21 Aralık 2009 Pazartesi

Alışırsın


Dillerin ağlar, dilinin ucuna gelip de söyleyemediklerin yakar

Zamanı yitirdin, nerede tükettin bensiz ömrünü?


Yok saydığın tüm acıların yağar üzerime

Kardelen olmuş yüreğim...

Gül deren ellerin şimdi nerede?

Hercai bir dokunuşsun ruhuma gözlerin değdiğinde nasıl da bir ürperti sarar dört bir yanımı sanki ruhum bedenimden kaçmış, senin ruhunun aynasında taranır. Düş bozumu sabahlara gebe olan gecenin sabaha yüz tutmuş anlarında "ah şimdi yanımda olsaydı" diye söylenirken uykuya teslim ettiğim kendimi seninle uyanmaya, sana uyanmaya şartlamışım. Sabahım da, güneşim de sen olmuşken, ruhuma sen doğarsın gün uzadıkça uzar geceye çelme takarken ben en derin suslarda beklerim yıldız olup bana akma halini.

İncinmiş ruhun ellerimde nasıl öpsem, koklasam da tüm yaşadığın kırıklıkları alsam senden ve kör kuyuya atsam. Hiç iz kalmasa, şimdi yaşamaya başlamış gibi hissetsen ve içime doğsan, adını aşk diye kulağına okusam, gözlerime bakıp kendini gözlerimde bulsan.

Yaşamak isteyip de yaşayamadığın ne varsa saysan, yaşadığını hissettiğin anların çoğaldığı bir düş olsam. Nereye bakarsan bak, o an sana baktığımı bil. Ne konuşursan konuş aklında ben olduğumu bildiğim gibi...

Geri getirmek mümkün değil geçen günleri ama an içinde an olup doldururum nefes aldığın her anı. En derin nefesi çek içine orada kalayım, her nefesimde andığım gibi sen de an seni özleyen, seni düşleyen yüreğimi.

Zamansız gelişinle şenlendi ciğerparem, festival günleri yaşıyor ömrüm hiç bitme, hiç gitme güzel aynam.

Alıştım varlığına, alıştığın gibi varlığıma...


Tuval

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.