maystro...
yarı secde, yarı şarap olmuş bir gece...
sızlamak mı?
ah diyordu içlerinden bir ihtiyar
atım dördüne, kızım on dördüne yeni yetmişti.
ama ikisi de yitti ikisi de gitti...
oysa ambulans sireni
´´notasızdır şarabın lıkırtısı´´
dedi...
Şarap şişesine bakarak...
Gecenin en yaralı yanıydı bir kemanın yanağı
kalktı kara saçlı bir kız yatağından
köprücük kemiğinde bir sızı
pencereye yaklaştı...
dökülüyordu bedeni...
savruluyordu etleri...
senfonik bir delirmeydi her yeri
nerdesin hiç fethedilmemiş memleketim nerdesin?
oysa karadaki gemi sesi
´´notasızdır yedi tepedeki ezan sesi´´
dedi...
Haliç olmuş bacaklarına bakarak...
Haliç bakışlı adam...
gemileri Endülüs'te yakmak varken
niçin bu İstanbul sevdası?
şahin bakışlı bir neferle
secde kadar mübarekleşmişti kiliseler
ezan okuyordu neyzenler
elifba öğretiyordu rahipler
gemiler deryalara sevdalıyken ey fatih
beni haliç bacaklı bir kızdan ayırmak neden?
oysa mavideki umut sesi
´´notasızdır topların sesi´´
dedi...
dövülen surlara bakarak...
bu gemi nereye gidiyor usta?
bu gemi nereye?
ihtiyar surlar için bütün neyzenleri İsrafil
bütün neyzenleri çadırcı Ömer'e emanet etti.
İsrafil tam üflerken sura
Haliç bakışlı adam tüm surları yıktı
bütün surun enkazı kara saçlı kıza kaldı...
dökülen bedenini savrulan etlerini ambulans sirenine yüklediler
bedenini şarapla yıkadılar
ama haliç olmuş bacakları hala güzeldi
yarı cenk yarı yar olmuş geceden ezan sesiyle uyanan kız
iftar topuyla açabilmişti gözlerini.
radyoda ki cızırtı geceden kalma senfonik bir delirmenin kanıtıydı
sesi duyulmasa da radyoda ismi belliydi nağmenin...
´´Paraf...´´
Pas Bob
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.