Sevgiler Günü'nün başlangıç tarihi eski Roma zamanına uzanıyormuş. O zamanın İmparatoru 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdarmış. Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamakmış. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriymiş.
Bu duruma da bir çözüm getirmesi gerektiğinden çözümü Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırarak bulmuş. Elbette bu yasağa karşı çıkan ve direnenler de çok olmuş.
Aziz Valentine, Claudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan bir papaz. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etmişler. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrenince kızılca kıyamet kopmuş.
Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği ve İmparator'un yasağına karşı geldiği için itaatsizlikten tutuklanmış ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürülmüş. Ölümüne çok üzülenler onu milattan sonra 270 yılının 14 Şubatı Hıristiyan şehitliğine gömmüşler.
14 Şubat 270 yılında ölen Valentine'nin ölüm günü o günden sonra Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bu olaydan 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius Aziz Valentine'i onurlandırmak için Şubat 14'ü olarak belirlemiştir.
Her yıl "acaba sevgilime bu sevgililer günü ne alsam" diye sizi strese sokan günün kahramanı sevgililerin gönlündeki yerini hep taze tutmuş. Böyle bir günü unutmamak ve sevgili olduğunu vurgulamak, hissettirmek isteyenler ile de hediyeleşerek gün kalıcı hale getirilmeye çalışılıyor.
Her güne düşen bir ölüm, bir tarihsel olay var. Her yıl bu günlerin sayısında da yavaş yavaş artış oluyor. Kısacası yakında kutlamasız bir günümüz bile geçmeyecek.
Sevgilisi olanlar bu günün telaşına günler öncesinden düşmüşken, sevgilisi olmayanlar da bu çılgınlığı seyrediyor. Sevgilisi olmayanların sevgililer gününü kutlarım. Çünkü diğerlerinkini zaten sevgilisi kutlayacaktır.
Bu duruma da bir çözüm getirmesi gerektiğinden çözümü Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırarak bulmuş. Elbette bu yasağa karşı çıkan ve direnenler de çok olmuş.
Aziz Valentine, Claudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan bir papaz. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etmişler. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrenince kızılca kıyamet kopmuş.
Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği ve İmparator'un yasağına karşı geldiği için itaatsizlikten tutuklanmış ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürülmüş. Ölümüne çok üzülenler onu milattan sonra 270 yılının 14 Şubatı Hıristiyan şehitliğine gömmüşler.
14 Şubat 270 yılında ölen Valentine'nin ölüm günü o günden sonra Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bu olaydan 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius Aziz Valentine'i onurlandırmak için Şubat 14'ü olarak belirlemiştir.
Her yıl "acaba sevgilime bu sevgililer günü ne alsam" diye sizi strese sokan günün kahramanı sevgililerin gönlündeki yerini hep taze tutmuş. Böyle bir günü unutmamak ve sevgili olduğunu vurgulamak, hissettirmek isteyenler ile de hediyeleşerek gün kalıcı hale getirilmeye çalışılıyor.
Her güne düşen bir ölüm, bir tarihsel olay var. Her yıl bu günlerin sayısında da yavaş yavaş artış oluyor. Kısacası yakında kutlamasız bir günümüz bile geçmeyecek.
Sevgilisi olanlar bu günün telaşına günler öncesinden düşmüşken, sevgilisi olmayanlar da bu çılgınlığı seyrediyor. Sevgilisi olmayanların sevgililer gününü kutlarım. Çünkü diğerlerinkini zaten sevgilisi kutlayacaktır.
Bir yakınını kaybedenin yüreğinde o ilk gün kırk mum yanar,
YanıtlaSilSonra her gün bir tanesi söner.
Kırkıncı gün tek bir mum kalmıştır yanan; işte o hayat boyu sönmez.
Ve insan sadece ölümle kaybetmez sevdiklerini…
Üstün Dökmen