Derinlerden derinlere, ucu bucağı yok, iniyorum.
Karanlıklar bir hoş ediyor sar-hoş ediyor.
Bir köşede, bazen açacağım o köşenin kapısını, seninle konuşacağım senden habersiz diyerek yine esin kaynağımdın.
İç çekişin, can çekişin, enerjimi çekişin ile çektin ruhumu yüzyılların ıssızlığı ruhunla son perdedeydi.
Hangi kelimelere sığardı ki ruhunun güzelliği, gülistan olan ruhumda dirilişinle, diriliş sebebimdin.
Sanki yerin hazırdı da bir sen eksiktin, seninle tamamlandım. Boynu bükük kalmadı düşüncelerim, ruhuma estirdiğin meltemle yıkandım.
Yokluğun beddua gibiydi, varlığın kabul edilmiş en güzel dua oldu. İyi ki savrulan ruhum ruhuna değdi. Bir koluma Lodos, diğer koluma Poyraz rüzgarlarını taktım. Estikçe esiyorum, estikçe seni anıyorum, estikçe seni arıyorum. Rüzgarın sesini dinle benden sana anlatacakları var.
Yağmurlar taşınır kâh sağanak olurum, kâh çisilderim. Çiğ tanelerinde gör yüzümü, sana bakarken ışıldayan gözlerime gözünü değdir.
Dost kitabıma yazdım adını en silinmez kalemimle, dostluğunun sarhoşluğunu yaşarken her güneş doğuşuyla dostluk şarabımı yudumluyorum. Mey sarhoşluğu değil bendeki, senin aynanda taranan ruhumun huzur sarhoşluğudur.
Niye bu kadar geç geldin ki?
Paraf
Karanlıklar bir hoş ediyor sar-hoş ediyor.
Bir köşede, bazen açacağım o köşenin kapısını, seninle konuşacağım senden habersiz diyerek yine esin kaynağımdın.
İç çekişin, can çekişin, enerjimi çekişin ile çektin ruhumu yüzyılların ıssızlığı ruhunla son perdedeydi.
Hangi kelimelere sığardı ki ruhunun güzelliği, gülistan olan ruhumda dirilişinle, diriliş sebebimdin.
Sanki yerin hazırdı da bir sen eksiktin, seninle tamamlandım. Boynu bükük kalmadı düşüncelerim, ruhuma estirdiğin meltemle yıkandım.
Yokluğun beddua gibiydi, varlığın kabul edilmiş en güzel dua oldu. İyi ki savrulan ruhum ruhuna değdi. Bir koluma Lodos, diğer koluma Poyraz rüzgarlarını taktım. Estikçe esiyorum, estikçe seni anıyorum, estikçe seni arıyorum. Rüzgarın sesini dinle benden sana anlatacakları var.
Yağmurlar taşınır kâh sağanak olurum, kâh çisilderim. Çiğ tanelerinde gör yüzümü, sana bakarken ışıldayan gözlerime gözünü değdir.
Dost kitabıma yazdım adını en silinmez kalemimle, dostluğunun sarhoşluğunu yaşarken her güneş doğuşuyla dostluk şarabımı yudumluyorum. Mey sarhoşluğu değil bendeki, senin aynanda taranan ruhumun huzur sarhoşluğudur.
Niye bu kadar geç geldin ki?
Paraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.