25 Aralık 2009 Cuma

Özgür Üniversite


Bilimin meta haline getirildiği günümüzde "kimin için bilim" sorusu yakıcılığını korumaktadır. Bilim bir araç olarak sermayenin emrinde olduğu yaşanan bir gerçektir. Halkın gerekleri ve mutluluğu için kullanılmamaktadır.

Eğitimin ilköğretimden başlayıp üniversiteye kadar ticarileştirilmesi bu alandaki sorunun bir başka yüzüdür. Üniversitelerde verilen eğitimin niteliğinde tartışma konusudur.
Bu konuda sizinle tamamen farklı bir anlayışla kurulan Özgür Üniversiteden bahsetmek istiyorum.
Kurucusu Fikret Başkaya... 1940’ta Denizli'de doğmuş. İzmir Atatürk Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü’nü bitirmiş. Paris ve Poitiers üniversitelerinde doktora öğrenimini tamamlamış. Doktora aşamasında ve sonrasında, Azgelişmişlik ve Emperyalizm, Kapitalizmden Sosyalizme Geçiş Sorunları üzerine birçok araştırma yapmış. Yurda döner dönmez askere gitmiş. Yedek Subay Okulu'ndayken 'sakıncalı er' sayılmış. Askerlik sonrası değişik kuruluşlarda araştırmacı olarak çalışmış. Bir süre Sosyal Hizmetler Akademisi'nde iktisat dersleri vermiş. Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesiyken ‘Paradigmanın İflası’ adlı kitabından ötürü, Terörle Mücadele Yasası'na muhalefetten 20 ay hapis cezasına çarptırılmış. Cezasını, Haymana Kapalı Cezaevi'nde çekmiş. Özgür Üniversite’nin kurucusudur.

Eserleri:
Çevre Kapitalizmi ve Azgelişmişlik Süreci,

Devletçilikten 24 Ocak Kararlarına,

Borç Krizi Üzerine Bir Deneme, Paradigmanın İflası,

Kalkınma İktisadının Yükselişi ve Düşüşü,

Azgelişmişliğin Sürekliliği,

Yenilgi Tuzağı.

Doç. Dr. Fikret Başkaya, Kuruluş bildirgesinin 10. maddesinde şöyle deniliyor;
X. Bilime ihtiyacı olanlar, özgürleşmenin ideolojik köleliği aşmaktan geçtiğine inananlar, kapitalist "küresel püskürtme stratejisi"nin aynı şekilde geri püskürtülebileceğini, bunun insan iradesi dâhilinde bir şey olduğunu düşünenler, pasif bir yığını değil, tarihin öznesi olma iddiasını paylaşanlar, sömürü, baskı ve şiddete karşı olanlar, dışlanmışlığın, marjinalleşmenin bir kader olmadığının bilincinde olanlar, aşağılanmış, düşürülmüş insan haysiyetini restore etmekten yana olanlar, Dünyanın zenginliğinin küçük bir şımarık azınlık tarafından yağmalanmasını içine sindiremeyenler, kapitalist yağmanın geri dönülmez toplumsal ve ekolojik felaketler ve yıkımlar yaratması karşısında tepkisiz kalmak istemeyenler, hızla çürürken her şeyi çürüten komprador rejim altında kişisel çıkar hesapları yapmanın anlamsız ve saçma olduğunu görenler, aralamakta olduğumuz yolda bize katılınız. Çoğalarak yürüdüğümüz yolu şenlendiriniz. Davetimiz sizedir…

Arjin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.