Hükümran Senfoni - 4

maystro...

kaptan... demir alıyoruz...
dümeni en maviye kır...


yelkenleri kadife tenli gemim...
yanına biraz haliç al...
İstanbul koksun küreklerin...

iskele alabanda,yelkenler...

rüzgar esmiyor... hiç esmedi ki... rüzgar hiç esmedi ki...
esmesin... rotasında kayboluruz mavinin...
pusulayı, ismini sol böğrüne yazan çocuklara sattım.
olsun... rotamızda mavi varsa şaşırmayız yolu...
yeter ki kararmasın göğümüz

bir kara saçlının çeyiz sandığında naftalin kokulu günler yaşamaya gidiyoruz seninle
içimizde yanan nevruz ateşini söndürmeye gidiyoruz kurduğumuz cümlelerle
Anka kuşlarının kekeme ötüşlerini duyarız belki diye Kabil'de
saçları toprak çocuğun göbek çukurluğundaki sobeli oyun oluveririz belki Kudüs'te
ıslık çalarız dalgaların kara tırnaklı titrek ellerinde sabaha kadar Meriç'te
belki de madam Destina'yı görürüz öbür mavide
masamıza şarabı değil de bakarsın çayı layık görür bu sefer de

ooo burası hangi coğrafya dersin...
ateşe yakın uçanların memleketi
tamam... tanıyorum bu ırkı
insanların kül olup şehre yağdığı memleket...
ne dersin delilik provaları satın alalım mı hay hitlerden?
kaptan... sevmedim bu iklimi, hadi maviye gidelim...

bu seste neyin nesi?
Madam Destina.
ne demeye çalışıyor?
-işgal... işgal... işgalciler geliyor...
karartacaklar göğümüzü siyaha çalacak mavimiz...
mavi göğümün bekaretine bağışlamasınlar mermilerini
tayyare olup bombalarım Er Rayn'ın bacaklarını
Şems uğrar mı semalarıma?
bir şey olursa mavi adama
Tebriz'den selam getirir mi enkazıma

üşüyorum be yelkenleri kadife tenli gemim
sol yansız daha bir üşüyorum
hırkam Şems'in pervanesine mi takılmış ne?
uzanamıyorum...

kuş yuvalarıdır Şems'in yeri kuş yuvaları...
üşümesin diyedir alışı hırkayı kuşlara...
üşüyorum Paraf'ım üşüyorum...
gel senle senfonik bir uykuya dalalım...

ama bana bir türkü söyle önce
dalgalarından yapılmış
içinde Haliç'te olsun...
mavi gözlü çocukluğumuzda...



Pas Bob