Uçurtma

Çocukluğumdan bana kalan sevinçli anlarıma dair mirastır. Kendi yaptığım amatörce olan uçurtmamın gökyüzünde ceylan gibi süzülüşü ile yüreğim de o uçurtma ile havalanmıştı.
Kuyruğuna kardeşimin basarak koparmış olması nedeni ile ne de çok ağlamıştım. Ağlama krizim bittiğinde ise oturup, yeniden kuyruk yapmıştım.

Uçurtmayı vurmasınlar filmini izlediğimde de çok ağlamıştım. Beni sulu göz sanmayın, zor ağlarım ama uçurtma konusu benim kırılma noktamdır. Bana göre uçurtma bir çocuğun hayallerini bağladığı ipin ucunda yükseklere uçurma isteği ve hakkıdır.

Çin'den yayılan uçurtmanın birçok bilim adamına deneyler yaptırarak sonucunda uçağı bile icat etmesinden dolayı kendi çocukluğumda uçurtma ile oynamamın ne kadar vasat olduğunu anladım. Çocuktum, üretim ya da buluş yapmak benim işim değildi ama uçağı ben bulsaydım fena mı olurdu?

Benim en çok ilgimi çeken olay ise; George Pocock adlı bir öğretmenin 1822 yılında bir at arabasını, uçurtma yardımıyla saatte hızını 20 mile ulaştırarak çekmeyi başarmış olmasıdır. Anneme çok söyledim, uçurtmam ile beni baş başa bırakın diye ama bırakmadılar. Belki de şimdi bir mucit olarak saygı görüyor olabilirdim.

Paraf