Hayatımızdaki bazı şeyleri neden erteleriz bilmem ki... Birisi bize bir şey sorduğu zaman cevap genelde ''şimdi zamanı mı canım'' olur. O bizim bahsettiğimiz zaman, ne zaman acaba? Ya da şöyle sorayım her şey için ayrı bir zaman dilimi mi var?
Aslına bakarsanız zaman dediğimiz şey aslında o kadar da çok değil. Bir ömür sadece zaman. Ömür ise ne kadar sürer belli değil...
Ablam vefat ettiğinde daha 19 yaşındaydı, ben ise 17 yaşımdaydım. Ablamın zamanı dolmuştu artık. Bizimle birlikte bir öğün daha yemek yiyemeyecekti. Ben okuldan geldiğimde artık kapıda o olmayacaktı. Evet, ablamın zamanı dolmuştu, benim ki ise hala devam ediyor. Ama ne kadar daha devam edecek? Şimdi yatacağım gözlerimi kapatacağım peki yeni bir güne tekrar açabilecek miyim? Kalbini kırdığım kişilerden özür dileyecek kadar vaktim var mı acaba? Arkadaşlarla hep ertelediğimiz sinemaya gidecek vaktimiz var mı? Sevip de söyleyemediğimiz kişiye 'seni seviyorum' diyebilecek vaktimiz var mı?
Dedim ya hep erteleriz. Aslına bakarsak da bu ertelediğimiz şeyleri yapmak için iki dakika yeter.
Bu yazımı okuyacak olan herkesten bir ricam var. Şimdi yapmayı ertelediğiniz ne varsa onu yapın. Bir arkadaşınızın kalbini mi kırdınız onu arayın özür dileyin. Annenizi ya da babanızı aramayı mı erteliyorsunuz hemen telefona sarılın. Sevdiğiniz var ama ona söyleyemiyor musunuz, unutmayın belki yarın onun ya da sizin zaman dolmuş olacak.
Artık ertelemeyin...
Zaman ertelenecek kadar uzun değil...
Güldemim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.