Devlet Meteoroloji Müdürlüğünün İstanbul'da yoğun yağışların olacağı uyarısına rağmen gerekli kurumlar tarafından önceden gerekli önlemlerin alınmamasının ve uyarıların yapılmamasının nedeni ne olabilir diye düşünüyorum.
Dere yatağında can veren onca insan kendi yaşamlarına neden değer vermezler ki, yaşamı hafife alan bir yapıya mı sahibiz bilemiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da can güvenliğimize hiçbir zaman değer vermediğimizdir.
31 cana mal olan sel felaketinde bilançonun daha fazla artmamasını dilerken, geride kalan yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Depreme yenik düşüyoruz, sele yenik düşüyoruz, düşmekten başka ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık haberleri bile izlemeye can dayanmıyor.
Gözlerimi kapadıkça sel felaketinin ekranlara yansıyan hali gözlerimden silinmiyor. Felaket sonrası yağmacılar ise ayrı bir konu, nereye gidiyoruz, bize neler oluyor böyle anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum. Üzülmekten başka elimden bir şey gelmemesi de daha fazla üzülmeme sebep oluyor.
Felaketin sorumluları aranırken her kurum bir diğerine suç atarak kendini aklamaya çalışıyor bu durumlarını izlemek de ayrı bir üzüntü kaynağı. Her seferinde olduğu gibi gerçek suçlu yine cezasız kalacak hangi kurum günah keçisi seçilecek diye bekliyoruz. Alıştık belki de vazgeçtik her şeyden adını koyamıyorum. İzlediğimiz manzaralar tüyler ürpertici, bizleri bu hale kimler nasıl getirdi ve biz nasıl kandık diye düşünmek gerekiyor.
Daha kaç felaket görmeyi kaldıracak gözlerimiz, ruhumuz her olayda biraz daha darbelenirken, uyansak neler değişir?
Zencefil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.