27 Aralık 2009 Pazar

Kalbim Yanardağ Ağzım Krater, İçim Devamlı Patlıyor

Sanki ellerimi hiç bırakmamışsın, sensiz yaşadığım günler hiç olmamış gibi… Madem hep ellerimi tuttun ve bırakmadın, madem hiç sensiz kalmadım o zaman içimde bu birikmiş özlem volkanı niye?
Sana söylenmeyi bekleyen o kadar çok sevgi sözcüğüm var ki hangisinden başlayacağımı bilemiyorum, susuyorum, sindiriyorum, sinmiyorum.

Olmadığın günlere inat, sustuğum anlara inat, acılara inat hep konuşmak istiyorum. Sen sustuğunda dünya buz kesiyor, gökyüzünü bulutlar sarıyor, gün soyunuyor ve geceye bürünüyor. Yokluğun mahşeri yaşatıyor, hınca hınç dolu çevremde seni arıyor ellerim, gözlerim yolumu bulmak, sana ulaşmak için çabalıyor.

Hiç düşünmemiştim bir gün geri geleceğini ama iyi ki geldin. Yokluğunda da ben sendeydim ama seninle yokluk yan yana durmaması gereken iki zehirli kelime. Geldiğin yerde kal, sakın bir daha gitme, gideme… Gitmen gerekirse de beni de al gittiğin her neresi ise, hiç şikâyet etmem, sitem de bilmem varlığın ile avunmayı yokluğunda öğrendim işte bu yüzden, sırf bu yüzden seni asla üzmem, üzemem.

25 Aralık 2009

Paraf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.