2 Ocak 2010 Cumartesi

Denizsiz Kentin Gemisiz Kaptanı


Şimdi önümde bahar.
Açmaya çalışan taçlanmış çiçeklere hasret kalmışım bu kentte.
Sevda bahçesinde hasat kaldırmakta sözde âşıklar.

Sözde kalıyor tüm sevdalar, göze ulaşamadan düşüyor toprağa yağmurlar.
Oysa yağmurlar hepimiz içindi bu kentte.
Çıkmıyor işte yağmurlu havalarda kuşlar.
Kuşlar avludalar.
Uçmuyorlar...

Hiçbir yöreden, hiçbir kuş göç etmez oldu bu kente.
İşte kuşlar, işte kanatlarını vurmuşlar, işte insanlar, kudurmuşlar.
Kalan kuşlar da uçmaya korkar olmuşlar.

Benim kuşlarım öksüz kalıyor bu kentte...

Kuşatılmış bu kent, gri bir duman örtüsü ile.
Gökyüzü küsmüş bahara, baharın haberi olmamış.
Bakacak bir gök bile kalmamış kentin yüzünde.

Hangi savaşta esir aldındı bu kent.

Kalacak yer bile kalmamış kentin sokaklarında.
Kaldırımlar, ıslak değildi oysa.

Hangi kente düştü, bu kentin nisan yağmurları...

Ben nereye gitsem biraz kentten gelirim,
Ardımdan kaptanlar ve gemiler gelir...

Şimdi yollar kan ve pusu kokuyor.
Şimdi dağlar yol kokmuyor kum gibi, gemiler deniz.
Çiçekler kokmuyor çiçek gibi açmaya korkan çiçekler,
Bülbüller şarkı söylemeye korkuyor, kuşlar uçmaya,
Çocuklar kaldırımlarda oynamaya...
Herkes her şeyden korkar oldu artık bu kentte.

Ben en çok denizinden korkarım bu kentin...

Saklanmış denizlerin arasına, boğuşma içerisinde balık olmaya çalışan insanlar.
Ve kayalık bir sahil aramakta, kendini vurmaya çalışan yunuslar gibi...

Şimdi sahiller de denizsiz kaldı bu kentte.
Denizler gemisiz...

Çok uzaklardan gelmişim bu denizi olmayan kente...

İlk hüznümü, simit satan kimsesiz bir çocuğun ellerinden aldım bu kentte,
İlk defa gördüm pazarda satılan aşkları
Ve her sevdanın arkasından tebessümle el sallayan âşıkları.
Geceleri kaldırımlarda volta atan mart kedilerini.
Damlara düşen ıslak kanatlı kuşları.
Ve intiharları manşet yapmış üşüyen kaldırımları...

Bu kentte yaşanmamışlığı seçiyorum seçmece sergilerden
Ve kenti şahit yapıyorum kendi kendime.
Gidiyorum suskun bu kentin cenaze töreninde bırakıyorum ellerimi.
Tutan yoktu oysa parmak uçlarımdan akan damlaları düşmeden kaldırımlara.
Son adım olsun artık bu ıslaklıklarda.

Kenti, denizi ve gemileri bırakıyorum kaptana.
Bu kent alışamadı bana...




Pas Bob

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.