31 Aralık 2009 Perşembe

Antalya


Âşıklar şehri Akdeniz'in incisisin sen Antalya. Sana olan sevgim yüreğime düşen bir aşk ateşi gibi başlamıştı. Çok seviyordum seni, denizini, güneşini, yazını, kışını, dağını, ovanı her şeyinle seviyordum, içimdeki aşk ateşi büyüdükçe sana olan sevgim daha büyüyordu.


Bir sonbaharda tanışmıştım seninle Antalya, adeta beni büyülemiştin içimde yıllar önce küllenmiş olan sevda ateşim yanmaya başlamıştı. Öyle bir yanıyordu ki bedenimi saran ateş ile beraber titremelerimden kendime hâkim olma noktasında yetersiz kalıyordum. Çok seviyordum seni uğruna hiç gözümü kırpmadan her şeyi yapardım ama ben senin için ölü doğmuş bir çocuktum.

Senin için ölü bir çocuk olsam da ben seni sevmeye devam etmiştim aklım ve mantığım yüreğime hükümsüz kalmıştı. Sana yakın iken senden uzak kalmak ise beni biçare bırakıyor sana ulaşamamanın acısı her gün yüreğimi yakıyordu. Hep acı çekmekmiş Antalya'ya sevdalanmak, hasret çekmekmiş seni sevmek, özlem duymakmış seni sevmek, lal kalmakmış seni sevmek.

Ben bu sevdada her şeyi yaşamıştım ve ben hala senin için ölü doğmuş çocuktum, uzaklaşmak istiyordum, kaçmak istiyordum, görmemek istiyordum, duymamak istiyordum, hiçbirini de beceremiyordum. Ne zaman bu şehirden uzaklaşmak istesem geri senin yanında buluyordum kendimi, varlığın ile mutlu olmayı öğrenmiştim. Uzakta da olsa, ben onun için ölü çocukta olsam mutlu oluyordum. Varlığın ile şiirler yazıyordum sana, türküler söylüyordum ben sana, seni mutlu etmek adına ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyordum.

Günler, haftalar, aylar, yıllar geçti böyle, sana olan sevdamı ne kelimeler anlatabilir, ne cümleler anlatabilirdi. Hiçbir şey ifade etmiyordu kendimden bile çok seviyordum ama ben senin için ölü doğmuş çocuktum. Koymuştum kafaya artık çok sevdiğim bu şehirden gitmeliydim, senden uzaklaşmalıydım Antalya, gözden ırak olan gönülden ırak olur diyordum. Kendime böyle teselli veriyordum, gitmeliydim be gülüm gitmeliydim, sana senin kadar yakın olup da sana ulaşamamanın acısını bir ben bilirim.

Her gece akıttığım gözyaşları dinmek bilmiyordu, sen hiç görmüyordun. Her günüm elem, her günüm keder olmuştu. Acı ile yaşamak benim için yaşam biçimi olmuştu, gitmek istiyordum bu acılardan kurtulmam lazımdı. Mutlaka senden uzaklaşmam lazımdı ve o an geldi be gülüm, gitme zamanı geldi yolun sonu göründü. Çok sevdiğim Antalya benim için acılar şehri olmuştun, acılar şehrini terk ediyorum artık.

Bu şehir bensiz kalacak. Yeni aşklara, yeni sevdalara gebe kalacak, umarım bu şehir hüsran şehri olmasın başkalarına, benim yandığım gibi kimsecikler yanmasın, benim ağladığım gibi kimse ağlamasın, gidiyorum Antalya'm çok sevdiğim şehir, senden ayrı kalmanın acısı tüm bedenimi sarmış durumda, biliyorum ki bu acılar zamanla geçecek azalacak.

Elveda Antalya'm, elveda karasevdam hoşça kal.

Korsan

1 yorum:

  1. Kuvvete dayanmayan adelet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. -Pascal-

    Iyi olmak kolaydir, zor olan adil olmaktir. -Victor Hugo-

    Bir düsmani affetmek, bir dostu affetmekten daha kolaydir. -Mme Dorothe Delusy-

    Baskalarini sık sık affedin, ama kendinizi asla. Publilius Syrus

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.