20 Aralık 2009 Pazar
Sibel Can
Herkesin bir yaşantısı var acısı ve tatlısı ile bir şekilde yaşıyoruz ama sanatçıların hayatlarını hep birlikte yaşıyoruz. Sanatçı kadın olsa bile annelik her kadının hakkı, anneliği tadan ve yaşayan iki sanatçı Hülya Avşar ve Sibel Can’ın çocuklarına düşkünlüğü de takdire şayan. Sibel Can çocuklarının sayısını üçe çıkarırken Hülya Avşar çok istemesine rağmen tek çocukla kaldı.
Her anne gibi onlar da çocukları için en iyi olanı istiyorlar bunun yanında mesleklerini de icra ediyorlar. Sibel Can ikinci boşanma olayının eşiğinde ve üç çocuk sahibi anne olmanın tüm güzelliklerini yaşarken çocuklarının birinden yani Emir Aksüt’ten ayrılmamanın da mücadelesini veriyor. Çocuklar annelerinin yanına yakışıyor. Erkekler boşandıktan sonra ne için çocuğu isterler anlayabilmiş değilim. Zaten tüm gün işte, ardından gece gezmeseler olmaz ama anneler için durum öyle değil. Anne olan bir kadın her an çocukları ile olmak için çırpınır diğer işler hep ikinci plandadır.
Erkeklerin boşandıktan sonra çocuk istemelerini kıskançlık ya da intikam olayı gibi düşünüyorum. Zaten çocuğu alsalar da kendileri bakamıyorlar ki ya yaşlı babaanne bakacak ya da bir bakıcı tutup, bakıcıya teslim edecek başka yol yok. Madem kendin bakamayacaksın ve bunu herkes biliyor o zaman çocuğu babanın istemesi lüzumsuz.
Şimdi neden bu konuya değindiğimi merak ediyorsanız eğer olay Sibel Can’ın Sulhi Aksüt ile boşanmasının sonrasında oğlu olan Emir Aksüt'ün velayetini kimin alacağıdır. Yüce yargı en doğru kararı verecektir.
Sibel Can’ın güçlü yorumu ile “Yalnızlar Treni” şarkısını dinliyorum, yalnızız hepimiz bu tren hiç boşalmaz.
Ay Işığı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bazı sözler karanlıkta söylenir,
YanıtlaSilBazı sözler hiçbir zaman.
Murathan Mungan