kendime bakıyordum. Ürkekliğin krallığı hakim gibiydi. Sarılmak için az zehirlisinden yılan arıyordum. Burkup sularımı toprağın kıraçlığına bırakıyordum. Çatlaklarca yutuluyordum. Şaşkın, anaç duraklara dönüyordum sonra. Sonra yollara… Adımlar boğazımda, boğuyordu beni.
Titreme hıçkırıklarında avazım manasızdı.
Geri sayımsız patlayan bombalar dehşet leşleri düşürüyorlardı avuçlarıma. Temas ile değil, düşüncesiyle patlıyordu mayınlar. Tenimde çizikler. Konuşamıyordum. Ateşten tüller çekiliyordu, baruttan heykelciklerime. Delilerin tümünü içime tıkıyorlardı. Küçülüp çoğalıyordular. Kaburgalarımı parçalıyordu akılları. Gömlekleri açık mavi, kapalı kapı. Hepsinin kirpiği gözlerime batıyordu. Göz akım üstlerine üstlerine akıyordu. Boğuluyordular. Perde kapanıyor, birileri perdeyi hınçla yırtıyordu. Perdesizliği sınırsızlığıymışçasına yalpalatıyordu. Kefenle kapatıp yüzümü, ölümü salıyorlardı üstüme. Nefesimle kaçıyordu. Tam çenemde dar bir mezar kazıyorlardı. Ne atsam içine boş kalıyordu. Dolandıkça kıkırdaksı cesaretim parçalanıyordu. Saçlarım dalgalanıyordu sonra. Dalgalandıkça uzuyordular. Uzuyor, uzuyor, ipim oluyorlardı ağaçlara. Saçlarımdan asılıyordum. Yoluyordum. Düşüyordum. Boynumda izler, ince ince. Yokluyordum. Damarlarım gittikçe kabarıyordu. Kanım ağlayarak akıyordu. Binlerce siren şakaklarımda muhabbete oturmuş da, sesler kahkaha koşusundaydı. Var gücümle kaçıyordum. Ardımda bağırtılar. Nefes nefese ölüyordum. Uyanıyordum. Hiçbir şey değişmiyordu.
Ah! Hayatıma dadanan rüya kaçkınlıkları.
Senle devam ediyordu...
Pas Bob
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.