O kendini biliyor'a ithaftır.
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;
Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...
Necip Fazıl
Dedi bir can, can ki can içinde başka bir can. Elbet benim de vardı uçmak istediğim semavi ülkelerim, kırık kanatlarımla da olsa hiçbir çırpınışım boşa değil. İçimde gurbet, gurbet olmuşken sen oldun ruhuma vuslatım.
Hicranlı yıldızlar yine, sırça köşkümden ses çıkmaz olmuşken yeşil bir ışıktı düşlerin. Gözlerimi kamaştırdı, göremediğim gözlerindeki ışığın ile yoluma fenerdin. Ben kentin sokakları bu kadar aydınlaşmışken hiç dolaşmamıştım. Neler neler gördü ömrüm de bir ah etmedim. Etmediğim ahlarıma kefen biçmiş zaman. Gitmenin adı gurbet, kalsan bir nefeslik oturup da baksan ne çok yol almışız. Zamanla yarışır gibi ne çok anlatacaklarımız varmış.
Fırından yeni çıkmış ekmek kadar sıcak, yıldızların arasından süzülmüş gibi parlaktı umuduma umut katan düşüncelerin. Pozitif sandığım ben, seni tanıdığımda ne kadar azalmışım anladım.
İyi ki gece bitmeden,
İyi ki şafak son kez sökmeden,
İyi ki ten ruhtan ayrılmadan geldin.
Sonraki blogu için tıklayınız.
Tuval
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.