21 Aralık 2009 Pazartesi
Zekâ Geriliği Nedir?
Zekâ geriliğini anlayabilmek için önce normal bir zekânın nasıl olması gerektiğini iyi bilmek gerekiyor. Toplumda en çabuk dikkat çeken özellik ise kıvrak zekâ dediğimiz hazırcevaplılığa verilmiş bir unvandır. Akıl ile zekâ birbirinden ne kadar farklıdır ya da ikisi de aynı kapıya mı çıkan anlama sahiptir gibi sorulara uzmanlar cevap versin. Kendi payıma düşen ise millet olarak kıvrak zekâya sahip olduğumuz düşüncesindeyim. Olması gereken kadar zekaya sahip olmayanlara ise konulan teşhiş, zeka geriliğidir.
En geniş manasıyla bir genel zihin gücü. Psikolog Terman’a göre, zekâ “mücerret (soyut) düşünme yeteneği”dir. Davis, zekâyı, “edinilen bilgilerden faydalanarak meseleleri halletme kabiliyeti” olarak açıklar. Stern ise, “yeni karşılaşılan hallerin gereklerini, düşünme yeteneğinden faydalanarak karşılayabilme, yeni hayat şartlarına uyabilme gücü” olarak görür. Bergson’un klâsik tarifine göre zekâ, “evvelce elde edilmiş tecrübe ve bilgilerden istifade ederek bugünkü hayat meselelerini çözmek ve hayat şartlarına uymak kâbiliyeti”dir. Hinsie ise zekâyı, üç ana gruba ayırarak tarif etmektedir. Bu müellife göre, abstre (mücerret, soyut) fikir ve sembolleri anlama ve kullanma kabiliyeti teorik zekâyı; muhtelif makina ve âletleri anlama, çalıştırma ve keşfetme kabiliyeti mekanik zekâyı, insani münasebet ve ictimâî hâdiselerle ilgili durumlarda akıllı ve mantıkî bir şekilde hareket etmek kabiliyeti ise sosyal zekâyı teşkil etmektedir.
Zekâ, akılla karıştırılmamalıdır. Zekâ, bir meleke, bir alışkanlıktır. Bu kuvvet yardımı ile insan, bilinen şeylerden bilinmeyenleri çıkarır. Delilleri toplayarak aranılan şeyleri bulur. Zekâ, sebep ile netice arasındaki bağlılıkları bulmak, benzeyiş ve ayrılışları anlamaktır. Akıl anlayıcı bir kuvvettir. Hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırt etmek için yaratılmıştır. İsviçreli Clapare de zekâyı, “yeni icap ve vaziyetlere, zihnin en iyi şekilde uyması”dır diye anlatmıştır. Yani muhite uymayı sağlayan bir kuvvettir. Tek hücreli hayvanlar, muhitin yalnız tesir etmesi ile hal değiştirerek bu tepkiye uyar. Daha ileri olan eklembacaklılarda, tepkilere sevkitabiî (içgüdü)ler de katılır. Kemikli hayvanlarda, bu iki kuvvete alışkanlık da karışır. En yüksek hayvanlarda ve insanlarda ise, muhite uymak için yeni bir faaliyet, bir davranış ortaya çıkar ki, bu da zekâdır.
Alttire
Başkalarının zekasıyla cümle kuramazsınız ama başkalarının cümleleriyle zeki görünebilirsiniz.
YanıtlaSilAldous Huxley